ÖZETGünümüz dünyasında yaşanılan hastalık, deprem, sel, tsunami gibi doğal kaynaklı; savaş, terör, ev içi şiddet, tecavüz, işkence, tutsaklık
ÖZETSağlık çalışanlarına saldırılar giderek artmıştır. Bu durum hastalar, hasta yakınları ve çalışanlar arasındaki ilişkiyi bozmakta ve sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonunu azalmakta, çalışanların hastalara sunduğu hizmet kalitesi düşmekte, çalışanlarda psikolojik sorunlar ortaya çıkabilmekte ve hatta çalışanların iş bırakmasına neden olabilmektedir. Bu yazıda sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti etkileyen sosyokültürel nedenleri ortaya koymak ve şiddetin giderilmesini/en aza indirilmesini sağlayacak "koruyucu önlemlerin geliştirilmesinde", doğası, oluşumu, ortaya çıkışına katkıda bulunan faktörler hakkında bilgi vermek amaçlanmıştır.Anahtar sözcükler: Sağlık çalışanları; şiddet; şiddetin nedenleri. SUMMARYViolence to health care workers has increased recently. This adversely affects the relation between health care workers and patients and ultimately results in the decline in motivation and the quality of the service from the health care professional. Psychological problems may appear and may even lead to resignation or job termination. This study aims to display the socio-cultural reasons that influence violence to health care personnel and the factors that contribute to the "development of precautions" and the elimination/minimization of the violent acts and its nature.
ÖZAmaç: Araştırma, hemşirelerin iş doyumların da duygusal zekânın etkisini incelemek amacıyla yapılmış tanımlayıcı, kesitsel bir araştırmadır. Gereç ve Yöntem:Araştırma verileri hemşirelerin tanımlayıcı özellik-lerini belirlemek için oluşturulan soru formu, Duygusal Zeka Ölçeği (Bar on EQ-i), Minnesota İş Doyumu Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Türkiye'de, İzmir ilinde Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde aktif olarak çalışmakta olan toplam 601 hemşireyi kapsamaktadır. Araş-tırmaya katılım oranı %55.4' tür. Bulgular:Hemşirelerin genel iş doyumu ortalamasının 3.21±0.65, iç-sel doyum ortalamasının 3.49±0.66 orta düzeyin üzerinde olduğu ve dışsal doyum ortalamalarının 2.79±0.76 düşük olduğu bulunmuştur. Toplam duygusal zeka ortalamalarının 3.79±0.01 olduğu saptanmış-tır. Hemşirelerin toplam duygusal zeka ortalamaları ile iş doyumu alt boyutlarından "Genel Doyum", "İçsel Doyum" ve "Dışsal Doyum" arasında zayıf düzeyde pozitif yönde ilişki olduğu saptanmıştır. 41 min etmeyen duygusal ilişkiler, duygusal çatışmalar, iletişim sorunları, çalışma koşullarının ağır olması, düzensiz çalışma saatleri, mesleki saygınlığın yetersizliği gibi birçok sorun nedeniyle olumlu bir iş ortamının oluşmaması; çalışanların üretkenliğini, kuruma katkı sağlamasını, iş doyumunu olumsuz olarak etkilemektedir. [1][2][3][4] İş doyumunun yüksek olması kişinin duygusal yeterliliğinin farkında olması ve bunu kullanabilme becerisiyle yani duygusal zeka becerileriyle ilgili olduğu; duygusal zeka ve iş doyumu konusunda yapılan çalışmalarda duygusal zekası yüksek olan çalışanların iş doyumlarının daha yüksek olduğu ve yaşamdan daha çok doyum aldıkları belirtilmektedir. [5][6][7][8][9] Duygusal zekâ, bireylerin günlük yaşamlarının ötesinde iş yaşamlarındaki performanslarını ölçebilen, başarılarını artı-ran/azaltan, iş doyumunu etkileyen, yöneticilik niteliklerinin ölçülmesine katkı sağlayan, örgüt içi iletişimi ve etkileşimi geliştiren önemli bir faktördür. Sonuç[10] İş doyumunun kişilerin başarılı, mutlu ve üretken olabilmelerinin en önemli gereklerinden biri olduğu düşünüldüğünde; özellikle meslek dışı yaşamları doğrudan etkilenen ve sürekli özveri gerektiren; yö-neticileri, çalışma arkadaşları ve hastalarıyla sürekli iletişim GirişÇağdaş yönetim anlayışının önemli faktörlerinden olan ve çalışanların fiziksel, ruhsal ve sosyal gereksinimlerinin, beklentileri doğrultusunda karşılanma düzeyini ifade eden iş doyumu, çalışanın işini ve iş çevresini değerlendirmesi sonucunda geliştirdiği duygusal bir tepki olarak tanımlanmaktadır. Başka bir şekilde iş doyumu, işin bireye sağladıklarının algı-lanmasıyla oluşan hoşnutluk duygusudur. [1] İş yaşamında, olumsuz sosyal yargılar, iş kayıpları, tat-
Purpose To examine the relationship between the emotional intelligence and sociotropic‐autonomic personality characteristics of nurses working in psychiatry clinics and their exposure to violence. Design and Methods In this study, 103 nurses working in a mental health community hospital in Turkey were surveyed. The research data were collected using the Emotional Intelligence Evaluation Scale, the Sociotropy‐Autonomy Scale, and the Personal Information Form. Findings A statistically significant relationship was determined between the “awareness of emotions” and the frequency of physical violence that was exposed; “management of emotions” and the number of psychological violence that was exposed; sociotropic personality characteristics; and the number of violent incidents. Practical Implications It may be advisable to include issues such as awareness and management of emotions, the importance of autonomous personality traits in violence prevention education programs.
Dayanıklılık, yaşanan travmatik olayların ardından, kişinin kendini toparlama ve yeni yaşamına uyum sağlama gücü olarak tanımlanmaktadır. Aynı travmatik olayları yaşayan kişilerin, olay sonrasındaki ruhsal sıkıntıları ve bunların yoğunluğu birbirinden farklı olabilmektedir. Bu farklılıkta ve iyileşmede dayanıklılık önemli bir role sahiptir. Dayanıklılık; özgüven, esneklik, eleştirel düşünme, yenilikçilik, yüksek farkındalık gibi pek çok beceri ve özelliği içeren yaratıcılık ile doğrudan ilişkilidir. Yaratıcılık, dayanıklılığı artırmaktadır. Hemşireler, iş yaşamında sıklıkla, stresli yaşam olaylarını deneyimlemekte ve/veya tanık olmaktadır. Bu durum hemşirelerin dolaylı olarak travmatize olmasına neden olmaktadır. Özellikle de toplum tarafından damgalanan, kendilerini ifade etmekte zorluk yaşayan, travmatik yaşam öyküleri olan hastalarla çalışan, ruh sağlığı ve hastalıkları hemşireleri için dolaylı travma önem taşımaktadır. Dolayısıyla hem ruh sağlığı ve hastalıkları hemşirelerinin ruhsal sağlıklarının korunması, güçlenmesi hem de travmatik deneyimleri olan kişilere uygun yaklaşımlarda bulunabilmeleri için dayanıklılıklarının ve yaratıcılıklarının geliştirilmesi gerekmektedir. Bu makalede, bu iki kavramın ruh sağlığı ve hastalıkları hemşirelerinde hem kendileri hem de hastaları için önemine ve kavramlar arasındaki ilişkiye dikkat çekilmesi amaçlanmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.