No abstract
Augmented reality is defined as a technology in which real world and virtual objects are combined with a simultaneous interaction. The aim of this study is to determine the effect of augmented reality use on students' achievement, misconception and course engagement. A (matched) quasi-experimental research design with both pretest and posttest control groups was used in the study. The sample of the study consisted of 118 seventh grade students receiving education in six different classes. The students in the experimental group took their lessons with an augmented reality learning material, while the students in the control group continued using their traditional course materials. An achievement test, a misconception test and the student course engagement questionnaire were used as data collection tools. As a result of a 7-week implementation, this study found that augmented reality technology increased the achievement level of students and eliminated their misconceptions. However, the study also found that augmented reality technology did not affect the course engagement of students.
2Sirakaya, Kilic Cakmak interaction between virtual objects and real world provided by the AR application is effective in reducing assembly time. The students who were able to see the process steps and instructions directly with the help of HardwareAR application could complete the assembly by getting less help. Considering these results, it can be argued that, thanks to simultaneous interaction it provides, AR offers an important alternative for topics that need learner application and practice.
The aim of this study was to describe the validity and reliability of a Turkish language version of the CoI survey developed by Arbaugh et al. (2008). Adaptation of the survey into Turkish is described. Data was obtained from 1150 students who study in different departments and take courses through online learning. The data were randomly divided into two parts: the first part was subjected to exploratory factor analysis; the second part underwent confirmatory factor analysis. Three-factor structures of the CoI framework explained 75.28% of the variance in the pattern of relationships among the items using the first split-half sample. All three presences had high reliabilities (teaching presence = .965, social presence = .953, and cognitive presence = .972). The three-factor structure of the CoI framework with teaching, social, and cognitive presences confirmed the validity of the Turkish version of the CoI survey.
There have been various studies on developing the efficiency of the e-learning environment, as these environments have become more prevalent in recent years (O'Neil, 2008; Reiser & Dempsey, 2012). Despite the benefits of education in these environments, the communication problem due to physical separation of the tutor and the learner is one of the main issues discussed in the literature. In order to overcome this problem and to ease learners' communication with others, e-learning environments are enriched with social communication tools (Sung & Mayer, 2012). Because of the fact that social presence is a problematic term, it is described in various ways by different researchers (Annand, 2011; Cui, Lockee, & Meng, 2012). Short, Williams, and Christie (1976) define social presence as the salience of the other in mediated communication and the consequent salience of their inter-personal interactions. Gunawardena and Zittle (1997) describe it as a Ebru KILIÇ ÇAKMAK, Ph.D., is currently an associate professor of Computer Education and Instructional Technology. Her research interests include e-learning, instructional design, multimedia design, human-computer interaction and scale development.
Üniversiteler uzaktan eğitim programlarıyla daha geniş kitlelere erişerek, bilginin yayılması ve nitelikli işgücünün sağlanmasında ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Artan bilgi talebi, zaman ve mekan esnekliği, düşük maliyetler uzaktan eğitime talebi artırmaktadır. Bu nedenle üniversiteler uzaktan eğitime önem vermekte, daha etkili programlar hazırlamaya çalışmaktadır. Öğretim elemanı hem uzaktan eğitim ortamının ilk kullanıcısı hem de sunulmasında önemli görevi olan bir paydaştır. Bu nedenle uzaktan eğitimin sunulması, geliştirilmesi ve planlanmasında merkezi rolü vardır. Öğretim elemanlarını uzaktan eğitime ilişkin algıları sunulan hizmetin kalitesini, çıktılarını, hizmete ilişkin algı, tutum ve bakış açılarını etkilemesi kaçınılmazdır. Bu çalışmada internet tabanlı uzaktan eğitim programlarında görev alan öğretim elemanlarının mevcut işleyişle ilgili uzaktan eğitim algısını oluşturan boyutları belirlemek amacıyla bir anket geliştirilmiştir. Çevrimiçi anket olarak hazırlanan ölçme aracı, uzaktan eğitimde görev alan öğretim elemanlarına eletronik posta yoluyla iletilmiştir. Çalışma tarama türünde yapılmış ve uzaktan eğitim programına sahip 13 üniversitede gerçekleştirilmiştir. Çevrimiçi ortamda 168 öğretim elemanı anketi yanıtlamıştır. Tamamlanmayan anketler çıkartılarak, 81 öğretim elemanının yanıtları değerlendirilmiştir. Açıklayıcı faktör analiziyle öğretim elemanlarının uzaktan eğitim algısını oluşturan boyutlar araştırılmıştır. Anket, 21 maddeden oluşup, 5'li Likert yapıdadır. Öğretim elemanlarının uzaktan eğitim algısı temel bakışa ilişkin algı, kaynaklara erişim ve eğitim öğretimi planlama boyutlarından oluşmaktadır. Anketin açıkladığı toplam varyans %56,88 olup, ankete ait Cronbach alfa iç güvenirlik katsayısı 0,91'dir. Temel bakışa ilişkin algı boyutuna ait Cronbach alfa iç güvenirlik katsayısı 0,91 olup; kaynaklara erişim 0,81 ve eğitim öğretim planlama boyutu 0,80 değerine sahiptir. Öğretim elemanları uzaktan eğitim algı puanlarının düzeylerinin de belirlendiği çalışmada eğitim öğretim planlama faktörü en yüksek seviyeye sahipken, diğer faktörler ve anketin tamamında algı düzeyi orta seviyede olduğu gözlemiştir. Son mezuniyet derecesi ile uzaktan eğitimde verilen toplam ders sayısına göre temel bakışa ilişkin algıda; ünvan ve uzaktan eğitimde ders verme süresine göre eğitim öğretim planlamada; en son mezuniyet derecesine göre toplam uzaktan eğitim algısında anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir.
