In this study, it is aimed to rank the satisfaction levels of the municipality services. For this purpose, 20 municipal services included in the Life Satisfaction Survey (LSS) that the Turkish Statistical Institution regularly applies every year are considered as alternatives. In addition, the satisfaction of citizens was evaluated not only for the last year, but also for the period of 2014-2019, and these years were considered as a set of criteria. LSS statistics contains the citizens' responses which involve such opinion as abstain and refusal besides yes or no answers. For analyze the effect of all types of opinions on decision process, the participant responses constituting the dataset were converted into Picture Fuzzy Numbers (PFNs) consisting of 4 parameters (positive, neutral, negative, and refusal). Finally, we apply utilize VIKOR (VIseKriterijumska Optimizacija I Kompromisno Resenje) method by using PFNs arithmetic operators and evaluate the citizens’ satisfaction levels of the municipality services. As a result, it was determined that the municipal services with the highest satisfaction were graveyard (A18) and fire-fighting (A17) activities, while the services with the lowest satisfaction were zoning and city planning (A10) and control of food producing facilities (A20).
In this paper, 81 Turkish provinces with different development levels were ranked using the TOPSIS method. To evaluate the ranking with TOPSIS, we presented an improvement to Mahalanobis distances, by considering a robust MM estimator of the covariance matrix to deal with the presence of outliers in the dataset. Additionally, the homogenous subsets, which were obtained from the robust Mahalanobis distance-based TOPSIS were compared with robust cluster analysis. According to our findings, robust TOPSIS-M scores reflect the inter-class differences in economic developments of provinces spanning from the extremely low to the extremely high level of economic developments. Considering indicators of economic development, which are often used in the literature, İstanbul ranked first, Ankara second, and İzmir third according to the Robust TOPSIS-M method. Moreover, with the Robust Cluster analysis, these provinces were diagnosed as outliers and it was seen that obtained clusters were compatible with the ranking of Robust TOPSIS-M.
Çalışanların bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunduğu bir ortamda iş görmeleri hem bireysel hem de toplum yararına hizmet etmektedir. İş sağlığı ve güvenliği açısından risk düzeyi, faaliyette bulunulan sektöre göre farklılık arz etmektedir. Sektörlerin risk düzeylerinin saptanması, ortaya çıkabilecek olumsuz durumları minimize etmeye yardımcı olacaktır. Bu amaçla araştırmada iş kazaları ve meslek hastalıklarını temsil eden 7 kriter belirlenmiş, ekonomik faaliyet sınıflamasında yer alan 88 sektör ise alternatif seti olarak ele alınmıştır. Analizlerde, Sosyal Güvenlik Kurumunun yayımladığı 2020 yılı istatistikleri kullanılmıştır. Gri İlişkisel Analiz (GRA) yöntemiyle öncelikle kriterlerin eşit öneme sahip olduğu varsayılarak bir sıralama elde edilmiştir. Ardından kriter ağırlıklarının objektif olarak belirlendiği CRITIC yöntemiyle Gri ilişkisel analiz yöntemi birlikte kullanılarak yeni bir sıralama yapılmıştır. Her iki durumda da iş sağlığı ve güvenliği açısından en riskli sektörün bina inşaat olduğu, ikinci ve üçüncü sıralarda ise fabrikasyon metal ürünleri imalatı ve insan sağlığı hizmetleri olduğu saptanmıştır. Risk seviyesinin en düşük olduğu sektörler ise uluslararası örgütler ve temsilcilik faaliyetleri ile hane halkları tarafından kendi kullanımlarına yönelik olarak üretilen ayrım yapılmamış mal ve hizmetler olarak belirlenmiştir.
AR-GE projeleri ciddi yatırım ve işgücü planlaması gerektiren projelerdir. Başarılı bir şekilde organize edilen AR-GE projeleri, hem işletmeye hem de ülkeye önemli katma değer sağlamaktadır. Gerek fon sağlayan kurum, gerekse proje önerisinde bulunan işletme açısından uygun projenin değerlendirilmesi kompleks bir karar sürecidir. Bu çalışmada bir işletmenin AR-GE departmanı tarafından önerilen 4 proje alternatifi arasından, 2021 yılı için değerlendirmeye sunulacak en uygun AR-GE projesinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Proje değerlendirme karar sürecinin etkinliğini artırmak üzere dilsel değişkenler ve bulanık sezgisel sayı karşılıkları ile alternatifler değerlendirilmiş ve karar matrisi oluşturulmuştur. Son adımda sezgisel bulanık gri ilişkisel analiz yöntemi uygulanarak en ideal projeye karar verilmiştir. Analiz sonucuna göre proje önerisi alternatifleri arasından A2’nin en ideal proje, A3’ün ise idealden uzak proje olduğu belirlenmiştir. Araştırmada, proje seçiminde kullanılmak üzere, grup kararını birleştiren ve karar sürecindeki belirsizliği azaltan yeni bir yaklaşım önerilmiştir.
