Dinleme eğitimi konusunda 1998-2013 yılları arasında yapılan yüksek lisans ve doktora tezlerinin ele alındığı bu çalışmada tezler; yapıldığı yıl, üniversite ve enstitü, tür, hedef kitle ve konu değişkenlerine göre değerlendirilmiştir. Çalışmada meta-analiz yöntemi kullanılmıştır. Çalışmanın verileri, Yüksek Öğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi veri tabanından kavram ve anabilim dalı düzeyinde tarama yapılarak elde edilmiştir. Kavram taramasında, "Türkçe, dinle, anla, işit, duy"; anabilim dalı taraması ise, "Türkçe, Türkçe Eğitimi, Türkçenin Eğitimi ve Öğretimi, Yabancı Dil Olarak Türkçe, Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretimi" anahtar kelimeleri kullanılmıştır. Taramalar sonucunda dinleme eğitimi alanında 10'u doktora 39'u yüksek lisans olmak üzere 49 çalışmanın yapıldığı, en çok tezin enstitü bazında sosyal bilimler enstitüsünde (f=24), üniversite bazında ise Gazi Üniversitesinde (f=10) yapıldığı belirlenmiştir. Ayrıca yapılan tezlerin hedef kitle bakımından en fazla ilköğretim ikinci kademeye, konu bakımından ise en çok "öğretim yaklaşım, strateji, yöntem ve teknikleri"ne (f=23) yöneldiği bulgusuna ulaşılmıştır. Sonuçta, sayısı giderek artmasına rağmen, anlama becerilerinden okuma üzerine yapılan çalışmalarla karşılaştırıldığında dinleme becerisiyle ilgili çalışmaların yeterli olmadığı ve dinleme becerisinin ihmal edilmişliğinin devam ettiği söylenebilir.

Cultural heritages are the history of the nations, and history forms the identities of the nations. Therefore, protection of cultural heritages means protection of the history and identity of the nations. Identification of the current status of cultural heritages is important for documentation, preservation, and for use as a base for restoration. Documentation studies need robust and scientific methods. GIS and photogrammetry have recently been the most commonly used scientific methods for documenting cultural heritages. The aim of this study is investigate the photogrammetric method and GIS for documentation of cultural heritages digitally. In documentation studies, digital terrestrial photogrammetry is one of the main methods of processing information of historical monuments on computers according to GIS and documenting it in three dimensions. In this study for documentation, all data of 46 historical monuments located in Silifke/Mersin were collected and transferred to a database so that it is made queryable. Some of those heritages were reconstructed as 3D models by the use of photogrammetric techniques. Finally, 3D Models were integrated into the system for presentation.

SUMMARYThe explication of candidate line and new varieties is uncomfortable the affect of genotype-by-environment interaction (GEI). The AMMI (Additive main effects and multiplicative interaction) analysis and GEI is making to estimation grain yield and understands GxE interaction patterns by researches as differential ranking of variety yields in multi-environment trials. So, a candidate of release and three spring barley varieties which registered in different years were reclaimed at seven environments. The experiments were performed according to a complete randomized block design with four replications. The stability and superiority of genotypes for yield was determined using AMMI and GGE biplot analysis. Factors (G, GE, and GEI) were found to be highly significant (P < 0.01) for grain yield. AMMI analysis indicated that the major contributions to treatment sum of squares were environments (79.4%), GE (13.9%) and genotypes (6.4%), respectively, suggesting that grain yield of genotypes were effected environmental conditions. The GGE biplot indicated that PCA 1 and PCA 2 axes (Principal component) were significant as P<0.01 and supplied to 86.3% of the complete GxE interaction. The GGE biplot indicated that four mega-environment were occured in terms of varieties. The varieties and candidate line took part in an independent mega-environment. On the other hand, Candidate line showed general adaptability (E1, E2, E4, E5 and E7), while Altikat and Sur 93 showed specific adaptation to E3 and E6 respectively. According to both techniques, especially Sahin 91, Sur 93 and Altikat came forward with low yielding, while candidate line with high yielding, stability and general adaptability. Statistical results indicated that AMMI and GGE biplot are informative techniques to compare varieties with candidate lines to discover general stability, adaptation pattern for practical recommendations.