Bu çalışmanın amacı, 2014 yılına ait Social Sciences Citation Index (SSCI) kapsamındaki eğitim teknolojileri alanında önde gelen uluslararası sekiz dergideki makalelerin içerik analizi yöntemiyle incelenmesidir. Araştırmada "Eğitim Teknolojileri Yayın Sınıflama Formu" adı ile Sözbilir ve Kutu (2008), Masood (2004, Reeves (1995) çalışmalarından yararlanılarak Göktaş vd. (2012) tarafından geliştirilip, ardından Kiliç-Çakmak vd. (2013)'ın üzerinde bazı değişiklikler yaparak "Makale İnceleme Formu (MİF) (Article Review Form)" olarak adlandırdıkları veri toplama aracı kullanılmıştır. Araştırma sonuçları incelendiğinde makalelerde; yöntem olarak en çok "nicel yöntem", veri toplama aracı olarak en çok "anket", veri toplama yöntemi olarak en çok "klasik", örneklem seçimi olarak en çok "kolay ulaşılabilir örneklem", örneklem sayısı olarak en çok "31-100 aralığı", örneklem düzeyi olarak en çok eğitim fakültesi dışındaki fakültelerde "lisans (diğer)", örneklem türü olarak en çok fen, matematik, sosyal dışındaki "diğer", veri analiz yöntemi olarak en çok "kestirimsel analiz" yönteminin daha çok tercih edildiği ve "öğretim tasarımı" ve "eğitimde bilişim teknolojileri" konularının ise en çok incelenen konular olduğunu görülmüştür.
Öz: Oyunlaştırmanın, öğrencilere ilerleme aşamalarını göstererek öz değerlendirme yapabilecekleri önemli fırsatlar sunan yapısının, öğrenci merkezli öğrenme ortamlarında ihtiyaç duyulan değerlendirme yöntemlerine çözüm sunacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda gerçekleştirilen çalışmada probleme dayalı öğrenme ortamında oyunlaştırma kullanılarak öğrencilere alternatif değerlendirme fırsatı sağlanmaya çalışılmış ve bu amaçla gerçekleştirilen uygulamanın incelenmesi amaçlanmıştır. Oyunlaştırmanın alternatif değerlendirme yöntemi olarak geçerliliği noktasında kanıt elde edebilmek için korelasyonel çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma, probleme dayalı öğrenme çerçevesinde sekiz hafta boyunca bir devlet üniversitesinin teknik bilimler meslek yüksekokulunda öğrenim gören 26 öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Çalışmanın verileri üst biliş ölçeği, bağlılık ölçeği, akademik başarı testi ve oyunlaştırma puanları kullanılarak toplanmıştır. Öğrencilerin oyunlaştırma puanları ile üst biliş puan ortalamaları ve akademik başarı puanları arasında pozitif olmasına karşın orta düzeyde anlamlı olmayan bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Akademik başarı puanları ile bağlılık puan ortalamaları arasında pozitif, düşük düzeyde ve anlamlı olmayan bir ilişki bulunmuştur. Buna karşın oyunlaştırma puanları ile bağlılık puan ortalamaları arasında pozitif, yüksek düzeyde ve anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Bu ilişki oyunlaştırmanın bağlılığı artırıcı etkisine işaret etmektedir. Sonuç olarak, oyunlaştırmanın öğrencilerin notlarına doğrudan etki eden değerlendirme yöntemi olarak kullanılmasından ziyade süreç içi biçimlendirici değerlendirme olarak kullanılmasının daha doğru olacağı düşünülmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.