Amaç: Bu çalışma, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Acil Servisine başvuran 0-18 yaş grubundaki adli olguların demografik özelliklerini, başvuru nedenlerini ve hazırlanan adli raporların niteliklerini belirlemek, elde edilen verileri benzer çalışmalarla karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır.Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırmanın örneklemini, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Acil Servisinde 01/01/2013-31/12/2013 tarihleri arasında hazırlanan 2397 adli bildirim raporu oluşturmaktadır. Çalışma, bu raporların çocuklara ait 664’ünün değerlendirmesini içermektedir.Bulgular: Çocuk Acil Servisimize başvuran 0-18 yaşındaki çocuklara ait olgular, tüm adli raporların %27,70’sini oluşturmaktadır. Çocukların 316’sı (%45,0) kız,348’i (%49,5) erkektir. Olguların enfazla olduğu yaş 402 (%50,54) ile 0-6 yaş grubu çocuklardır. Olay tipinin cinsiyet ayrımı yapılmaksızın dağılımına baktığımızda en sık yanık olayları (n:218, %32,83) nedeniyle acil servislere başvurulduğu, bu değeri sırasıyla; zehirlenmeler (n: 119, %17,92), düşme (n: 77, %11,60), trafik kazaları (n: 70, %10,54) ve yabancı cisim aspirasyonu (n: 63, %9,49) olgularının izlediği görülmektedir. Olay tipleri cinsiyet ayrımı yapılarak değerlendirildiğinde yanıkların kızlarda %39,55, erkeklerde ise %27,87 değeriyle yine ilk sırada yer aldığı görülmektedir.Sonuç: Çocukluk çağındaki önlenebilir sağlık sorunlarının önemli bir kısmını kazalar oluşturmaktadır. Bu kazalar sonucu oluşan ve adli nitelik taşıyan yaralanmalar çoğunlukla ev kazaları sonucunda oluşmaktadır. Çocuk kazalarının önlenebilmesi için yaşam alanlarında gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması kaza riskleriniz azalı dmasında etkin bir yöntem olarak görülmektedir.Anahtar kelimeler: Adli olgu, Çocuk, Kaza, Tedbir.
ObjectiveAlthough dentists are valuable assets in identification teams during disaster events, forensic dentistry is not used effectively in the identification studies conducted in Turkey, and the importance of dental data is ignored. The aim of this study was to determine the level of knowledge of dentists regarding their duties and responsibilities during major disasters.MethodsThis descriptive study was conducted between December 2015 and June 2016. Registered dentists (n=20.280) of the Turkish Dental Association were invited to complete the organization’s online survey. A total of 539 dentists participated in the volunteer workshop. Data were analyzed using SPSS, version 22.0 (IBM Corp, Armonk, NY). The chi-square analysis was used to evaluate the knowledge level of dentists by group regarding disaster victim identification (DVI) – the process and procedure of recovering and identifying victims of major disasters (eg, earthquake, terrorist attack).ResultsThe dentists included in the study consisted of 320 (59.4%) females and 219 (40.6%) males with a mean age of 37.4±12.6 years. The number of specialists and general dentists were 249 (45.6%) and 297 (54.4%), respectively; 249 (69.71%) dentists who had knowledge about forensic dentistry stated that they received this information during their formal training. The percentage of dentists who were aware of the existence of an organization of a disaster response operation in Turkey was 74.2%, but only 20.5% (n=110) had knowledge about DVI. We found that 92.9% (n=104) of these dentists believed that dentists should be included in the team for the identification of disaster victims. On the other hand, only half (52.3%) of the dentists with knowledge of DVI wanted to work on the identification teams. The majority (99.1%) considered DNA analysis to be the safest method for identification.ConclusionOur findings show that, although dentists know about the identification process, they do not have enough relevant knowledge. (Disaster Med Public Health Preparedness. 2019;13:533-538)
