İnsan yaşamının süresi son elli yılda belirgin biçimde uzamıştır. Hastalıkların sağkalım süreleri tıptaki gelişmelere paralel biçimde artmıştır. Bu yüz güldürücü sonuçlar beraberinde baş edilmesi gereken yeni sorunlar ortaya çıkarmışlardır. Bu gelişmelerin yanı sıra küreselleşme, endüstrileşme ve kırsal yaşamdan kentsel yaşama geçişin daha çok gündeme geldiği yirmi birinci yüzyılda aile birimleri küçülmüş, ailelerde iş yaşamına dahil olan birey sayısı artmış,ve kronik hastalıkla mücadele eden aile bireyinin bakımını üstlenebilecek fert sayısı azalmıştır. Bakım veren yükü kavramı bakım sunarken yaşanabilen fiziksel, psikososyal veya maddi tepkileri ifade etmede kullanılmaktadır. Toplumsal, kültürel, aile birimlerinin yapılanmaları ile ilgili özellikler ve de sağlık bakımı sistemlerindeki farklılıklar bakım koşullarını etkileyebilecek faktörler arasındadır. Bakım verenin yaşı, etnik kökeni, cinsiyeti, hastaya olan yakınlığı, bakım vermeye gönüllü olup olmaması, eğitim durumu, ekonomik durumu, hastalığının olup olmaması, baş etme becerileri, inançları, sosyal desteği, yaşadığı toplumun kültürel özellikleri bakım verenin yük algılaması ile ilişkili kişisel faktörler arasındadır. Bakım vermenin getireceği yük, bakım gereksinimlerinin nitelikleri ile de yakından ilişkilidir. Fiziksel kısıtlılığı olan, aynı zamanda tıbbi bakımın da gerekli olduğu omurilik felçli hastaların bakım gereksinimleri ile kronik seyirli psikiyatrik bozuklukların, yaşamının ileri dönemindeki demanslı hastaların ya da terminal dönemindeki kanser hastalarının bakım gereksinimleri arasında farklılıklar bulunmaktadır. Bu yazıda farklı tıbbi ve psikiyatrik durumlarda bakım veren yükü araştırmaları derlenmiş ve farklı özelliklerin ortaya konması amaçlanmıştır.
Halüsinojen amaçlı benzidamin kötüye kullanımı: Olgu sunumu Benzidamin hidroklorid, analjezik, antipiretik ve antimikrobiyal özellikleri olan non-steroid antiinflamatuar bir ilaçtır. 500 mg ve üstü dozlarda halüsinojenik etkisi nedeniyle eğlence amaçlı kötüye kullanıldığı bilinmektedir. Bu yazıda çoklu madde kötüye kullanımı nedeniyle yatırılan 22 yaşında erkek hastanın beraberinde benzidamin kötüye kullanımı da olması nedeniyle sunulması amaçlanmıştır. Benzidaminin internette popüler hale gelmesi, ucuz olması ve özellikle reçetesiz olarak kolayca elde edilebilir oluşu kötüye kullanımını destekleyen etkenler olarak görünmektedir.
Context:The concept of posttraumatic growth (PTG) is important to focus on positive outcomes of a challenging process like caregiving.Aims:The aim of the present study is to investigate the factors inclusively considered to be related to PTG in primary caregivers of schizophrenic patients.Settings and Design:This cross-sectional study was conducted with caregivers of patients with schizophrenia between January 2013 and February 2014 at a mental health hospital.Materials and Methods:The study was carried out on 109 schizophrenic patients followed up at Bakirkoy Prof. Dr. Mazhar Osman Research and Training Hospital for Psychiatry, Neurology, and Neurosurgery, and 109 family members who are the primary caregivers of the patients. All caregivers were evaluated with Posttraumatic Growth Inventory, Multidimensional Scale of Perceived Social Support, Ways of Coping Inventory, and the Basic Personality Traits Inventory and Religious Orientation Scale.Statistical Analysis:Kruskal–Wallis and Mann–Whitney U-test were used in quantitative analysis of data. Spearman's correlation analysis was used in the determination of correlation between variables. Linear regression analysis was used in the determination of predictors of PTG.Results:Optimistic and problem-focused coping, perceived social support (total and all three - family, friends, significant others - domains), personality traits such as extraversion, conscientiousness, and openness to experience, and religiousness were found to be related with PTG. Religiousness, perceived social support, and openness to experience were independent predictors of PTG.Conclusions:Interventions to caregivers of schizophrenic patients on the domains of social support and coping strategies may contribute to caring process in a positive change.
Turkish version of the Drug Attitude Inventory-10 is valid and reliable for evaluation of schizophrenia patients which makes it suitable for research and clinical settings.
Bipolar bozuklukta lateralizasyonun motor ve mental hıza etkisi Amaç: Motor ve duygudurum düzenleyici sistemlerin arasındaki ilişki duygudurum bozukluklarının fizyopatolojilerinin anlaşılmasına ışık tutabilir. El tercihi, sağ elini kullanan bireylerde serebral lateralizasyonun güvenilir bir ölçüsüdür. Bu araştırmada lateralizasyonun bilişsel performansın yanı sıra motor ve mental hız üzerine olan etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Araştırmaya 68 ötimik bipolar hasta (ortalama yaş: 33.66±6.38, 33 kadın) ve 65 sağlıklı katılımcı (ortalama yaş: 33.65+7.11, 27 kadın) alındı. Tıbbi veya psikiyatrik hastalığı olanlar çalışmaya alınmadı. Montreal Bilişsel Değerlendirme (MOCA), parmak-tıklama, Peg-board, Yetişkin bellek ve bilgi işleme hızı bataryası (AMIPB), Edinburgh el tercihi envanteri ve reaksiyon zamanı testleri uygulandı. Bulgular: Gruplar yaş, cinsiyet ve eğitim durumu bakımından benzerdi. Bipolar hastalar kontrollere göre daha lateralize idiler (p=0.027). Göz ve ayak lateralizasyonu açısından fark bulunmadı. Hastalar kontrollere göre MOCA (p=0.049), Peg-board (her iki el p<0.001), parmak tıklama testi (sağ p<0.001, sol p<0.002), AMIPB (motor ve A alt testleri p<0.001) ve görsel ve işitsel reaksiyon zamanı testlerinde (her ikisi için p<0.001) daha düşük performans gösterdiler. Lateralizasyonun derecesi yalnız bipolar hasta grubunda işlem yapma hızı ile pozitif yönlü bağıntı gösterdi. Sonuç: Sağ elini kullanan hastaların sağ elini kullanan sağlıklılardan daha lateralize oldukları ve lateralizasyonun hastalarda işlem hızı bakımından avantaj sağladığı tespit edildi. Bu bulgu aşırı lateralizasyona neden olan fizyopatoloji ile bipolar bozuklukta interhemisferik iletişimin yavaşlaması arasında bir ilişki olabileceğini, dolayısı ile lateralizasyonun hemisferler arası iletişimin daha az kullanılması için bir kompanzasyon mekanizması olabileceğini düşündürmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.