Obezite prevelansı epidemik oranlarda artış göstermekte; obezite ve ona eşlik eden komorbid durumları majör halk sağlığı sorunu haline getirmektedir. Bununla birlikte obezite için diyet, fiziksel aktivitenin arttırılması, davranış değişikliği tedavisi ve farmakoterapi gibi birkaç etkili tedavi yöntemi bulunmakta ancak bu yöntemler sadece geçici kilo kaybı sağlamaktadır. Midenin boyutunu kısıtlayan ve kalori alımını sınırlayan bariatrik cerrahi, uzun dönemde kilo kaybı sağlamada ve obeziteye eşlik eden komorbid durumların iyileşmesinde en etkili tedavi yöntemi olarak görülmektedir. Tüm cerrahi girişimlerin bazı riskleri olsa da obezite, bariatrik cerrahi hastalarını yüksek riskli hale getirebilmektedir. Ameliyat sonrası majör komplikasyon gelişme riski çeşitli faktörlere bağlı değişmekle birlikte yaklaşık olarak %0.2-10 arasındadır. Ameliyat sonrası erken dönemde kanama, atelektazi, venöz tromboembolizm, anastomoz kaçağı, rabdomiyoliz; geç dönemde dumping sendromu, marjinal ülserler, beslenme ve vitamin yetersizlikleri gibi komplikasyonlar görülmektedir. Morbidite ve mortaliteyi önlemek için bu komplikasyonların önlenmesi, erken tanısı ve uygun tedavisi çok önemlidir. Baritarik cerrahi uygulamaları son yıllarda giderek artmaktadır. Bariatrik cerrahi girişimi ve hastanın obeziteyle ilişkili diğer sağlık sorunlarından kaynaklanan ameliyat sonrası komplikasyonların önlenmesi ve etkin yönetiminde, cerrahi hemşirelerine önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu makalede bariatrik cerrahi geçiren bireylerde ameliyat sonrası dönemde sıklıkla karşılaşılan komplikasyonlara ve hemşirelik bakımına yer verilmiştir.
Aim: The intravenous connectors are the gatekeeper of the intraluminal fluid pathway and frequently used by nurses in clinical areas. This study aimed to determine nurses' satisfaction of connectors used in intravenous therapy administration. Methods: This descriptive study was conducted between January and May 2016 in a training and research hospital in Istanbul. The sample of the study comprised 80 nurses/midwives working in the general surgery unit, reanimation intensive care unit, and outpatient chemotherapy unit. The data were collected by the Personal Information Form and Satisfaction Scale. Descriptive statistics,Spearman's rank correlation, independent sample t test and one-way analysis of variance (ANOVA) were used to analyze the data. Results: Of the participants, 65% stated they had not received any training in their institutions regarding connector usage, and 61.3% reported receiving no training about catheter-related infections. The participants' satisfaction score for the use of the connector (according to a 0-10 degree visual analog scale) was 6.45±3.12. It was determined that there was a significant relationship between the connector satisfaction scores and the easy use of the connectors (p <0.01). Conclusion: Control of catheter-related infections is a priority worldwide. Nurse training in the use of connectors and connector satisfaction can contribute to the prevention of infections by improving usage adherence.
Amaç: Ülkemizde, "Sağlıkta Dönüşüm" ile geçilen "Aile Hekimliği Modeli"yle birinci basamak sağlık hizmetlerinin niteliğinde ve sunuluş biçimlerinde önemli değişiklikler ortaya çıkmıştır. Bu model aile sağlığı elemanlarının çalışma yaşamını da etkilemiştir. Bu çalışmada, aile sağlığı elemanlarının aile hekimliği modeline ilişkin görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma tanımlayıcı bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemini, İstanbul ili Beyoğlu ve Şişli Toplum Sağlığı merkezlerine bağlı Aile Sağlığı merkezlerinde çalışan 112 Aile Sağlığı Elemanı oluşturmaktadır. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan soru formu ile toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler ve Pearson ki-kare testi kullanılmıştır. Bulgular: Aile sağlığı elemanlarının %39.3'ü aile hekimliğinde performansa dayalı maaş sisteminde hesaplamaların adil yapılmadığını, %73.2'si aile hekimliğinde iş doyumunun azaldığını, ayrıca %73.2'si, aile sağlığı elemanı adlandırmasının, mesleki haklarında kayıp yarattığını düşündüklerini belirtmişlerdir. Hemşire olan aile sağlığı elemanlarının aile hekimliği sisteminden memnun olma durumları ile sözleşme bittikten sonra aile hekimliği modelinde çalışma isteği (p<0.016), kurumun sağladığı olanaklardan memnuniyeti (p<0.039), yapılan işin görev tanımıyla uyumlu olması (p<0.001) ve maaş performans sistemine ilişkin değerlendirmeleri (p<0.008) arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki olduğu saptanmıştır. Sonuç: Birinci basamak sağlık merkezleri topluma açılan öncelikli sağlık kapılarıdır. Bu nedenle aile hekimliği modelinde önemli rol üstlenen aile sağlığı elemanı adı altında çalışan sağlık profesyonellerinin etkinliğini en üst seviyeye çıkarmak için yaşadıkları sorunlar belirlenmeli, iş doyumu ve motivasyonu artıracak girişimler uygulanmalıdır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.