Amaç: Çalışmanın amacı, Anadolu popülasyonundaki palatal ruga örneklerini, sayı, uzunluk, şekil, yan dallarıyla birleşme ve yerleşim yönleri açısından incelemek, cinsiyetlere göre dağılımını belirlemek, palatal rugaların adli vakalarda ve afet kurbanlarının kimliklendirilmesinde cinsiyet tayini için kullanılabilirliğini sorgulamaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışma, 248 bireye ait üst çene modelindeki rugalar Thomas-Kotze ve Kapali sınıflama sistemi kullanılarak değerlendirildi, erkek ve kadınlardaki ruga tiplerinin istatistiksel analizi yapıldı. Veri analizinde SPSS (17.0) versiyonu ve Pearson Chi-Square, Fisher’ın Kesin Testi ve Mann-Whitney U analizleri kullanıldı. Bulgular: Çalışmada, 132 kadın (%53,2), 116 erkek (%46,8) 248 bireye ait 2367 ruga değerlendirildi. Yapılan analizler sonucunda; ruga sayısı üzerinde cinsiyetin etkili bir faktör olmadığı, ruga toplam sayısının kadınlarda 6-15 erkeklerde ise 5-18 arasında değiştiği, cinsiyet gruplarında toplam ruga sayısı dağılımı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadığı (p=0,161) belirlendi. Ruga uzunluğu ile cinsiyet arasında (p=0,526), ruga şekli ile cinsiyet arasında (p=0,672), ruga yan dallarının birleşme şekilleriyle cinsiyet arasında (p=0,189) ve ruga yerleşim yönleri ile cinsiyet arasında (p>0,05) istatistiksel açıdan anlamlı bir bağımlılık olmadığı belirlendi. Sonuç: Değerlendirme sonunda en sık rastlanan ruga tiplerinin; uzunluk açısından birincil, şekil açısından da kavisli tip ruga olduğu belirlendi. Rugaların hiçbir tipinde seksüel dimorfizm saptanmadı. Bu sonuç, rugaların adli vakalarda cinsiyet tayini için yardımcı bir yöntem olarak kullanılabilmesi için olanak sağlamadığını, farklı bölgelerde ve daha büyük örneklem gruplarıyla çalışmanın tekrarlanmasının gerekliliği göstermektedir.
Z. Füsun YAŞAR, Erhan BÜKEN ÖZET Araştırmada, 2005Araştırmada, -2009 yılları arasında Ankara Diş Hekimleri Odası Disiplin Kurulu'nda görüşülen disiplin yönetmeliği ihlal iddiaları, iddia konusu ve hakkında ihlal iddiasında bulunulan kişilerin özellikleri açısından irdelenmiştir.Çalışmada 116 diş hekimi aleyhine açılan 198 dosya değerlendirilmiştir. Olgularda; ihlal iddialarının türü, hekimin yaşı, cinsiyeti, çalışma pozisyonu, çalıştığı kuruma göre dağılımı, ihlal iddialarının doğrulanması durumunda ADO tarafından uygulanan yaptırımlar konusundaki veriler irdelenmiştir.Haklarında soruşturma açılan diş hekimlerinin 45'i (%38,8) kadın, 71'i (%61,2) ise erkektir. Hekimlerden 76'sının (%65,5) polikliniklerde çalıştığı ve poliklinikte çalışan hekimlerden 63'ünün (%54,3) mesul müdür olduğu, 198 ihlal iddiasından 163'ünün (%82,3) doğruluğu belirlenerek, hekimlere çeşitli yaptırımlar uygulandığı gözlenmiştir. İhlallerin dağılımına bakıldığında hekimlerin sıklıkla reklam yasağına uymadığı (%42,9) ve asgari ücret altında çalıştığı (%22,7) belirlenmiştir.