Bu araştırmada üstün yeteneklilik alanının tarihsel sürecini ve genel yapısını ortaya koyarak alanın kuş bakışı görülmesine yardımcı olmak amacıyla üstün yeteneklilik ile ilgili 1956-2016 yılları arasında yayımlanan ve WoS veri tabanında indekslenen 1035 makale bibliyometrik özellikleri açısından incelenmiş ve CiteSpace 4.0 programı kullanılarak sosyal ağ yapısı ortaya çıkarılmıştır. Araştırmanın sonucunda yıllara, ülkelere, üniversite/enstitü künyelerine ve araştırma alanlarına göre üstün yeteneklilere yönelik eğitim alanında yayımlanmış makalelerin dağılımı belirlenmiştir. Ayrıca bu yayınlara ait kelime ve anahtar kelime ağ yapısı, dergi atıf ağ yapısı, kaynak ortak atıf ağ yapısı ve yazar ortak atıf ağ yapısı ortaya çıkarılmıştır. Yeni bir çalışmaya başlayacak olan araştırmacıların, üstün yeteneklilik alanında olabildiğince çok bilgi edinmek amacıyla bu araştırmanın sonuçlarından yararlanabileceği düşünülmektedir.
Öz Anahtar KelimelerUzun yıllardır, öğrenmenin nasıl gerçekleştiğine ilişkin birçok çalışma yapılmıştır. Eğitimciler beyin araştırmaları bulguları doğrultusunda öğretme-öğrenme sürecini düzenlemeye çalışmışlardır ve bunun sonucu olarak "beyin temelli öğrenme" kavramı doğmuştur. Sinirbilim alanındaki çalışmalar beyin ve öğrenme arasında bir ilişki olduğunu doğrulasa da sınıflarda öğretimin nasıl olması gerektiği hakkında genellemeler yapmanın riskli olduğu da belirtilmiştir. Bu araştırmada, Türkiye'deki beyin temelli öğrenme araştırmalarının metodolojik olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Aynı zamanda bu çalışmalarda kullanılan öğretim etkinlikleri de analiz edilmiştir. Bu doğrultuda, Türkiye'deki lisansüstü tezler ve makaleler dereceli puanlama anahtarı aracılığıyla şu kategorilere göre analiz edilip değerlendirilmiştir: araştırma yönteminin araştırma sorularına uygunluğu; bilimsel yöntemin uygun şekilde izlenip izlenmediği (evren ve örneklem seçimi, değişkenlerin belirlenmesi, deneysel sürecin yürütülmesi, ölçme araçlarının araştırma amacına uygunluğu ve geçerlik-güvenirliği, yapılan analizler, bulgular, sonuçlar ve öneriler) ve bulguların araştırma sorularına uygunluğu. Dereceli puanlama anahtarında her kategori için ölçütler belirlenmiş ve zayıf, orta ve mükemmel olarak derecelendirilmiştir. Sonuçlara göre, analiz edilen çalışmaların metodolojik açıdan genellikle orta düzeyde olduğu görülmüştür. Öğretim etkinlikleri örneklendirilmiş ve çalışmaların güçlü ve zayıf yönleri tartışılmıştır.
