Tükenmişlik, bireysel ve örgütsel düzeyde olumsuz etkileri olan kademeli bir süreçtir ve stresli olaylara karşı bir tepki olarak ortaya çıkar. İnsan merkezli çalışmayı gerektiren sağlık sektörünü çalışanları son derece stresli bir meslek grubu olarak görülmektedir. Bu nedenle, tükenmişlik sağlık çalışanları arasında oldukça yaygındır. Bu çalışmanın amacı, COVID-19 pandemi döneminde sosyal desteğin tükenmişlik üzerindeki etkisini sağlık çalışanları açısından incelemektir. Araştırmanın örneklemini sağlık sektöründe çalışan 337 katılımcı oluşturmuştur. Araştırma kapsamında değişkenler arasındaki ilişkileri ve etkileşimleri ortaya koymak için korelasyon ve regresyon analizleri uygulanmıştır. Korelasyon analizi sonucuna göre, sosyal destek kaynakları ile tükenmişliğin her bir boyutu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Araştırma hipotezlerini test etmek için yapılan regresyon analizi sonucu test edilen tüm modellerde sosyal destek kaynaklarından çalışma arkadaşı desteğinin tükenmişliğin duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve kişisel başarı hissi boyutlarını etkilediği ortaya konulmuştur. Ancak sosyal destek kaynaklarından aile desteği ve özel birinin desteğinin tükenmişliğin hiçbir boyutu üzerinde etkisinin lmadığı tespit edilmiştir.
Günümüzde küreselleşmenin etkisiyle liderlik, örgütlerin başarısını belirleyen en önemli faktörlerden biri olarak kabul edilmektedir. Liderlik sosyal bilimler ve örgütsel davranış literatüründe çok fazla teorik ve ampirik çalışma yapılan konulardan biri olsa da, bu teorik ve ampirik çalışmalarda bireylerin liderlik etme isteği tam olarak açıklanamamıştır. Liderlik alanındaki bu eksikliği tamamlamak için bireylerin liderlik eğilimlerini motivasyon kavramı üzerinden açıklayan ampirik bir model geliştirilmesine yönelik öncü çalışma Chan ve Drasgow (2001) tarafından başlatılmış ve liderlik motivasyonlarını, duyuşsal-kimlik, sosyal normatif ve çıkarsız liderlik etme motivasyonu olmak üzere üç alt boyuttan oluştuğu tespit edilmiştir. Bu çalışmada, liderlik etme motivasyonu ve duygusal zekâ arasındaki ilişki üzerinde öz yeterliliğin aracılık (dolaylı) etkisi incelemektedir. Araştırma kapsamında değişkenler arasındaki ilişkileri belirlemek için hipotezlere dayalı bir model oluşturulmuştur. Araştırmanın verileri Chan ve Drasgow (2001) Liderlik Etme Motivasyonu Ölçeği, Wong ve Law (2002) Duygusal Zekâ Ölçeği ve Jerusalem ve Schwaeter (1981) Genel Öz Yeterlilik Ölçeği kullanılarak elde edilmiştir. Elde edilen veriler korelasyon, regresyon ve yapısal eşitlik modeli (YEM) testi ile analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre, aracılık testi sonucunda dolaylı etkiler görülmüş ve görülen bu dolaylı etkilerin anlamlı olduğu saptanmıştır. Ancak regresyon değerlerine bakıldığında duygusal zekânın liderlik etme motivasyonunu anlamlı olarak etkilemediği tespit edilmiştir. Bu nedenle duygusal zekânın liderlik etme motivasyonu üzerindeki etkisinde öz yeterliliğin aracılık rolü bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
The main purpose of this study is to examine the effect of anxiety that people experience due to the rapidly spreading Covid-19 on consumer behaviour. The sub-objectives of this study are to test the relationship among the anxiety caused by Covid-19, consumer behaviour and socio-demographic variables. In line with this purpose, qualitative research was conducted on 251 academicians working in Gaziantep University. Demographic information form, Death Anxiety Scale developed by Thorson and Powell (1992) and Consumer Behaviour Scale developed by Ang (2001) were conducted on the participants for data collection. The questionnaire was carried out online. The data obtained from the study were analyzed with statistical techniques such as factor analysis, correlation and regression analysis, independent sample T-test, and one-way analysis of variance (ANOVA). The findings of the study showed that the deprivation and suffering dimensions of the anxiety caused by Covid-19 have significant effects on the dimensions of consumer behaviour. It has also been found that there are significant differences among the socio-demographic characteristics of the participants, the anxiety caused by Covid-19 and consumer behaviour.
ÖzetŞirketlerin piyasa değerinin en üst düzeye çıkarılabilmesi amacıyla firmalarda elde edilen karların ne kadarının, hangi oranlarda, hangi yöntemlerle ve nasıl dağıtılacağı önemli bir tartışma konusu olmaktadır. Firmanın hissedarlarına dağıtacağı kar payları kuşkusuz ilgili dönemde ortaya çıkan karlılık durumuna bağlıdır. Ancak dağıtılan kar payları aynı zamanda şirketin gelecekteki kazançları hakkında da güvenilir bilgiler sağlamaktadır. Bu nedenle temettü ve kazançlar arasındaki kısa ve uzun dönemli ilişkinin iki yönlü değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada hisse başına kazanç ve temettü ilişkisi 1990-2014 dönemi için iki farklı panel nedensellik testi ile incelenmiş ve asimetrik bilgiye dayalı sinyal etkisi şirket bazında analiz edilmiştir. Yapılan testler sonucunda, temettü değişiklikleri ile şirketlerin gelecekteki kazançları arasında zayıf da olsa bir nedensellik ilişkisine rastlanmıştır. Elde edilen bulgular, şirketlerin büyük bir kısmında kazançların gelecek dönemlerdeki kar paylarını belirlemede daha etkili olduğunu göstermiştir. AbstractIt has been long debated how, with what methods, to what extent, and how much should the earnings obtained in companies be distributed so as to maximize the market value of companies. The extent of the dividends any company would distribute to its stakeholders undoubtedly depends on the profitability situation of the relevant period. However, the distributed dividends provide reliable information concerning the future earnings of the company. For this reason, the short-and long-time relationship between dividends and earnings should be evaluated in a bidirectional way. In this study, the relationship between dividends and earnings per share for the period between 1990 and 2014 has been studied using two different panel causality tests and the asymmetricinformation-based signal effect has been analyzed for individual companies. As a result of the tests conducted, a weak causality relationship has been detected between changes in dividends and companies' future earnings. Obtained findings have pointed out that, in most companies, earnings are more effective in identifying future dividends.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.