İhlal iddialarıyla haklarında soruşturma açılan hekimlerin çoğunluğunun meslekleriyle ilgili; kanun, tüzük ve yönetmelikler konusunda yeterli bilgiye sahip o l m a d ı k l a r ı , b a z ı d i ş h e k i m l e r i n i n d i s i p l i n yönetmeliğinin aynı maddesine aykırı davranışlarını tekrarladıkları gözlenmiştir. Elde edilen veriler doğrultusunda, meslek odaları üyelerinin, yasa ve yönetmelikler konusunda hizmet içi eğitimlerle bilgilendirmelerinin yararlı olacağına görüşü benimsenmiştir.Anahtar kelimeler: Diş hekimi, yasa, yönetmelik, ihlal ABSTRACTIn this study, the claims of the violation of disciplinary code which are conferred by The Disciplinary Board of Ankara Chamber of Dentists between the years of 2005-2009 are examined in terms of the topic of the claim and the specifications of the people whom allegedly violated the code.198 cases filed against 116 dentists have been examined in this study. With respect to the sort of the claims of the violation, the age, sex, professional position of the dentist, the distribution of the institution where the dentist works, in the event of the claims are confirmed the sanctions held by Ankara Chamber of Dentists are studied.45 (%38,8) of the dentists who were subject to investigation were women and 71 (%61,2) were men. It was observed that 76 of the dentists (%65,5) worked at polyclinics, and the 63 (%54,3) dentists who worked at polyclinics were responsible managers, out of 198 claims of violation 163 (%82,3) were proven to be true and various sanctions were implied to the dentists. When the distribution of the violations were examined it was found out that mostly the dentists didn't comply with the
Amaç: Bu çalışmada, 2013 yılında trafik kazası sonucu yaralanarak Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Acil Servisine başvuran hastaların adli bildirim raporları retrospektif olarak incelenerek; yaş, cinsiyet, olayın oluş yeri, olay tipi, olay zamanı, yaralanmanın tipi ve lokalizasyonu gibi özelliklerinin yanı sıra hazırlanan bildirim raporlarının eksikliklerinin de değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı nitelikteki bu araştırmanın örneklemini, Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Acil Servisinde 2013 yılında hazırlanan 2397 adli bildirim raporu oluşturmaktadır. Çalışma, bu raporların trafik kazalarına ait 553’ünün (%23,07) değerlendirmesini içermektedir. Bulgular: Çalışma kapsamına alınan 553 adli olgunun; %38,52’si kadın, %47,92’si erkek, %6,51’i kız çocuk ve %7,05’i erkek çocuktur. Yaş bilgisine ulaşılan 537 olgunun (%13,97)’si <18, (%51,96)’sı 18-40, (%24,58)’i 41-63, (%9,49)’u ise ≥ 64 yaş arasındaki bireylerden oluşmaktadır. Kazaların %67,81’i araç içi, %29.48’i araç dışı trafik kazasıdır. Lezyon bulgusu olan 407 olgudan 329’unda (%80.84) tek sistem yaralanması mevcuttur. Baş-boyun (n:123, %30.23) ve alt ekstremite (n: 101, %24,82) bölgelerine ait yaralanmalar ilk iki sırada yer almaktadır. Bu yaralanma lokalizasyonları nedeniyle de sıklıkla ortopedi ve beyin cerrahisi kliniklerinden konsültasyon istendiği verisi elde edilmiştir. Trafik kazası nedeniyle başvuran hastaların yaralanmalarının sadece %1,88’unda (n:10) yaşamsal tehlikenin olduğu belirlendi.Sonuç: Adli raporlardaki eksiklikler hak kayıplarına neden olabilir. Trafik kazalarında vatandaşların hakkının korunması, haksızlığın engellenmesi için adli raporların dikkatle düzenlenmesi gereklidir. Acil servis hekimleri adli olgulara yaklaşım konusunda eğitilmeli, adli tıp anabilim dallarından konsültasyon istemeli ve koordineli çalışmalıdırlar.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.