RESUMO Objetivo O objetivo deste estudo foi avaliar o efeito da educação visual no conforto dos pacientes que recebem terapia de hemodiálise. Métodos Foi utilizado um projeto de estudo aleatório em um ambiente controlado. Este estudo foi realizado com 90 pacientes hemodialisados crônicos em dois centros de diálise, sendo que 45 pacientes pertenciam ao grupo de intervenção e os outros 45 pacientes perterciam ao grupo de controle. Formulário de dados do paciente, escala de conforto de hemodiálise - Versão II, escala de controle de fluidos do paciente de hemodiálise, escala de conhecimento dietético e escala de comportamentos dietéticos foram os documentos usados. No grupo de intervenção, foram conduzidas três entrevistas. Na primeira entrevista, a educação visual foi aplicada e reaplicada após 15 dias. No grupo de controle, duas entrevistas foram realizadas e nenhuma intervenção foi feita. Resultados Descobriu-se que o programa de treinamento tem um amplo efeito sobre o conforto e relaxamento físico do paciente, assim como relaxamento psicoespiritual, transcendência psicoespiritual, transcendência ambiental e relaxamento sociocultural. Além disso, foi notado um efeito moderado sobre o alívio físico no grupo de intervenção no terceiro mês. Dessa maneira, foi determinado que o programa de educação visual aplicado teve um amplo efeito no controle de fluidos, conhecimento de dieta e comportamento do grupo de intervenção. Conclusão Verificou-se que a educação visual tem um efeito positivo no estado de conforto, no conhecimento dietético e no comportamento dietético dos pacientes submetidos à terapia de hemodiálise
Bu araştırmada amaç, hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik imajı ve akademik motivasyonları arasındaki ilişkinin belirlenmesidir. İlişkisel tanımlayıcı ve korelasyonel özellikte olan bu araştırma, Türkiye'nin Batı Bölgesi'nde bir üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü'nde Ocak-Şubat 2020 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Araştırmanın örneklem seçiminde, herhangi bir örnekleme yöntemine gidilmedi. Araştırmanın yapıldığı fakültenin hemşirelik bölümünde eğitim gören, araştırmaya katılmayı kabul ederek anket formunu eksiksiz dolduran 411 öğrenci araştırmanın örneklemini oluşturdu. Araştırmanın veri toplama araçları "Kişisel Bilgi Formu", "Hemşirelik Mesleğine Yönelik İmaj Ölçeği" ve "Akademik Motivasyon Ölçeği" idi. Verilerin istatistiksel analizinde; sayı-yüzde dağılımları, Mann Whitney U testi, Kruskal Wallis testi ve Spearman korelasyon analizi kullanıldı. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 20.37±1.76 (18-30) olup büyük çoğunluğu kadın (%74.7) idi. Öğrencilerin Hemşirelik İmajı Ölçeği'nden aldıkları puan ortalamaları 101.00±11.26 olup hemşirelik imajı düzeyleri zayıf bulundu. Hemşirelik öğrencilerinin akademik motivasyonlarının orta düzeyde olduğu saptandı. Öğrencilerin hemşirelik imajı puanları arttıkça, akademik motivasyon puanlarının da artış gösterdiği belirlendi. Hemşirelik öğrencilerinin hemşirelik imaj algılarını ve akademik motivasyon düzeylerini arttıracak psiko-eğitimsel müdahale çalışmalarının planlanmasının yararlı olacağına inanmaktayız.
Sitotoksik kemoterapi alan hastalar stres belirtileri içinde en çok yorgunluk, uyku bozuklukları, erken uyanma, sinirlilik-kızgınlık duyguları ve sıkıntı veren düşünceler deneyimlemekte, stresle baş etmek için ise en çok kendine güvenli yaklaşım, iyimser yaklaşım ve sosyal destek arama yöntemlerini kullanmaktadır. Buna bağlı olarak stresle etkili başa çıkabildikleri söylenebilir.
Aim Aim of this study was to develop a valid and reliable measuring tool in order to evaluate comfort of patients receiving hemodialysis treatment. Background There has been available a scale developed to evaluate comfort of hemodialysis patients “HDCS (Hemodialysis Comfort Scale).” Due to HDCS consisted of nine items and evaluated comfort in two sub-dimensions, researchers who developed HDCS, stated that number of scale items and dimensions is not sufficient to fully evaluate comfort. Therefore, (Hemodialysis Comfort Scale Version II) HDCS-II was developed with this research and its development process were discussed in this article. Materials and Methods Sample of this methodological research was consisted of 436 chronic hemodialysis patients, treated at five hemodialysis centers between October 2018 and May 2019. In process of creation item pool, comfort theory and literature was examined. The items in the old scale were also revised and included. Thereby a new question pool of 87 items was created. This draft scale was sent for expert opinion. In validity of scale; content validity index, exploratory and confirmatory factor analysis were used. In reliability study; Item analysis, cronbach’s alpha reliability coefficient, parallel form reliability and item analysis based on upper-lower group averages were used. Results There was consistency between expert views relating to items in scale. According to exploratory factor analysis, scale consisted of six dimensions. Cronbach alpha coefficient of 26-item scale was 0.79. Alpha values of the six factor in scale were, respectively; for physical relief 0.83, for physical ease 0.71, for psychospiritual ease 0.87, for psychospiritual transcendence 0.85, for environmental transcendence 0.82, and for sociocultural ease 0.61. Conclusion HDCS-II is a 5-point likert type and consists of 26 items and 6 factors. This scale is a valid and reliable measurement tool that can be used to determine comfort of patients undergoing hemodialysis treatment.
