No abstract

X-prolyl dipeptidyl aminopeptidase (PepX) is an intracellular enzyme from the Gram-positive bacterium Lactococcus lactis spp. lactis NRRL B-1821, and it has commercial importance. The objective of this study was to compare the effects of several cell disruption methods on the activity of PepX. Statistical optimization methods were performed for two cavitation methods, hydrodynamic (high-pressure homogenization) and acoustic (sonication), to determine the more appropriate disruption method. Two level factorial design (2FI), with the parameters of number of cycles and pressure, and Box-Behnken design (BBD), with the parameters of cycle, sonication time, and power, were used for the optimization of the high-pressure homogenization and sonication methods, respectively. In addition, disruption methods, consisting of lysozyme, bead milling, heat treatment, freeze-thawing, liquid nitrogen, ethylenediaminetetraacetic acid (EDTA), Triton-X, sodium dodecyl sulfate (SDS), chloroform, and antibiotics, were performed and compared with the high-pressure homogenization and sonication methods. The optimized values of high-pressure homogenization were one cycle at 130 MPa providing activity of 114.47 mU ml(-1), while sonication afforded an activity of 145.09 mU ml(-1) at 28 min with 91% power and three cycles. In conclusion, sonication was the more effective disruption method, and its optimal operation parameters were manifested for the release of intracellular enzyme from a L. lactis spp. lactis strain, which is a Gram-positive bacterium.

Relation of emotional intelligence and emphaty among medical students in Muğla Sıtkı Koçman University Özet Amaç: Tıp eğitimi açısından son yıllarda bilişsel beceriler kadar, iletişim becerileri, kişilerarası yeterlilik ve empati gibi bilişsel olmayan beceriler giderek önem kazanmaya başlamıştır. Hastalarla olan iletişimde duyguları anlama ve yönetme becerisinin önemli olduğu düşünüldüğünde hekimlerden duygusal zekalarının ve empati yeteneklerinin yüksek olması beklenmektedir. Aynı zamanda duygusal zeka sayesinde sağlık bakımı veren ekip üyeleri arasındaki olumlu etkileşim ve ilişkiler, sağlık bakım kalitesini de artırabilmektedir. Bu çalışmada Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi dönem I, dönem II ve dönem III öğrencilerinin duygusal zekalarıyla empati eğilimleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırmada üç bölümden oluşan anket formu kulla-nılmıştır: Kişisel Bilgi Formu (Literatür ışığında araştırmacılar tarafından oluşturulmuştur). Reuven Bar-On'un geliştirdiği Acar F'nin Türkçeye uyarlayıp geçerlilik ve güvenilirlik çalışmasını yaptığı BarOn Duygusal Zeka Ölçeği, Dökmen'in geliştirdiği Empatik Eğilim Ölçeği. Verilerin değerlendirilmesi SPSS 20.0 paket programında tanımlayıcı istatistikler, student t test, ANOVA ve korelasyon testleri kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: Araştırmamıza 55'i (%45.8) kadın, 65'i (%54.2) erkek olmak üzere 120 öğrenci katılmıştır. Öğrencilerin duygusal zeka ölçeğinin kişisel beceri, kişilerarası beceri, uyumluluk, stresle baş etme , genel ruh hali alt boyutları ile empati düzeyleri arasında pozitif yönde anlamlı, orta düzeyde bir korelasyon saptanmıştır. Öğrencilerin duygusal zeka ölçeğinin kişisel beceri, kişilerarası beceri, uyumluluk, stresle baş etme, genel ruh hali alt boyutları ile empati düzeyleri arasında pozitif yönde anlamlı, orta düzeyde bir korelasyon saptanmıştır. Sonuç: Bilişsel olmayan beceriler öğrenilebilen becerilerdir. Tıp eğitiminde bu becerilere yönelik teorik ve uygulamalı eğitim programlarının oluşturulmasının önemli olduğu düşünülmektedir.