Avrupa yüksekö¤retiminde bir reform niteli¤i tafl›yan Bologna süreci, ö¤renci ifl yükünü esas alan Avrupa Kredi Transfer Sistemine (AKTS) dayal› olup, uygulamalarda ö¤renci ifl yükünün hesaplanmas› ve ö¤renci baflar›s›n› de¤erlendirme yöntemleri kritik önem tafl›maktad›r. Bu çal›flman›n amac›, Hacettepe Üniversitesi'nin Bologna süreci çal›flmalar› kapsam›nda güncellenen lisansüstü programlar›n›n ders bilgi paketlerindeki derslerin AKTS kredilerinin belirlenmesinde etkili olan ö¤renci ifl yükü ile ö¤renci ders baflar›s›n›n de¤erlendirilmesinde dikkate al›nan görevlerin karfl›laflt›r›lmas›d›r. Çal›flma kapsam›nda Hacettepe Üniversitesi E¤itim Bilimleri Enstitüsü bünyesinde yürütülen, tezli yüksek lisans düzeyindeki 12 program ele al›nm›flt›r. Söz konusu yüksek lisans programlar›n›n her birinden, bilim dal›na özgü temel ders niteli¤i tafl›yan iki zorunlu, iki seçmeli statüde olmak üzere toplam 48 dersin bilgi paketleri incelenmifltir. Araflt›rman›n sonuçlar›, de¤erlendirme sistemi tablolar›nda yer alan görevlerle ö¤renci ifl yükü tablolar›nda yer alan görevlerin genel olarak birbirleriyle örtüflmedi¤ini göstermifltir. Ayr›ca ders de¤erlendirme sistemi tablolar›nda yer alan görevlerin say›lar› ve ö¤renci baflar›s›n›n de¤erlendirilmesine iliflkin katk› oranlar› ile ö¤renci ifl yükü görevlerinin say› ve saatleri de ço¤unlukla çeliflmektedir. Baz› derslerin toplam ifl yükünün yanl›fl hesapland›-¤› ve AKTS (ö¤renci ifl yükü) tablosu hesaplamalar› yap›l›rken toplam ifl yükünün göz ard› edildi¤i tespit edilmifltir. Araflt›rma sonuçlar›, ö¤retim elemanla-r›n›n ders bilgi paketlerinin doldurulmas›, ö¤renci ifl yükünün hesaplanmas› ve ders de¤erlendirme sistemi olufltururken dikkat edilmesi gereken hususlar konusunda bilgilendirmeye ihtiyaç duydu¤unu düflündürmektedir. Ayr›ca, ders bilgi katalo¤u için kullan›lan bilgisayar yaz›l›m›ndan kaynakland›¤› düflünülen tablolar aras›ndaki görev farkl›l›klar›n›n nedenlerinin araflt›r›lmas›n›n önemli oldu¤u söylenebilir. Bu durumda da üniversitelerin yaz›l›m güncelleme çal›fl-malar›na gereken önemi ve önceli¤i vermesinin gere¤i vurgulanabilir.
ÖzToplumsal yaşamdaki değişimler bireylerden ve buna paralel olarak eğitim kurumlarından beklentileri değiştirmektedir. Bu doğrultuda kurumların farklı uygulamaları göze çarpmaktadır. Bu uygulamalardan birisi Avrupa Yükseköğretim Alanı oluşturmayı hedefleyen bir reform çalışması olan Bologna sürecidir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'deki hukuk fakültelerinde Bologna sürecinde geliştirilen öğretim programlarının incelenmesidir. Betimsel bir çalışma olan bu araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmada, Türkiye'deki 28'i devlet ve 44'ü vakıf olmak üzere toplam 72 üniversitedeki hukuk fakültelerinin Bologna süreci kapsamında hazırlanan program ve ders bilgi paketleri, ilgili kurumların internet siteleri üzerinden erişilerek incelenmiştir. Ayrıca, bu fakülteler arasında Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı sonuçlarına göre en yüksek puanla öğrenci alan beşinin öğretim programları ile bu beş fakültede ortak olan beş temel alan dersinin bilgi paketleri; 'öğretim yöntem ve teknikleri, değerlendirme sistemi ve AKTS iş yükü hesaplamaları' dikkate alınarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonuçları, inceleme kapsamındaki kurumların yaklaşık olarak yarısında programın amacı, program yeterliği ve mezunların mesleki profilleriyle ilgili bilgilerin Bologna sürecinin ruhuna aykırı bir şekilde erişilebilir olmadığını