Ülkemizde internet güvenliğinin arttırılması, bu konunun gençler arasındaki durumuna ilişkin tespit yapılması, farklı eğitim ve uygulama teknikleriyle farkındalığın sağlanması ve tutumun iyileştirilmesi sanal zorbalığın ve mağduriyetin azaltılması açısından önem taşımaktadır. Amaç: Bu araştırmanın amacı; hemşirelik bölümü öğrencilerine uygulanan görsel eğitimin siber zorbalık eğilimine etkisini değerlendirmektir. Yöntem: Yarı deneysel araştırma desenine uygun olarak gerçekleştirilen bu araştırmanın evrenini Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi (MCBÜ SBF) Hemşirelik Bölümü'nde eğitim alan tüm ikinci sınıf öğrenciler oluştururken; örneklemini; MCBÜ SBF Hemşirelik bölümünde eğitim alan ve çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 115 ikinci sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Veriler tanıtıcı özellikler formu ve siber zorbalık tutum ölçeği ile toplanmıştır. Araştırmanın yürütebilmesi için MCBÜ Sağlık Bilimleri Etik Kurulu'ndan ve MCBÜ SBF'den yazılı izinler alınmış olup veri toplama aşamasında araştırmaya katılmaya karar veren öğrencilerden yazılı olarak bilgilendirilmiş gönüllü olur formu alınmıştır. Araştırma sürecinde öğrenciler ile üç defa görüşülmüş, eğitim video destekli gerçekleştirilmiştir. Eğitim materyali olarak kullanılan videoların izinleri de ilgili kurumlardan yazışma yoluyla alınmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden ikinci sınıf öğrencilerinin yaş ortalaması 20,02±1,37 olup, örneklemin çoğunluğu (%51,3) internete erişim sağladıkları yeri sadece cep telefonu olarak ifade etmişlerdir. Örneklemin %30,4'ü siber zorbalığa maruz kaldığını; %7'si ise siber zorbalık uyguladığını belirtmiştir. Siber zorbalığa maruz kalan 36 öğrencinin, 29'u kadın iken; siber zorbalık uygulayan yedi öğrencinin beşinin erkek olduğu saptanmıştır. Uygulanan eğitimin (video destekli siber zorbalık eğitimi), örneklem grubunda siber zorbalığa yönelik tutum üzerinde 0,391, kimlik gizleme üzerinde 0,445'lik bir etkiye sahip olduğu görülmüştür. Keyif, onaylama ve endişe alt boyutlarındaki etkinliğin ise düşük olduğu saptanmıştır (EB=0,070; 0,094; 0,018). Sonuçlar: Araştırma bulgularımız ışığında video destekli siber zorbalık eğitiminin siber zorbalığa yönelik tutumu iyileştirmede özellikle eğitimden sonraki üç aylık sürede etkinliğinin olduğu söylenebilmektedir.
The aim of this study is to compare the individual innovativeness levels and job satisfactions of academician nurses at the university according to generations. This analytical-cross-sectional study was conducted with academician nurses working in faculties of health sciences and nursing faculties of state/foundation universities in our country between September 2018 and February 2019. The sample group consisted of 148 academician nurses who were selected by the improbable random sampling method, met the criteria for participation in the study, agreed to participate in the study, and filled out the online data collection forms completely. In data collection, the “Introductory Form” containing the sociodemographic characteristics of the participants, the “Individual Innovation Scale” (IIS) and the “Minnesota Satisfaction Questionnaire” (MSQ); descriptive statistics, Kruskall Wallis and Mann Whitney U test were used in the analysis of the data. Majority of the participants were women (94.6%), married (62.8%) and Y generation (79.7%) individuals. While the participants IIS score average was 74.81±8.82; the mean MSQ score was 3.74±0.56. As a result, academician nurses' individual innovativeness levels were found to be at the "pioneer" level and male academicians' openness to experience sub-dimension scores were higher. Professors' general satisfaction and intrinsic satisfaction scores from the MSQ sub-dimensions are significantly higher. It was determined that the job satisfaction levels of the Y generation academician nurses were lower than the X generation academician nurses. Accordingly, it is thought that it would be beneficial to plan initiatives to improve the individual innovativeness of academic nurses and increase their job satisfaction, and to consider generational characteristics during these planning.
