Bursa ilinin İznik ilçesinde bulunan tiyatro yapısı MS 2. yüzyılda İmparator Traianus Döneminde inşa edilmiştir. Gladyatör dövüşlerinin ve diğer oyunların oynandığı tiyatronun bu özgün kullanım evresi sadece iki yüz yıl sürmüştür. Tiyatro ve çevresindeki alanlar bu dönemden sonra yaşanan doğal afetler, siyasi olaylar, dini devrimler sonucunda ve ticari faaliyetler nedeniyle farklı amaçlarla kullanılmaya devam etmiştir. Tiyatro öncesi dönemlere ait buluntular da yapının temel seviyelerinde ele geçmektedir. Bu çalışmada tüm bu evreler elde edilen buluntu ve ipuçları aracılığıyla verilmektedir. Böylece alanın sürekliliği, üst üste kullanım evreleri eşliğinde en eski yerleşimden günümüze kadar sunulmuş olacaktır.

Anadolu’nun kuzey batısında antik Bithynia Bölgesi’nde yer alan İznik, önemli bir geçiş noktası olmasından dolayı tarihin her döneminde yerleşim görmüş bir kenttir. Günümüz yerleşimi antik yerleşimin üzerine kurulmuş olmasından dolayı pek çok yapı tahrip olmuştur. İznik Roma Dönemi Tiyatrosu ise her ne kadar MS 8. yüzyıldaki Arap akınları sırasında sur yapımı için tiyatronun oturma basamakları alınmış ve devşirme olarak kullanılmış olsa da günümüze kadar oldukça iyi durumda korunmuştur. Kazılar sırasında birçok farklı buluntu grubuna ait eserler ele geçmiştir. Bu eserler arasında önemli bir grubu seramikler oluşturur. Roma Dönemi’ne ait seramikler arasında yer alan sigillatalar ve kırmızı astarlı seramiklerin sayısı kayda değer biçimde fazladır. Sigillatalar astar ve form özelliklerine göre farklı gruplara ayrılmıştır. Doğu Sigillataları C grubu seramiklerinin üretim yeri Çandarlı atölyesidir. Bu gruba ait formlar tiyatro kazılarında da ele geçmiştir. Özellikle, Atlante Form L19/Hayes Form 3 olarak sınıflandırılan kâseler oldukça yoğun olarak ele geçmektedir. Bu makalede tiyatrodan ele geçen bir grup DSC seramiği incelenmiştir ve üretim yeri olarak İznik ya da çevresine ait olduğu kanısına varılmıştır.

No abstract

Seit nunmehr zwei Jahren wird am Theater von Nikaia unter der Grabungsleitung von Dr. Aygün Ekin Meriç von der Dokuz Eylül Universität mit großem Erfolg gegraben. Zu den Neufunden zählen auch Inschriften wie diejenige im September 2018 entdeckte Ehrung für einen Asklepiospriester. Die Ehreninschrift wurde westlich des Theaters als ein Schlussstein gefunden (Abb. 2). Eine Inschrift befindet sich auf der Rundbasis mit Abakus, Scotia, Echinus und Halspartie. Die erste Zeile befindet sich oben auf dem Abakus, die zweite und dritte Zeile auf der Halspartie, die übrigen Zeilen darunter (Abb. 1). Die Maße der Basis, die oben Spuren für die Einlassung einer Statue (mit Resten einer Eisenverklammerung) enthält und die unten gebrochen ist (hier fehlen ca. 30 cm), betragen in der Höhe (max.): 59 cm, der Durchmesser ist ca. 41,5 cm. Die Buchstabenhöhe variiert zwischen 3 und 3,5 cm.

Die Nekropole von Hisardere liegt 2,5 km nördlich der modernen Stadt İznik in der Provinz Bursa. Sie befindet sich gleich in der Nachbarschaft des Ortes Hisardere, rund 2 km östlich des İznik-Sees (Abb. 1). Die Nekropole erstreckt sich über ein etwa 10400 qm großes Areal, in dem Weinreben und Oliven angebaut werden (Abb. 2).Das Gebiet der Nekropole wurde wegen mehrfacher illegaler Ausgrabungen enteignet und auf der Basis einer Entscheidung der Behörde zum Schutz von Kulturbesitz in Bursa im Jahr 1992 zu einer archäologischen Stätte erster Kategorie erklärt. Im Jahre 2014 wurden die Grenzen des zu schützenden Areals von derselben Behörde genau definiert. Wegen der anhaltenden illegalen Ausgrabungen wurde sodann die Nekropole im Jahre 2018 vom türkischen Ministerium für Kultur und Turismus verstaatlicht.Abb. 1) Hisardere-Nekropole und Umgebung Abb. 2) Luftbild der Nekropole. Das Ausgrabungsgelände ist rot umrandet