In acromegaly, quality of life, status of depression and satisfaction of the subjects with their treatment are intercorrelated.
Bu çalışmada sigara içenlerin genel demografik karakterlerini belirlemeyi ve sigara içme ile solunumsal belirtiler, eğitim ve gelir düzeyi arasındaki ilişkiyi tanımlamayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: 40 yaş ve üzeri 1019 kişinin dahil edildiği prospektif bir çalışma planlandı. Tüm katılımcılara solunumsal belirtiler, tütün kullanımı ve kronik solunum hastalığı ile ilişkili risk faktörlerini sorgulayan bir anket yapıldı. Çalışma katılımcıları sigara içme durumlarına göre halen içenler ,hiç içmeyenler ve sigarayı bırakmış olanlar şeklinde gruplandırıldı.Yaş, cinsiyet, evlilik durumu, eğitim seviyesi ve kişi başı aylık gelir düzeyi tüm katılımcılar için kaydedildi. Bulgular: Ortalama yaşı 53.20 ±9.06 (range: 40-90 yıl) olan 1019 kişi çalışmaya dahil edildi. Kadınlar arasında 72/486 erkekler arasında 226/533 kişi aktif sigara içicisiydi (p:0.001). Orta okul-lise ve üniversite mezunları daha fazla sıklıkla sigara içiyor veya sigarayı bırakmıştı. 3 aydan daha uzun süren öksürük ve balgam katılımcıların 66'sında (%6.5) tespit edilmişken, 3 aydan uzun süren öksürük, balgam, nefes darlığı bir triad olarak katılımcıların 36'sında (%3.5) tespit edildi. Bu hasta gurupları arasında sigara kullananların oranı belirgin olarak yüksekti. Kronik akciğer hastalığı düşündüren semptomları olan hastaların önemli bir kısmının (% 63.8) daha önce herhangi bir kronik solunum hastalığı tanısı yoktu. Sonuç: Önceki raporların aksine, eğitimli ve daha yüksek aylık gelirlilerde daha fazla sigara içildiğini tespit ettik. Ayrıca kronik solunumsal hastalıklarının yeterince teşhis edilemediğini bulduk. Kronik akciğer hastalıklarının erken teşhisi için yapılacak taramalarda hedef populasyonun seçimi için semptomatik sorgulamanın halen önemli olduğunu düşünüyoruz.
Gebelik, doğum eylemi ve lohusalık sırasındaki komplikasyonlar, gelişmekte olan ülkelerde doğurganlık çağındaki kadınlar arasında başta gelen ölüm ve sakatlık sebebidir (1). Doğum öncesi bakım doğrudan ölü doğum ve yeni doğan ölümünü azaltarak, dolaylı olarak bakımın devamlılığında kilit ÖZET Amaç: Bu çalışma Elazığ ili merkez ve ilçelerinde yaşayan gebelerin eğitim öncesi ve eğitim sonrası gebelik dönemine ilişkin bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Elazığ ili merkez ve ilçelerinde yaşayan gebe dönemindeki kadınlara verilen gebelik ile ilgili eğitimin etkinliğini belirlemeye yönelik yapılan tanımlayıcı ve müdahale tipi bir çalışmadır. Toplam 340 gebeye ön test uygulanmış daha sonra eğitim verilmiş ve bir hafta sonra son test uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS paket programa kaydedilip, istatistiksel analizde eşleştirilmiş t testi ve Ki-kare testleri kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma kapsamına alınan gebelerin yaş ortalaması 28.94 ±5.70 yıldır Eğitim düzeyi arttıkça ortalama gebelik sayısı azalmaktaydı (p<0.0001). Gebelerin doğum öncesi bakım alma ortalaması 6.31±3.73 idi. Araştırmaya alınan gebelerin bilgi puan ortalaması eğitimden önce 13.74±2.99 iken eğitim sonrasında 16.94±1.73 puan bulundu (p<0.0001). Gebelerin bilgi düzeylerinin ölçülmesi için ön ve son test olarak kullanılan 18 sorunun tümünde anlamlı bilgi artışı olmuştur. Araştırmaya katılan gebelere verilen eğitimin onların bilgi düzeyini arttırdığı bulunmuştur. Sonuç: Anne adaylarına yönelik gebelik dönemi ile ilgili bilgi verilmesi hem anne sağlığını hem bebek sağlığını olumlu yönde etkileyecek önemli bir sağlık müdahalesidir. Bu tür eğitimlerin birinci basamak sağlık kurumlarında verilmesi koruyucu sağlık hizmetlerinin etkinliğinin arttırılabilmesi için önemli bir etken olabilir.
ÖzetMeme ve serviks kanserleri kadınlarda sık görülen kanserler olup, Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM)'de tarama programı kapsamındadır. Bu çalışmanın amacı, 2016 ve 2017 yıllarını kapsayan süreçte, meme ve serviks kanseri taraması amacıyla yapılan başvuruları, tetkikleri ve bu doğrultuda alınmış olan anamnez formlarını retrospektif olarak değerlendirmektir. Kesitsel, retrospektif olan bu çalışmada meme ve serviks kanseri taraması için 2016 ve 2017 yıllarında Elazığ KETEM'e yapılan 632 başvuru değerlendirilmiştir. Veriler SPSS 22.0 programıyla değerlendirilmiş, normal dağılım için Kolmogrov-Smirnov testi kullanılmıştır. İstatistiksel değerlendirmelerde Man Whitney U ve ki-kare testleri kullanılmış, p<0,05 istatistiksel anlamlılık olarak kabul edilmiştir. 632 kadın katılımcının yaş medyanı 50 (min:40, maks:66) idi. 17 kişinin (%2,7) smear sonucunda servikal prekanseröz lezyon saptanmıştır. Mamografi sonucu BI-RADS 1, 2 ve 3 olan %42,6 (269 kişi)'dir. Yapılan ileri tetkikler ve biyopsi sonucu BI-RADS 4, 5 olan 25 kişinin yapılan biyopsi sonucu 17 (%2,7) kişide meme kanseri tespit edilmiştir. Tarama sonucu elde edilen sonuçlar kişilerin sosyo-demografik özellikleri ile ilişkili bulunmamıştır. Tarama testleri kanser erken teşhisinde önemli yere sahip olup erken teşhis mortalite ve morbiditeyi azaltmaktadır. Mamografi ve Pap smear testi ucuz, kolay uygulanabilir, kolay ulaşılabilir, toplum tarafından kabul edilebilir tarama testleridir. Bu tarama programlarının tanıtımı arttırılarak halk katılım için teşvik edilmelidir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.