Öğretmen Adaylarının Stresle Başa Çıkma Yolları ve Depresyon Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi

Abstract

Bu çalışmada öğretmen adaylarının stresle başa çıkma yollarının ve depresyon düzeylerinin bazı değişkenlere göre farklılaşıp farklılaşmadığı amaçlanmaktadır. Yapılan bu araştırma, genel tarama modellerinden ilişkisel tarama desenleriyle yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini, Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim gören öğrenciler oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma örneklemini ise Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesinde farklı sınıf ve bölümlerde öğrenim gören 299 öğrenci oluşturmaktadır. Bu araştırmada veriler “Katılımcı Bilgi Formu”, “Stresle Başa Çıkma Yolları Ölçeği”, “Beck Depresyon Ölçeği” kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde 8 farklı istatistiksel analiz kullanılmış olup bu analizler bilgisayarda SPSS 22.00 istatistik paket programı ile yapılmıştır. Araştırmaya katılan öğrenciler sınıf düzeyinde incelendiklerinde öğrencilerin öğrenim gördükleri sınıf ve depresyon düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki görülmüştür. 4. sınıf öğrencilerin depresyon düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Cinsiyet bakımından depresyon düzeyinde kadın adayların depresyon düzeyleri sayısal olarak daha fazla olmasına rağmen bir farklılık olmadığı saptanmıştır. Algılanan ruh sağlığı bakımından değerlendirildiğinde ruh sağlığını kötü olarak nitelendirenlerin depresyon düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıştır. Ayrıca stresle başa çıkma yolları ve depresyon düzeyleri arasında da anlamlı bir ilişki saptanmıştır. Stresle başa çıkma yollarında boyun eğici ve çaresiz yaklaşımı kullananların depresyon düzeylerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Stresle başa çıkmada kullanılan yöntemler bakımından; iyimser, kendine güvenli yaklaşım, sosyal desteğe başvurma yöntemlerini kullananların depresyon düzeylerinin düşük olduğu, 4. sınıf öğrencilerinin ve stresle başa çıkma yollarından boyun eğici ve çaresiz yaklaşımı sergileyenlerin ise depresyon düzeylerinin yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Examining the relationship between preschool teachers emotional intelligence levels and their coping responses to stress

“…Study conducted by Ekici (2017) found that preschool teachers use the most confident approach and the least submissive approach to deal with stress. Similar to Ekici's (2017) study, studies conducted with candidate teachers including preschool teachers (Kara, 2019;Kara & Gülbahçe, 2022) showed that candidate teachers most often dealt with stress by using the selfconfidence approach and the submissive approach the least. In the study conducted by Kolaşınlı (2019), it was found that preschool teachers suffer from stress-triggered diseases such as depression, shingles, etc.…”

“…When looked at the studies covering emotional intelligence and emotional intelligence abroad (Arteaga-Cedeño et al, 2022;Dumitriu et al, 2014;Jeon & Ardeleanu, 2020;Kaufhold & Johnson, 2005;Singh & Koradia, 2017;Zekai, 2020) and in Türkiye (Arslantaş, 2016;Ata, 2010;Ertuğrul, 2020;Göçet, 2006;Gürol, 2008;Kızıl, 2012;Öztürk, 2006;Öztürk & Deniz, 2008), it can be seen that there are studies on preschool teachers, primary school teachers and teacher candidates. When looked at the studies on stress, there are a number of studies in abroad (Clipa & Boghean, 2015;Jeon & Ardeleanu, 2020;Jeon et al, 2017;Kozjak Dragčević & Opić, 2019;Li & Zhang, 2019;Živčić-Bećirević & Smojver-Ažić, 2005) and (Akalın, 2006;Biber et al, 2019;Eker, 2022;Ekici, 2017;Göçet, 2006;Gürol, 2008;Kara, 2019;Kara & Gülbahçe, 2022;Kızıl, 2012;Kolaşınlı, 2019;Ömeroğlu, 2015;Saral, 2021) in Türkiye. Regarding the investigation of the connection between preschool teachers' emotional intelligence levels and their stress management techniques, studies have been conducted with primary school teachers (Gürol, 2008) and education faculty students, including preschool teachers (Göçet, 2006;Kızıl, 2012).…”

The Mediating Role of Self Compassion in the Relationship Between Mindfulness and Automatic Thoughts in University Students

“…Alanyazında mevcut araştırma bulgularını destekleyecek şekilde otomatik düşünce puanlarının cinsiyete göre değişmediğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır (Hollon ve Kendall, 1980;Odaci, 2007;Akbağ, 2000;Yücel ve diğ., 2002;Bedel ve Özdemir, 2019). Bununla birlikte, otomatik düşünceler ölçeğinden elde edilen puanların, kadınlarda daha fazla olduğunu tespit eden çalışmalar (Baki, 2018) ile erkeklerin otomatik düşünce puanlarının daha fazla olduğunu belirten çalışmalar da mevcuttur (Kara, 2016).…”

“…Araştırma değişkenlerinin incelendiği pek çok çalışmada cinsiyet değişkeninin de ele alındığı görülmektedir (Baki, 2018;Kara, 2016;Karahanci, 2020;Neff ve diğ., 2005;Tamres ve diğ., 2002). Bununla birlikte cinsiyetin, araştırma değişkenleri üzerinde ki etkisine yönelik farklı araştırma bulgularının olduğu ve alanyazında bu noktada bir fikir birliğine varılamadığı görülmektedir.…”

“…Benzer biçimde otomatik düşüncelerin erkek bireylerde daha fazla olduğunu bildiren araştırma bulguları (Kara, 2016) olmakla birlikte, kadınlarda otomatik düşüncelerin daha yoğun olarak görüldüğünü bildiren (Baki, 2018) ya da cinsiyet açısından anlamlı bir farklılık olmadığını bildiren birçok çalışma bulgusu mevcuttur (Akbağ, 2000;Hollon ve Kendall, 1980;Odaci, 2007;Yücel ve diğ., 2002). Bununla birlikte, cinsiyetin bilinçli farkındalık üzerindeki etkisinin ele alındığı çalışmalarda cinsiyetler arasında anlamlı bir farklılık olmadığını bildiren araştırma bulgularının çoğunlukta olduğu görülmektedir (Azak, 2018;Masuda ve Tully, 2012;Özdemir, 2021;Ramaci ve diğ., 2019;Tuncer, 2017).…”