Workplace violence has affected many individuals in recent years, irrespective of age, gender, race, educational level, and sector. We analyzed the responses to the Workplace Violence in the Health Sector Country Case Study Questionnaire, applied online to 447 health care workers who worked in public or private health care institutions in different cities of Turkey. Frequencies, percentages, and a chi-square independence test were used for data analysis through SPSS 18. Of the participants, 37.4% were doctors, 61.3% were midwives-nurses or emergency medical technicians (EMT), and 1.3% worked in units with no direct contact with patients and relatives (such as management and the hospital pharmacy). A total of 36.7% of participants reported exposure to physical violence, and 88.8% reported exposure to verbal abuse at least once during their working lives. Many participants who were victims of physical violence or verbal abuse did not report incidents because they thought it would provide no benefits. Regulations on effective communication training, changes in workplace conditions, and effective implementation of violence prevention procedures may help to reduce the rates of verbal abuse and physical violence in the health care sector. In addition, when managers show support for their employees in the prevention of workplace violence, it may help employees to feel more secure in their workplaces.
İnsanlık tarihi kadar eski bir kavram olan şiddet, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de var olan toplumsal sorunlardan biridir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 'şiddet'i "Fiziksel güç ya da kuvvetin, amaçlı bir şekilde kendine, başkasına, bir gruba ya da topluluğa karşı fiziksel zarara ya da fiziksel zararla so
Amaç: Suçla mücadelede en önemli unsurlardan biri ceza politikalarıdır. Bu araştırmanın amacı madde kullanımı açısından ceza yaptırımlarının ne anlama geldiğini saptamaya çalışmak ve cezalandırmanın bireylerin suç işlemelerindeki etkisini, cezaların caydırıcı olup olmadığını ortaya koymaktır. Gereç ve Yöntem: Bu araştırmanın örneklemi üniversitelerde öğrenim görmekte olan öğrencilerden oluşmaktadır. Araştırmanın anket yoluyla bilgi toplama aşamasına toplam 277 üniversite öğrencisi katılmıştır. Bulgular: Katılımcıların %17,9’u esrarı, %3,4’ü eroini, %4,5’i kokaini, %2,6’sı LSD’yi, %4,5’i ecstasyi, %3’ü bonzaiyi en az bir kez kullandıklarını bildirmişlerdir Öğrencilerin %41,4’ünün okul idaresinin madde kullanan öğrencileri fark etme olasılığının düşük olduğunu, %71,6’sının madde kullanımının yasal olarak suç olduğunu bildiği, %44,2’sinin madde kullanımına verilen cezaların caydırıcı olmadığını düşündüğü görülmektedir. Madde kullanan öğrencilerin %54,9’u, kullanmayan öğrencilerin ise %24,1’i madde kullanımından dolayı bir kişinin yakalanma olasılığını düşük bulmaktadır. Öğrencilere anket çalışmasında madde kullanmama nedenleri sorulduğunda %64’ünün sağlığıma zararlı olacağını düşündüğüm için yanıtı verdiği görülmüştür. Yakalanma risk algısına bağlı olarak ceza almaktan ve yakalanmaktan korktuğum için yanıtını verenlerin oranının ise toplamda %9 olduğu görülmüştür. Sonuç: Araştırmanın sonuçlarına göre katılımcıların madde kullanımına verilen cezalar ile ilgili net bir bilgi sahibi olmadıkları ve cezai yaptırımlar konusunda özellikle kesinlik ve şiddetlilik prensiplerine olan inançlarının düşük olduğu görülmüştür.
1-Tüm yazarlar, her bir yazarın çalışmaya önemli bir bilimsel katkı sağladığını ve makalenin hazırlanmasında veya gözden geçirilmesinde yardımcı olduğunu kabul etmişlerdir 2-Yazarlar bu çalışma için finansal destek almadıklarını beyan etmişlerdir 3-Makalenin yazarları arasında çıkar çatışması bulunmamaktadır. 4-Makalemizde etik kurulu izni ve/veya yasal/özel izin alınmasını gerektiren bir durum yoktur. Derleme bir çalışmadır. 5-Bu makalede araştırma ve yayın etiğine uyulmuştur.
In this study, the production of ethyl butyrate was investigated by using immobilized lipase enzyme in shake flasks. In order to determine optimum conditions for the production, response surface methodology was used. The model indicated the optimum conditions for maximum conversion (9.1%) at the 0.31 M substrate concentration, acid- alcohol molar ratio of 0.49, immobilized enzyme 25% (w/v) at 35°C, for 3 hours which were in good agreement with the experimental value. At the end of the 55 hours conversion was obtained as 61.3%. When Na2HPO4 was used in reaction medium conversion increased to 90.3% for 55 hours.
Mevcut çalışmada katılımcıların cezaların caydırıcılıklarına, soruşturma ve kovuşturma süreçlerine ilişkin algı ve tutumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma, araştırmacılar tarafından oluşturulan anket çalışmasının çevrimiçi uygulanması yolu ile, yaş aralığı 18-64 olan (yaş ortalaması 33,0±9,3) toplam 912 kişi ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma neticesinde katılımcılar tarafından yakalanma olasılığının en yüksek olduğu düşünülen suç tipi insan öldürmedir (%63,8). Bir suçun ortaya çıkarılamamasında ise soruşturmanın etkin yapılmamasının etkili olduğunu belirten katılımcıların oranı %69’dur. Katılımcıların %25,1’i işlenen suçlara verilen cezalarının caydırıcılık açısından yeterli olduğunu düşünürken; etkin pişmanlığa bağlı cezalandırmada indirim yapılmasının caydırıcılık etkisini azalttığını düşünen katılımcıların oranı %67,4 ve iyi hal indiriminin suç işlemedeki caydırıcılık etkisini azalttığını düşünen katılımcıların oranı ise %70,8’dir. Katılımcıların %13,4’ü “yakalanmayacağımı bilseydim bir suç işlerdim” derken bir kişinin işlediği suçtan dolayı yakalanma olasılığının yüksek olduğunu düşünen katılımcıların oranı %55,9’dur. Çalışmadan elde edilen veriler doğrultusunda suç oranlarının azaltılması veya suçun engellenmesi için suç işleyen kişinin hiçbir şekilde verilecek cezadan kaçamayacağı, kısa sürede cezalandırılacağı ve verilen cezaların suç ile orantılı olduğu algısının geliştirilmesi gerektiği düşünülmektedir.
The objective of this study was to evaluate the mobbing perception levels of health workers, who were mobbed and to determine whether the socio-demographic characteristics of the employees made a significant difference in the perception of mobbing. Within the scope of the study, the mobbing perception levels of 516 healthcare personnel were evaluated by using relational screening model. In order to collect data, socio-demographic data form and Leymann Psychological Terrorist Scale developed by Heinz Leymann were used. As a result of the study, 70.0% of the participants who were exposed to mobbing reported that they were exposed to mobbing behaviors by their managers. The Leymann Psychological Terrorism Scale was found to be 1.49. Mobbing behaviors that affect self-disclosure and communication possibilities is the most common bullying behavior that the participants were exposed (x̄: 1.73). As a result, the data suggested that company policies rather than demographic characteristics of individuals are effective in the exposure to mobbing behaviors. It is thought that the cultural structures of the societies and the individuals’ knowledge about which behaviors can be evaluated as mobbing have an effect on the mobbing perception levels of the individuals. Accepting mobbing behaviors as a normal situation in hierarchical structure or interpersonal relationships is one of the important problems in prevention. For this reason, one of the most important steps in the prevention of mobbing is to ensure that both managers and employees are informed about mobbing.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.