Este trabajo se sitúa en el marco de una investigación constrastiva sobre la interlengua de alumnos que aprenden español como lengua extranjera. El propósito del presente trabajo es poner de manifiesto dónde se origina la dificultad a la hora de aprender español, intentando ver si existe alguna relación con sus distintas lenguas maternas. El corpus que le sirve de base consiste en 200 exámenes escritos, realizados por alumnos austríacos y turcos, procedentes por tanto de dos grupos lingüísticos diferentes: alemán y turco. Ambos grupos han sido alumnos de los Institutos Cervantes de Viena y Estambuldel nivel C1. El estudio analiza algunos contenidos gramaticales en los que ambos grupos de alumnos cometen errores repetidamente. Intentaremos hacer una definición de los errores errores fosilizables y fosilizados que se cometen en los exámenes. Mediante las figuras de análisis cuantitativos se podrán observar los porcentajes significativos que nos ayudarán a tener una idea sobre los errores que podrían proceder de sus lenguas maternas. Aunque en su mayoría son distintos, hay también algunos puntos conflictivos en ambos idiomas.
Bu makalenin amacı, modern romanın öncülerinden kabul edilen İspanyol edebiyatının ölümsüz eseri Tormesli Lazarillo’nun (El Lazarillo de Tormes) (1554) iki farklı tarihte gerçekleştirilen film uyarlamalarının incelenmesi ve birbiriyle karşılaştırılmasıdır. Bu çalışmada romanın 1959 ve 2001 yıllarına ait uyarlamaları, gerçekleştirildikleri yılların sosyo-politik, ideolojik ve kültürel farklılıkları aracılığıyla incelenmiştir. Aynı eserin izlek ve kurgu yönünden birbirinden temel farklılıklarla ayrılan bu iki uyarlama örneği, İspanyol yazar ve sinema eleştirmeni Jose Luis Sánchez Noriega'nın inceleme modeli aracılığıyla ele alınmıştır. Çalışmamıza örneklem oluşturan César Fernández Ardavín’in El Lazarillo de Tormes ile Fernando Fernán Gómez’in Lázaro de Tormes adlı film uyarlamalarından elde edilen bulgular ışığında şu sonuca varılmıştır: Pikaresk romanın öncü eseri olarak kabul edilen ve anonim bir roman olan Tormesli Lazarillo’yu beyazperdeye aktaran iki yapım arasında kırk yıllık bir zaman farklı bulunmaktadır. Bu süre boyunca İspanya’da farklı siyasi ve kültürel bağlamlar görülmüş, bu da birbirinden farklı mesajlar vermeyi hedefleyen iki uyarlama örneğinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. 1959 yılı yapımı uyarlamada Franco dönemine uygun olarak romanın kiliseyi eleştiren unsurları silinirken, 2001 yılına ait yapımda ise gerçekleştirilen değişikliklere rağmen romanın özüne daha bağlı kalındığı izlenir. Onur ve ulus kavramlarının ele alınışında da, özgün eser göz önüne alındığında iki uyarlama arasında önemli farklar görülmektedir.
The Spanish people worship bulls with the characteristics like aggressiveness, power and fearlessness, and also worship the bullfighters that fight a duel with bulls. The tradition of bullfight defines the basic character of a nation which perceives life as becoming continuously face to face with death. This character makes the Spaniards consider bullfights as a form of art and the possibility of death becomes an inspiration of this deadly art. The famous Spanish poet Federico García Lorca calls as duende, the muse that comes up at the time when the bullfighter comes face to face with death. In this study it's aimed to indicate the roots of the Spaniard's affection for bullfighting. As in 20th century Spanish poetry bullfights theme and image of death is cultivated rather frequently, we'll take Lorca's poem Lament for Ignacio Sánchez Mejías as the object of the study and we'll intend to analyze this elegy in the aspects of Ignacio's bullfighter figure, the expression of death and mourning and also the symbolical images drawn by Lorca.
