Öz Edebî eseri uzun soluklu ve etkileyici kılan özelliklerden biri onun ifade vasıtası olan dilin niteliğidir. Din kültürü, felsefe ve bunlardan da beslenen pek çok öğreti, bazen edebî eser kıvamında sembolik anlatım üzerinden kalıcı olmayı tercih eder. Bu durumda bir öğretinin etki alanında bulunanların kendilerine özgü dil içi bir kavramlar listesi ve dillerini oluşturmaları doğaldır. Üretim aşamasındaki bu zihnî dizge, aynı zamanda popülerleşmek için farklı yorumlara ihtiyaç duyar. Bütün bunlar için de mevcut birikimde referans sayılan ana kaynakların dil, üslup ve ifade tecrübesi, bir yaygın eğitim modeli olarak taklit konusu olabilir. Bu çalışmada Yemînî'nin Fazîlet-nâme'si örneği üzerinden popüler sufiyane mevizeciliğin sembolik söylemi izlenerek kimin, neyi, nasıl ve niçin söz konusu ettiğine dair değerlendirmeler ve bazı teklifler ele alınacaktır. Abstract One of the features that make the literary work impressive and long winded is quality of its language. Religious culture, philosophy and many discipline which feed from these, sometimes prefer to be permanent through symbolic discourse like literary work. In this case, it is normal for the other disciplines which are in sphere of influence of any discipline to make a specific and intra linguistic notions list and create a unique language for themselves. At the same time, this psychical system which is in progress, needs different interpretations to be popular. For all of this, language, style and expression experience of main resources which are considered as a reference in available accumulation, can be an imitation subject as a universal education model. In this work, symbolic discourse of popular sufi preaching will be followed on Fazîlet-nâme of Yemînî and evaluations and some offers about who mention what, how and why will be discussed.
The media is one of the important tools for science to reach the public and for the public to understand science. For science communication, it is significant to analyse how the media conveys science to the public and to identify its problematic areas. With the recognition that science journalism has a very important mission, in this study, science news published in Sabah, Sözcü, Hürriyet and Posta, which are newspapers with the highest circulation in Turkey between the 1st and the 14th of October 2019 were investigated. The subject of the study is how the science news published in the newspapers in Turkey is presented, which news is conveyed and published as science news and the relevance of the news with scientific reality. It is considered that the study is significant in order to understand and analyse this relevance, and to contribute to the new ideas for solutions of problematic areas.Content analysis method was used in the study. A total of 3981 news item were identified in this period. 3981 news published and 100 of them have the characteristics of science news. These news articles were analysed under 5 main categories and 40 subcategories. According to the findings and results of the study, only 2.51% of the total number of articles in the studied newspapers have the characteristics of science news. The findings revealed that the science is not newsworthy for the written press in Turkey. It is also observed that the newspapers remain weak in science journalism not only in terms of quantity, but also in quality. The use of sensational, surprising and exaggerated language in science news and the preference for the surprising and absurd contents instead of rational knowledge indicates the tabloidization of science news.
In process the transition from empire to nation-state, the founding elites of the Republic attempted to create a national collective identity and tried to build a modern community of the citizens suitable for the new regime. In addition to educational tools, popular periodicals were used in raising new citizens who adopted the Republican values. At this point, children's magazines provided wide opportunities to reach children as citizens of the future and to adopt Republic values. In this study, the ways in which children were represented in children's magazines in the one-party period were analyzed. The aim of the study is to reveal how the 'ideal Turkish child' was built in children's magazines published in mentioned period; and uncover the relationship of this building process with the official citizenship ideology and child policy of the period. In the study, prepared with historical descriptive analysis method, Yavrutürk (1936)(1937)(1938)(1939)(1940)(1941)(1942) and Cumhuriyet Çocuğu (1938)(1939) were examined. Yavrutürk and Cumhuriyet Çocuğu magazines are weekly children's magazines published by Türkiye Printing House in the ownership of Tahsin Demiray, who is one of the first and most important representatives of children's magazine publishing in Turkey. It was determined that the image of the child presented in the reviewed magazines was built in parallel with the official citizenship ideology and children's policy of the period. 'Ideal Turkish child' was represented as Kemalist, reformist, modern, hard-working, determined, ambitious, economical, moral, kind, helpful, respectful to individual, society and nature, nationalist, courageous and warrior, patriotic citizen around the dominant values of the Republic in both magazines.
İkinci Dünya Savaşı döneminde Türkiye'nin yürüttüğü dış politika ve dönemin uluslararası politik koşulları, pek çok noktada iç politikaya ilişkin kararların ve uygulamaların da temel belirleyicisi olmuştur. Bu çerçevede siyasal iktidarın, özellikle savaş döneminde aktif hale gelen ve basın da dahil pek çok alanda etkinlik gösteren Turancı harekete karşı tutumu da ülkenin dış politikadaki manevralarına ve uluslararası konjonktüre bağlı olarak gelişmiştir. Almanya'yla kurulan dostane ilişkiler ve Almanya'nın savaşta aldığı galibiyetler bağlamında Turancı hareketin 1943 yılının sonlarına kadar resmî ideoloji tarafından hoşgörüyle karşılanması, hatta bizzat hükümet çevrelerinde destek bulması; buna karşın Almanya'yla ilişkilerin kesildiği 1944 yılında Turancı hareketin de beklenmedik bir şekilde tasfiye edilmesi bu etkiyi açıkça ortaya koymaktadır. Turancı çevrelere yönelik bu tasfiye süreci Alman yanlısı ve Turancı yayınların teker teker kapatılmasıyla başlamış, Sabahattin Ali-Nihal Atsız davası sonrasında gelişen gözaltı ve tutuklamalar ve son olarak 'ırkçılık-Turancılık davası'yla devam etmiştir. Bu çalışmada, Mayıs 1944'te başlayıp Mart 1947'de sona eren ve Türk siyasi literatürüne 'ırkçılık-Turancılık davası' olarak geçen davanın dönemin yazılı basınında ele alınış biçimi incelenmiştir. Çalışmanın amacı, Türk siyasi tarihinin önemli gelişmelerinden biri olan ırkçılık-Turancılık davası ve bu dava etrafında gelişen olayların dönemin iç ve dış siyasetiyle olan bağını ortaya koymak; ulusal gazetelerin bu davaya yaklaşımı çerçevesinde dönemin basın-iktidar ilişkilerine ışık tutmaktır. Tarihsel betimleyici analiz yöntemi ile hazırlanan çalışmada ilgili dönemde yayımlanan ulusal gazetelerden Akşam, Cumhuriyet, Tan, Tanin, Ulus, Vakit gazeteleri taranmış, konu ile ilgili haber ve köşe yazıları analiz edilmiştir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.