göstermektedir. Ayrıca program amaçlarının hem mesleki hem de kişisel özellikler kazandırmaya yönelik olduğu anlaşılmıştır. Bilgi, beceri ve yetkinlik düzeyindeki program yeterlikleri belirlenirken, Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi tarafından belirlenen yeterliklerin temel alındığı gözlenmiştir. Öte yandan incelenen beş hukuk fakültesinin öğretim programlarında zorunlu-seçmeli derslerle ilgili olarak dengeli bir dağılımın olmadığı belirlenmiştir. Bu üniversitelerde ortak olan dört dersin ders bilgi paketlerinde öğretim yöntem ve teknikleri ile ilgili bazı ifadelerin eğitim bilimleri terminolojisine uygun olmadığı, tüm dersler için en çok kullanılan öğretim tekniğinin 'düz anlatım' tekniği olduğu, ders değerlendirmelerinin çoğunlukla ara sınav ve bitirme sınavlarıyla gerçekleştirildiği, derslerin sınıf dışı iş yükü saatlerinin genellikle sınıf içi iş yükü saatlerinden daha fazla olduğu ve derslerin AKTS değerlerinin üniversitelere göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Araştırma sonuçları doğrultusunda hukuk fakültelerinde program geliştirme ve akreditasyon çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiği söylenebilir. Ayrıca eğitim programlarının geliştirilmesi ve öğretimin nitelikli biçimde sürdürülmesi için eğitim bilimleri uzmanları ile hukuk alanı uzmanlarının işbirliği içinde çalışmasının önemli olduğu vurgulanabilir. Anahtar Sözcükler: Bologna süreci, Yükseköğretim, Hukuk öğretimi, Yaşam boyu öğrenme, Çevrim-içi öğretim Yüksel KAVAK ())
Akran zorbalığı okullarda en sık görülen saldırgan davranışlardan biridir. Akran zorbalığı, zorbalık yapan, zorbalığa maruz kalan ve zorba-kurban olan çocuk ve ergenlerde düşük benlik saygısı, depresyon, kaygı ve yalnızlık gibi pek çok önemli soruna yol açtığı için oldukça önemli bir problemdir. Araştırmalar çocukların zorbaca bir davranışla karşılaştıkları zaman en çok yardım istedikleri kişilerin öğretmenler olduğunu göstermiştir. Bu nedenle öğretmenler, gerek zorbalığın en çok okulda görülmesi gerekse çocukların bu durumda en çok yardım istedikleri kişiler olarak akran zorbalığının önlenmesinde önemli bir role sahiptir. Öğretmenler hem kendi tutum ve davranışları hem de zorbalık olayları yaşandığında kullandıkları baş etme stratejileriyle akran zorbalığı süreçlerine aktif bir şekilde dâhil olarak öğrencilere rol model olmaktadır. Bu araştırmanın amacı, öğretmenlerin akran zorbalığına ilişkin tutumlarını, zorbalık olaylarıyla karşılaştıklarında kullandıkları baş etme stratejilerini ve mevcut okul iklimine ilişkin algılarını incelemektir. Araştırmaya 12 farklı ortaokuldan 280 kadın ve 116 erkek olmak üzere toplam 396 öğretmen katılmıştır. Sonuçlara göre, kadın öğretmenlerin erkeklere kıyasla daha fazla insancıl ve disiplinci tutum gösterdiği ve daha sıklıkla kurban ile çalışma, diğer yetişkinlere bildirme ve zorbayı disipline etme stratejilerini kullandıkları bulunmuştur. Ayrıca, öğretmenlerin kullandığı baş etme stratejilerinde yaşa bağlı anlamlı farklılıklar bulunmuştur. Tüm değişkenlerin akran zorbalığıyla baş etme stratejilerini ne ölçüde yordadığını incelemek üzere yapılan regresyon analizi sonuçlarına göre, kadın öğretmenlerin, yaşça büyük olanların, akran zorbalığına karşı fazla insancıl tutuma sahip olan ve eğitimde yenilikleri daha olumlu algılayan öğretmenlerin akran zorbalığı ile baş etme stratejilerinin daha etkili olduğu bulunmuştur. Akran zorbalığı Öğretmen tutumları Baş etme stratejileri Okul iklimi
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.