The Covid-19 virus, which appeared in Wuhan, China in late December 2019 and early January 2020, caused fear and anxiety worldwide. This virus, which causes deaths in all countrieswhere the epidemic occurs, seriously threatens all people. In order to reduce the number of deaths and slow down the spread rate of the virus which has spread to more than 180 countries including Turkey and threatened people from all sectors, serious, fundamental decisions were made by the Turkish Ministry of Health and all other official institutions resulting in various important effects and results in many areas including social, economical, political, financial, administrative, legal, military, religious and cultural, and these decisions were conveyed to the society through all communication channels. European Championships which were planned to be held in 2020, all kinds of international sports events and organizations, leagues, all kinds of conferences, scientific conferences, organizations and mass religious gatherings were postponed or canceled. Due to the cancellations, all kinds of businesses have suffered great losses along with the people in the sports tourism industry, businesses in the material supply chain of sports industry.Nevertheless, athletes, businesses, coaches, sports club owners, athletes who did not have the disease and who did not have Covid-19 symptoms, were indirectly faced with loss of work, and thus, were affected deeply by the pandemic due to the trauma caused by the disruption of their financial balance, fear, and uncertainty.In this qualitative study, the current situation was analyzed to identify the measures taken in order for sports activities to start again, to establish trust in sports organizations, and to protect the health of the sports community and the audience.Based on the findings, recommendations for the future were developed.
Rekreasyon alanlarının kullanımı, kullanıcıların niteliğine ve taleplerine göre değişmektedir. Bu bakımdan gerek yeni rekreasyon alanlarının inşasında gerekse de mevcut alanların düzenlenmesi ve yenilenmesinde kullanıcıların taleplerinin ve kullanım engellerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu araştırmanın amacı Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin rekreasyon alanı kullanımlarına ilişkin katılım engelleri ve tercih etkenlerinin ortaya konmasıdır. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Örneklem seçiminde uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Spor Bilimleri Fakültelerinde öğrenim gören, %59,64’ı(n=368) erkek ve %40,36’ı (n=249) kadın olmak üzere toplam 617 gönüllü öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada Gümüş ve Özgül, (2017) tarafından geliştirilen iki bölümden oluşan 5’li likert yapıda olan “Rekreasyon Alanı Katılım Engelleri Ölçeği” (RAKE) ve “Rekreasyon Alanı Tercih Etkenleri Ölçeği” (RATE) kullanılmıştır. Elde edilen veriler, aritmetik ortalama, standart sapma, yüzde, t testi ve ANOVA testi kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analiz edilmesiyle elde edilen bulgulara göre, katılımcıların ölçek puan ortalamalarında cinsiyet haftalık düzenli spor yapma ve bölüm değişkenlerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir (p<0.05). Sonuç olarak öğrencilerin rekreasyonel etkinliklere katılım tercihlerinin sportif çeşitlilik, fiziki imkanlar, personelden kaynaklı etkenler olduğu, katılım engellerinin ise; zaman kısıtlılığı, güvenlik engelleri ve spor alanı engellerinin olduğu tespit edilmiştir.
The aim of this study is to examine the frequency rate of FOMO (Fear of Missing Out) in both male and female students under some variables. Social media platforms which became an inseparable part of daily life have caused individuals to spend more time in the virtual world. From Sports Sciences, a total of 465 students (274 males and 191 females) who study in different departments and who are in different grades have participated in the present study which is pretty limited availably in Turkish in the literature. In the research, "Fear of Missing Out in Social Settings Scale" the Turkish version that is adapted by (Gökler et al., 2016) of the scale “Motivational, emotional, and behavioral correlates of fear of missing out" which is developed by (Przybylski, 2013) was used as a data collection tool. In the present study, statistical analysis of data has been performed through SPSS 26 program, t-tests, and One Way ANOVA tests. According to T-test results of FOMO averages based on sex, no significant difference has been found. It has been established that students who are not engaged in any sports activity (X=4.05) have a higher rate of FOMO on social media as compared to those who play sports (X=2.95), it has been established that students who check their phones right after they wake up (X=3.70) and students who spend time with their phones before sleeping (X=3.75) have higher FOMO averages as compared to those who don't check (X=3.40) or spend time with their phones(X=3,42). A significant difference has been detected (p>0.05). According to One Way ANOVA Post-toc tests which were based on daily social media usage durations and departments of the students. No significant difference has been established FOMO levels of students based on the grade they are in and the number of social media they own.
