Unemployment is an important economical concept indicating the economic development of countries. In addition, unemployment is studied quite frequently in a sociological context since it also affects the level of welfare, quality of life and psychological tendencies of individuals living in a country. In this study, unemployment was examined not as a macroeconomic variable but with micro data acquired from the household surveys carried out by the Turkish Statistical Institute (TUIK). Based on 2015 data, the demographic factors with impact on the employment status of people in Turkey were studied in addition to examining whether or not they are related with the happiness of individuals. Non-parametric tests were preferred since the analysed variables had a categorical structure. Log-linear models from among the advanced contingency tables analysis methods were used for examining the more than two way relationships of variables. It was determined as a result of the analyses carried out that the employment is related with happiness and gender and that there is a statistically significant difference between happiness and gender.

İş-yaşam çatışmasının Koronavirüs (COVID-19) pandemisi sürecinde yeniden değerlendirilmesi: Kadın akademisyenler açısından... Araştırma Makalesi / Research Article İş-yaşam çatışmasının Koronavirüs (COVID-19) pandemisi sürecinde yeniden değerlendirilmesi: Kadın akademisyenler açısından nitel bir araştırma Evaluation of work-life conflict during Coronavirus (COVID-19) pandemic: A qualitative research from woman academics' perspective Gönderim Tarihi /

Çalışanların bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunduğu bir ortamda iş görmeleri hem bireysel hem de toplum yararına hizmet etmektedir. İş sağlığı ve güvenliği açısından risk düzeyi, faaliyette bulunulan sektöre göre farklılık arz etmektedir. Sektörlerin risk düzeylerinin saptanması, ortaya çıkabilecek olumsuz durumları minimize etmeye yardımcı olacaktır. Bu amaçla araştırmada iş kazaları ve meslek hastalıklarını temsil eden 7 kriter belirlenmiş, ekonomik faaliyet sınıflamasında yer alan 88 sektör ise alternatif seti olarak ele alınmıştır. Analizlerde, Sosyal Güvenlik Kurumunun yayımladığı 2020 yılı istatistikleri kullanılmıştır. Gri İlişkisel Analiz (GRA) yöntemiyle öncelikle kriterlerin eşit öneme sahip olduğu varsayılarak bir sıralama elde edilmiştir. Ardından kriter ağırlıklarının objektif olarak belirlendiği CRITIC yöntemiyle Gri ilişkisel analiz yöntemi birlikte kullanılarak yeni bir sıralama yapılmıştır. Her iki durumda da iş sağlığı ve güvenliği açısından en riskli sektörün bina inşaat olduğu, ikinci ve üçüncü sıralarda ise fabrikasyon metal ürünleri imalatı ve insan sağlığı hizmetleri olduğu saptanmıştır. Risk seviyesinin en düşük olduğu sektörler ise uluslararası örgütler ve temsilcilik faaliyetleri ile hane halkları tarafından kendi kullanımlarına yönelik olarak üretilen ayrım yapılmamış mal ve hizmetler olarak belirlenmiştir.

No abstract

Undergraduate students' learning experiences are thought to have a significant impact on their future career choices. The Engineering Learning Experience Scale (ELES) was created within the framework of Social Cognitive Career Theory to accurately evaluate learning experiences arising from direct or indirect learning activities in or out of school. The purpose of this research is to adapt and validate the ELES in Turkish. The scale was given to two groups of engineering students from a large public university in Turkey. In order to provide evidence of the reliability and validity of the scale, exploratory and confirmatory factor analyses were employed to analyze the psychometric properties of the instrument. According to the confirmatory factor analyses, the correlated four-factor model suited the data well. This study strengthens the standing of the ELES as a useful measurement tool in the field of engineering.

The concept of "decent work", which was officially introduced to the literature by the ILO in 1999, aims to increase the decent job opportunities of employees whose working conditions are deteriorating day by day due to globalization. Although it is seen that many issues related to employment are examined through film analysis in the literature, it is noteworthy that there is no study that examine decent work via film analysis. It is believed that this study will fill this gap in the literature. In this context, first, the concept of decent work has been examined within the framework of the Psychology of Working Theory (PWT). Then, elements of decent work and their effects on well-being are evaluated within the scope of PWT through selected scenes from the “Sorry We Missed You” film. As a result, it has been revealed that the courier service of the main character of the film is insufficient in terms of each of the decent work elements. Accordingly, it has been determined that the psychological and physiological well-being of the character deteriorates over time. It can be stated that “indecent work” has negative effects on psychological and physiological well-being.

Özİş değerleri bireylerin çalışma yaşamına ilişkin önem verdikleri unsurları ifade etmektedir. Bu çalışmada çalışanların iş değerlerinin sahip oldukları demografik değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu doğrultuda İstanbul'da çalışmakta olan 364 beyaz yakalı çalışan üzerinde bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların iş değerlerini ortaya koymak üzere Manhardt (1972)

Psikolojik sözleşme, işveren ve çalışan arasındaki istihdam ilişkisindeki dinamikleri açıklamak için kullanılan bir kavramdır. Psikolojik sözleşme, çalışanların örgütsel yükümlülüklere ilişkin öznel algılarını ifade etmektedir. Örgütsel politikalar, prosedürler, uygulamalar ve yöneticiler, çalışanlardan beklenenler ile örgütün çalışana sağlamakla yükümlü bulunduğu unsurlar hakkında bilgi aktarımı sağlamaktadır. Özellikle her kademeden yöneticinin, çalışanların örgüte yönelik algıları üzerinde etkin rol oynadığı varsayılmaktadır. Yöneticilerin, örgüt temsilcisi olarak psikolojik sözleşmenin oluşumu ve sürdürülmesi üzerinde etkili olduğu öne sürülmektedir. Bu çalışmanın amacı, algılanan yönetici desteğinin psikolojik sözleşmenin içeriği ve yerine getirilme düzeyi üzerindeki etkilerinin belirlenmesidir. Özel sektörde çalışan 224 beyaz yakalı katılımcı ile yapılan çalışmada, yönetici desteğinin psikolojik sözleşme unsurlarının örgüt tarafından vaat edilme düzeyini olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Ayrıca, yönetici desteği arttıkça, psikolojik sözleşmenin yerine getirilme düzeyinin de arttığı belirlenmiştir.