İznik, antik ismi ile Nicaea, denizden uzak geniş bir göl kenarında verimli bir ovada kurulması ve iklimi, coğrafi özellikleri ile ön plana çıkmış, zamanla tanık olduğu dönemlerin sosyal, politik ve ekonomik merkezi haline gelmiştir. Helenistik ve Roma Dönemlerinde en parlak günlerini yaşayan kent; sonrasında Bizans, Laskarisler Dönemi, Anadolu Selçukluları ve Erken Osmanlı Dönemi’nde de önemli bir merkez olarak varlığını sürdürmeye devam etmiştir. Roma Dönemi kalıntılarının çoğu modern yerleşim altında kalan ya da doğal afetler, savaşlar ve sonraki medeniyetlerin imar politikaları ile zarar gören kentte, bu döneme tanıklık eden ve bugün hala ayakta olan yapı Roma tiyatrosudur. Plinius ve İmparator Traianus arasında yapılan mektuplaşmalarda MS 111/112 yıllarında yapım aşamasında olan tiyatro, Anadolu sınırları içerisinde düz bir alanda tonozlu galeriler ile oturma sırası elde edilen iki örnekten biridir. 1980 yılından günümüze kadar devam eden kazılar, tiyatronun özgüm kullanım evresini tamamladıktan sonra kullanımının süreklilik gösterdiğini ve farklı işlevler kazandığını göstermiştir. İznik’in yaşadığı bütün sosyal, kültürel ya da politik olayların kalıntıları tiyatro içerisinde görülebilmektedir. Bu çalışmada tiyatronun tüm kullanım işlevleri ve mimari durumu yeni keşifler ile birlikte anlatılacaktır.