Sanal gerçeklik teknolojileri ve sanal gerçeklik teknoloji ürünleri hayatımızın çeşitli alanlarında sıkça karşımıza çıkmaya başlamıştır. Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik ile etkileşimli ders materyalleri özellikle de yeni nesil eğitim süreçlerinde daha fazla görünür olmaya başlamıştır. Eğitim sektörüyle daha da iç içe olması muhtemel olan sanal gerçeklik teknolojilerinin eğitimde kullanımına yönelik öğretmen görüşleri de merak konusu olmaktadır. Bu bakımdan bu araştırmanın amacı, Spor Bilimleri Fakültesinde öğrenim gören Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi öğretmeni adaylarının eğitimde sanal gerçeklik kullanımına ilişkin görüşlerinin ortaya konulmasıdır. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Örneklem seçiminde uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırma 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Bayburt Üniversitesinde öğrenim gören, %52,8'i (n=182) erkek ve %47,2'si (n=163) kadın olmak üzere toplam 345 gönüllü Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi ile gerçekleştirilmiştir. Eğitimde sanal gerçekliğin kullanılmasına yönelik görüşlerin değerlendirilmesi amacıyla katılımcılara 5'li likert tipinde anket uygulanmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, aritmetik ortalama, standart sapma, yüzde, t testi ve ANOVA testi kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analiz edilmesiyle elde edilen bulgulara göre, öğretmen adaylarının eğitimde sanal gerçeklik kullanımı konusundaki görüşlerinde cinsiyet ve öğretim türü değişkenlerine göre istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Sınıf, bölüm, internette geçirilen süre, sanal gerçeklik (SG) teknoloji deneyimine sahip olma, SG teknolojileri hakkında ilk bilgilenme değişkenine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. (p<0.05). Katılımcıların kendilerini gelecekte SG teknolojilerinden faydalanan bir eğitmen olarak görme" değişkenlerine göre ise "evet" yanıtını verenler lehine anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir. Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi öğretmeni adaylarının, uygulanan ankette SG teknolojilerinin eğitimde kullanılmasına ilişkin görüşlerinin ölçüldüğü bu çalışmada Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi öğretmeni adaylarının ölçek puan ortalamalarının yüksek olduğu, SG teknolojilerinin eğitimde kullanılmasına dair olumlu görüş sahibi oldukları tespit edilmiştir.
This study aims to examine the sports injury anxiety levels of taekwondo players, which is a psychological factor that causes injury and negatively affects athletes apart from some physical strategies in the prevention of injuries. A total of 617 (326 men and 291 women) taekwondo players actively engaged in sports from different competition categories participated in the study.
Spor Bilimleri Fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin Metaverse farkındalıklarının incelenmesini amaçlayan bu çalışma betimsel nitelik taşıyor olup tarama modelinde dizayn edilmiştir. Araştırma, 2021-2022 eğitim-öğretim yılında Bayburt Üniversitesinde öğrenim gören, %52,3’i (n=207) erkek ve %47,7’si (n=189) kadın olmak üzere toplam 396 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verilerinin toplanmasında Süleymanoğulları, Özdemir, Bayraktar ve Vural (2022), tarafından geliştirilen, “Metaverse Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler, aritmetik ortalama, standart sapma, yüzde, t testi ve ANOVA testi kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler sonucunda cinsiyet değişkenine göre katılımcıların Metaverse farkındalıklarında, kadınlar lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0.05). Bölüm değişkenine göre ise katılımcıların ölçek puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir. Sınıf değişkenine göre, 3. Sınıf ve 1. sınıf öğrencilerin ölçek ortalama puanları arasında 3. sınıflar lehine anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p<0.05). İnternette günlük geçirilen süre bakımından, genel anlamda internette günlük olarak fazla süre geçiren katılımcıların Metaverse farkındalık düzeylerinin yüksek olduğu bulunmuştur. İnternete erişim bakımından ise mobil cihazlarla erişim sağlayan katılımcıların Metaverse farkındalık düzeyi daha yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak spor bilimleri fakültesinde öğrenim gören öğrencilerin Metaverse farkındalıkları orta düzeyde bulunmuştur. Bunun artırılması için öncelikli olarak kavramın çeşitli alanlarla ilgisi de göz önünde bulundurularak, okullarda ders müfredatlarına eklenmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir.
Dengeli ve yeterli beslenme bireylerin yaşam kaliteleri için hayatın her döneminde önemli olmakla birlikte sporcuların performanslarını etkileyen temel faktörlerden olması bakımından da ayrıca önemlidir. Yeterli ve bilinçli beslenme sporcuların performansları açısından üzerinde durulması gereken konular başında gelmektedir. Spor alanında öğrenim gören öğrencilerin beslenme bilgileri ile ilgili bilgiler ışığında, bazı araştırmalar olmasına rağmen, aktif spor yapan ve öğrenimlerine devam eden öğrencilerin beslenme bilgilerini ölçen çalışmalara farklı perspektiften katkı sağlamak amacıyla yapılan bu çalışma Bayburt Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda (BESYO) öğrenim gören ve farklı branşlarda aktif spor yapan öğrencilerin sporcu beslenme bilgi düzeylerini yaptıkları spor branşına (takım ya da bireysel) göre değerlendirilmesidir. Çalışma kapsamında 339 öğrenciden veri toplanmıştır. Verilerin istatistiksel analizi SPSS 26 istatistik paket programında yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak Çırak ve Çakıroğlu, (2019) Türkçeye uyarlamış oldukları “Sporcu Beslenme Bilgisi Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen verilerin frekans ve yüzde değerleri hesaplanmıştır. Sonuç olarak Spor bilimlerinde öğrenim gören aktif spor yapan öğrencilerin sporcu beslenmesi konusundaki bilgilerinin istenilen düzeyde olmadığı, kısmen eksik bilgi sahibi ve hatalı beslenme alışkanlıklarına sahip oldukları, bir çoğunun beslenmelerine yeteri kadar önem vermedikleri kanısına varılmıştır. Katılımcıların bölüm değişkeni ve Sınıf değişkenine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmemiştir (p>0,05). Sonuç olarak spor yapan ve yapmayan tüm spor bilimleri alanında öğrenim gören öğrencilerin beslenme bilgilerinin arttırılması ve doğru beslenme alışkanlıkları kazandırılmasına yönelik akademik ve bilimsel destek almaları gerektiği düşünülmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.