Ulaştırma ve lojistik faaliyetleri ülkelerin ekonomik kalkınmasında, istihdam yaratmada ve rekabetçiliğin arttırılmasında büyük öneme sahiptir. Türkiye, konumu itibari Ulaştırma ve Lojistik faaliyetlerinin yoğun olarak gerçekleştiği bir noktadadır. Bu araştırmada da Ulaştırma ve Lojistik sektörünün, ülkenin ekonomik büyümesinde etkili olup olmadığı araştırılmıştır. Bu amaçla sektörün etkilediği yada etkilendiği düşünülen makroekonomik değişkenler kullanılarak Granger (1969) ve Hsiao (1979) nedensellik analizleri yapılmıştır. 2002/Q1 ve 2020/Q4 dönem aralığında verilerde Lee ve Strazicich (2003, 2004) testleri ile anlamlı yapısal kırılmalar tespit edilmiş olup, seriler analiz öncesi kırılmalardan arındırılmıştır. Analiz sonuçlarına göre Ulaştırma ve Lojistik sektörü ekonomik büyümenin nedeni değildir ancak ekonomik büyüme sektörü etkilemektedir. Dolayısıyla tek yönlü bir ilişki mevcuttur. Ayrıca petrol fiyatları ve kurdan, sektöre doğru tek yönlü nedensellik mevcuttur.
Hizmet sektörünün önemli bir payı ulaştırma ve depolama faaliyetlerinden oluşmaktadır. Bu nedenle, ulaştırma sektörüne yapılacak yatırımlar ve kazanılacak bireysel memnuniyetlerin uzun vadede önemi açıktır. Yapılan çalışmalar incelendiğinde, genellikle belirli bir bölge veya şehre ait tek tip ulaşım aracına yönelik olduğu görülmüştür. Bu çalışmada, Türkiye'de bireylerin ulaştırma hizmetlerinden memnuniyet düzeyleri Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2018 yılında yayımladığı Yaşam Memnuniyeti Araştırması'nın verileri kullanılarak incelenmiştir. Örneklem büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda sonuçların temsil gücünün oldukça yüksek olduğu düşünülmektedir. Çalışmada kullanılan Log-lineer modeller ikiden fazla değişkenin birbirleriyle etkileşimini de analize dahil ettiğinden, değişkenler arasındaki ilişkiyi daha detaylı belirlemektedir. Literatürde de ulaştırma hizmetlerden memnuniyet düzeyleri log-lineer modellerle daha önce incelenmemiştir. Sonuçlara göre, ulaştırma hizmetinden memnuniyetin yaş, cinsiyet ve eğitim gibi demografik faktörlerle oldukça anlamlı düzeyde ilişkili olduğu saptanmıştır. Hesaplanan üstünlük oranlarına göre, Türkiye'de erkekler ulaştırma hizmetlerinden kadınlara oranla yaklaşık 1.29 kat daha memnun, 60 yaş ve üzeri bireylerin memnuniyet düzeyleri de 60 yaş altından yaklaşık 2.34 kat daha fazladır.
Zaman ve mekândan bağımsız olarak istenen bilgiye anında ulaşabilme\ud imkânı sunan mobilite, internet ve mobil cihazların her geçen gün daha çok\ud yaygınlaşmasıyla günlük hayattaki kullanım alanını artırmaktadır. Bu çalışmada,\ud mobilitenin en önemli enstrümanı olan mobil cihazlar üzerinde donanım ve\ud yazılımın uyumlu çalışmasına, kontrol edilmesine ve yönetilmesine olanak sağlayan\ud mobil işletim sistemleri, belirlenen kriterlere göre uzman görüşü alınarak Çok\ud Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yaklaşımlarından VIKOR yöntemi ile\ud değerlendirilmiş, karar verme sürecinin doğasında bulunan belirsizliği gidermek\ud üzere bulanık sistem teorisi de karar sürecine dahil edilerek karar problemi Bulanık\ud VIKOR yöntemi ile çözülmüştür. Karar alternatifi olarak ele alınan 5 mobil işletim\ud sistemi, uzman görüşü alınarak analiz edilmiştir. Sonuç olarak IOS ve Android\ud Mobil işletim sistemleri uzlaştırıcı çözüm kümesinde ilk sırada yer almışlardır.Independently of time and space that provide access to the requested\ud information mobility, internet and mobile devices more widespread usage in daily\ud life increases every day. In this study, the most important instrument mobility on the\ud mobile devices to work compatible hardware and software, allowing controlling and\ud managing mobile operating systems, according to the criteria set by the expert\ud opinion of Multi-Criteria Decision Making (MCDM) approaches are evaluated with\ud VIKOR, in the decision-making process to address uncertainties inherent, the theory\ud of fuzzy systems were included in the decision process decision problem is solved by the method of fuzzy VIKOR. 5 mobile operating systems discussed as decision\ud alternatives have been analyzed by taking expert choice. After all IOS and Android\ud mobile operating systems have taken first place in the set of compromise solution
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.