Bu araştırmanın amacı kronik hastalık yönetiminde bireyin aktif olmasını etkileyen faktörlerin incelenmesidir. Tanımlayıcı kesitsel tipteki bu araştırmanın örneklemini primer tanısı diyabet, hipertansiyon, artrit, kalp yetersizliği, koroner arter hastalığı veya akut koroner sendrom olan, örnekleme dahil olma kriterlerini karşılayan ve araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 210 birey oluşturmuştur. Veriler sosyodemografik özellikler formu, kronik hastalığa ilişkin bilgi formu ve PAM (Hasta Aktiflik Düzeyi Ölçüm Aracı) ile toplandı. Örneklem grubunun kronik hastalık süresi ortalama 10,12±8,02 yıl olup, %31,9’unu diyebetes mellitus, %23,8’ini hipertansiyon, %14,8’ini artrit, %15,2’sini kalp yetersizliği ve %14,3’ünü korner arter hastalığı olan bireyler meydana getirmiştir. Örneklem grubunun PAM puan ortalaması 54,95±17,13 olup, %38,6’sının düzey 1, %15,7’sinin düzey 2, %28,1’inin düzey 3 ve %17,6’sının düzey 4’de yer aldığı saptanmıştır. Diyabetes mellitus grubunda sağlık personelinin önerdiği şekilde diyetine uyma ve doktorun önerdiği şekilde kontrollerine gitme ile PAM puan ortalaması arasında; KVS hastalık grubunda tabağa alınan yemeğe ilave tuz ekleme durumu ile PAM puan ortalaması arasında ve artrit grubunda yorgunluk/güçsüzlük düzeyleri ile PAM puan ortalaması arasında anlamlı fark olduğu belirlenmiştir. Kronik hastalığı olan bireylerin aktiflik düzeyleri arasında yaş, egzersiz sıklığı, yemek pişirirken eklenen tuz miktarı ve ayak muayenesi açısından anlamlı fark olduğu saptanmıştır. Kronik hastalığı olan bireylerin yaş, ayak muayene sıklığı, kan basıncı kontrol sıklığı ve egzersiz sıklığı ile PAM puanı arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı; yemek pişirirken eklenen tuz miktarı ile PAM puanı arasında ise istatistiksel olarak negatif yönde anlamlı korelasyonlar olduğu saptanmıştır. Kronik hasta popülasyonu dağılımı daha çok düzey 1 ve 3’de ağırlık göstermiştir. PAM puanı arttıkça yaş, ayak muayene sıklığı, kan basıncı kontrol sıklığı ve egzersiz sıklığında artış olduğu; yemek pişirirken eklenen tuz miktarında ise düşüş olduğu saptanmıştır.
Amaç: Bu araştırmanın amacı, kronik hastalığı olan bireylerin el yıkama alışkanlıklarının belirlenmesidir. Yöntem: Araştırmanın örneklemini 210 kronik hastalığı olan birey oluşturdu. Araştırma Ocak- Mart 2019 tarihleri arasında bir devlet hastanesindeki dâhiliye servisinde yürütüldü. Araştırma verileri “Hasta Tanıtım Formu” ve “El Yıkama Alışkanlıkları Skoru” kullanılarak toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde sayı ve yüzde dağılımları, ortalama ve standart sapmalar ki-kare testi kullanıldı. Bulgular: Araştırmaya katılanları yaş ortalaması 63,07±14,40 yıl, %52,4’ü kadındır. Araştırmaya katılan bireylerin %72,4’ü tuvaletten sonra ellerini “daima” yıkadığını belirtti. “İnsanlarla tokalaştıktan sonra ellerini yıkama” durumuna katılımcıların verdikleri cevaplarda %28,6’sının “hiç bir zaman”, %14,3’ünün “daima” olduğu saptandı. Araştırma katılan bireylerin cinsiyeti ve mesleklerine göre “Hayvanlara dokunduktan sonra el yıkama”, “Bebeklerin bezi değişimi sonrası ellerini yıkama” ve “Ev temizliği yaptıktan sonra ellerini yıkama” durumları arasından fark bulundu. Ayrıca, katılımcıların primer tanılarına göre “yatmadan önce ellerini yıkama”, “hayvanlara dokunduktan sonra ellerini yıkama”, “sabah kalkınca ellerini yıkama”, “Ev temizliği yaptıktan sonra ellerini yıkama”, “Bulaşık yıkadıktan sonra ellerini yıkama” sıklıkları arasında anlamlı fark bulundu. Sonuç: Araştırmaya katılan bireylerin büyük çoğunluğunun tuvaletten sonra ellerini yıkadıkları, diyabeti olan bireylerin yatmadan önce, hayvanlara dokunduktan sonra, sabah kalınca ve ev temizliği yaptıktan sonra ellerini yıkama alışkanlıklarının hipertansiyon, artrit, kalp yetmezliği ve koroner arter hastalığı olan bireylere göre daha iyi olduğu görüldü. Araştırmaya katılan kronik hastalığı olan bireylerin insanlarla teması sonrasındaki el yıkama alışkanlıklarının yetersizdi. Buna göre, COVİD-19 pandemisinden önce yapılan bu araştırmasının tekrarlanması önerilmektedir
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.