Günümüz İspanyol edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Antonio Muñoz Molina, romanlarında kent imgesine ayrı bir önem vermiş ve kentleri çoğu kez insani özelliklerle betimleyerek onları kişileştirmiştir. Bu makalenin amacı, Los misterios de Madrid (Madrid’in Sırları) adlı romanının merkezinde yer alan Madrid kenti ve onun 60’lardan 90’lı yıllara uzanan dönem içinde yaşadığı tarihsel ve sosyolojik değişimlerin adı geçen eser üzerinden incelenmesidir. 1992 yılında yayımlanan roman, 90’lı yılların başında önemli bir sebeple kendini başkentte bulan Lorencito Quesada’nın macerasını birinci kişi anlatımıyla okura aktarır. Anti-kahraman özellikleri sergileyen Quesada, 60’lı yılların Madrid’i ile yıllar sonra yeniden geldiği 90’ların Madrid kentini düzenli bir biçimde karşılaştırmaktadır. Gerçekte karşılaştırılan ise kentin Francisco Franco idaresindeki 60’lar dönemi ile demokratikleşme sürecinin henüz tamamlandığı 90’lı yılların başlarıdır. Bu çalışmada, Los misterios de Madrid romanı aracığıyla Madrid’in kent yaşamı ve kültüründeki farklılaşma, mimari yapılardaki değişimler ve göçün nüfus üzerindeki etkisi gibi bir takım konular irdelenmektedir. 60’lı yılların Madrid’i, anlatıcının gözünden köyden kente göçenlere, öğrencilere ve gezginlere kucak açan cömert bir başkent olarak betimlenir. Oysa 90’larda Madrid’de göçmenleri konuk eden yerler değişmiş, kentin sokakları tehlike saçan bir yer haline gelmiştir. İroni yüklü dili ve karikatürize edilen başkarakteriyle Los misterios de Madrid, günümüz İspanyol toplumunda gözlemlenen birtakım sorunların kökeninin de 90’lı yıllara dayandığını ortaya koyar. Roman, bu yönüyle de önemli bir sosyolojik niteliğe sahiptir.
İspanya tarihinde yüzyıllar öncesine dayanan bir gelenek olan boğa güreşi, zaman içinde onur, gurur ve başarı olgularıyla özdeşleşmiş ve arenadaki başarı, XX. yüzyılda çoğu genç İspanyol için üne ve zenginliğe açılan bir kapı olarak kabul edilmiştir. Bu başarının canlı örneklerinden biri ise Manuel Benítez, nam-ı diğer El Cordobés'dir. Benítez, iç savaş sonrasında, azmi ve cesaretiyle kendi başarı öyküsünü yazmış ve pek çok yoksul gence örnek olmuştur. 60'lı yıllarda ünü dünyada Francisco Franco'nunkiyle yarışan bu boğa güreşçisi, sıra dışı yaşam öyküsüyle Fransız ve Amerikalı gazeteciler Dominique Lapierre ve Larry Collins'in Yasımı Tutacaksın adlı romanına konu olmuştur. Belgesel tekniğinin kullanıldığı bu romanda sadece El Cordobés'in başarıya uzanan yolculuğuna değil, İspanya'nın iç savaştan 60'lı yılların sonuna dek uzanan tarihine, toplumsal yapısına ve boğa güreşi geleneğine de detaylı bir biçimde değinilmektedir. Bu çalışmada boğa güreşi dünyası ve bu geleneğin İspanyollar için anlamı irdelenirken, iç savaş sonrası İspanyol toplumunu farklı sınıflar aracılığıyla yansıtan Yasımı Tutacaksın adlı roman toplumsal gerçekçilik ölçütleri ışığında incelenmektedir. Marksist edebiyat eleştirmeni ve kuramcı Lucien Goldmann'ın savunduğu toplumsal gerçekçilik ölçütleri inceleme nesnesi olan eserde aranmış olup, sonuç olarak esere toplumun kolektif bilincinin yansıması, istisnai bireylerin anlatıdaki varlığı ve yalın bir anlatı dil kullanımı gibi daha pek çok ölçütün adı geçen romanda yerine getirildiği tespit edilmiş ve ilgili örneklerle sunulmuştur. Roman, kurgusu ve anlatıcı tercihleriyle dönemin İspanyasını farklı sosyal sınıfların değerleri, kültürel yapısı ve olaylara yaklaşımlarıyla birlikte nesnel bir biçimde yansıtmaktadır. Konu aldığı tarihsel dönemi toplumsal gerçekçi bir üslupla betimlemektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.