SUMMARYGrain yield is very important and complicated trait in spring barley breeding and rely upon combination varied plant traits (agronomic and quality). For this reason, a real barley breeding program necessaries an appropriate mentality of the relationships between grain yield and traits. The aim of study was evaluate the relationship of grain yield and other traits of 25 spring barley genotypes in one location during two years by GGE Biplot analysis. The experiments were performed according to a complete randomized block design with three replications. Factors (G, GE, and GEI) were found to be highly significant (P < 0.01) for grain yield. GGE Biplot indicated that three group were occurred among traits, first group (thousand grain weight, protein content, crude cellulose and cold damage), second group (hectoliter weight, lodging, plant height and heading time), third group (grain yield and seed humidity). Moreover, the study showed that negative correlation was found between grain yield and traits without seed humidity. The results of AMMI model and GGE Biplot indicated that G12, G13, G16 and G18 is proper for grain yield, G2, G6, G19 and G1 desirable origin for quality and other agronomic traits to select for advance stage and use in barley breeding program.

ÖzGeçmişimiz ve geleceğimiz arasında köprü olan tarihi kültür varlıklarımızın yok olmaya yüz tuttuğu günümüzde kayıt altına alınarak korunması büyük bir ehemmiyet taşımaktadır. Bu eserlerin mevcut durumlarının tespit edilmesi, belgelenmesi, korunması ve gelecekte yapılabilecek yenileme çalışmalarında altlık olarak kullanılması açısından önemlidir. Bu çalışma ile Mezgit Kale Anıt Mezarının fotogrametrik yöntemle ölçülmesi, üç boyutlu modellenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada ölçümler, 5 adet poligon noktası yardımıyla yapıyı kapsayacak şekilde Kapalı Poligon Geçkisi tesis etmek suretiyle Topcon GPT -3007 Reflektörsüz Total Station cihazı yardımıyla gerçekleştirilmiş olup poligon noktalarının koordinatları iki yarım silsile yöntemiyle lokal olarak hesaplanmıştır. Photomodeler programı ile arazide elde edilen veriler kullanılarak yapının gerçek ölçülerde üç boyutlu modeli oluşturulmuştur. AbstractIt is a great importance to record and protect the historical cultural assets that are bridging between our past and our future today. It is important that these works are used as a base for the identification, documentation, preservation and future work which can be done in the future. With this study, it is aimed to measure Mesgit Castle Anıt Mezarın by photogrammetric method and to model it in three dimensions. Measurements in the study were carried out with Topcon GPT -3007 Reflectorless Total Station device by establishing Closed Polygon Pass to cover with 5 polygon points and the coordinates of polygon points were calculated locally by two half -way method. Using Photomodeler program and real data obtained from the field, three dimensional model was created in real scale

No abstract

Bu çalışmada, bazı ekmeklik buğday çeşitlerinin verim performansı, stabilitesi ve çeşit x çevre interaksiyonları incelenmiştir. Denemeler tesadüf blokları deneme desenine göre dört tekrarlamalı ve sulu şartlarda yürütülmüştür. Tane verimi, ana etkiler ve çarpımsal interaksiyonlar (AMMI) analizi ile değerlendirilmiştir. Kareler ortalaması sırasıyla; %83.34' ü çevreden, %10.35'i çeşit x çevre interaksiyonundan ve %6.29'ü ise çeşitten kaynaklandığı saptanmıştır. Tane verimi en fazla çevre şartlarından etkilenmiş faktörler %0.01 'e göre önemli olduğu tespit edilmiştir. PCA 1 ve PCA 2 eksenlerinin çeşit çevre interaksiyonundaki etkisi sırasıyla %62.35 ve %37.65 olduğu saptanmıştır. AMMI analizi sonuçlarına göre Nurkent çeşidi negatif b değerine sahip olsa da hem stabil hem de en yüksek verimli, Bitacora çeşidinin (yurt dışı tescilli) ise verim ortalamasının üzerinde bir verime sahip olup stabilite çizgisinden oldukça uzak olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmanın yürütüldüğü Şanlıurfa lokasyonunun yüksek verim (740.8 kg/da) Diyarbakır lokasyonunun düşük verim (541.1 kg/da) potansiyeli çevre şartlarına sahip olduğu anlaşılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, mevcut iki çeşitten daha yüksek diğer üç çeşitten daha düşük verime sahip Bitacora çeşidi, Şanlıurfa lokasyonunda ilk sırada tercih edilmesi gereken çeşit olduğu tespit edilmiştir. Ekmeklik buğday açısından tane verimi kadar önemli olan kalite kriterleri açısından da iyi sonuçlara sahip olduğu takdirde, bu aday çeşidin araştirmanin yürütüldüğü bölgelerde yetiştiriciliğinin tavsiye edilebileceği sonucuna varılmıştır.

No abstract