“…Bu çalışmaların bir kısmı bilim tarihi temelli hikâyelerin fen öğretiminde kullanılmasına yönelik teorik çalışmalar iken (Horton, 2013;Isabelle, 2007;Klassen, 2014;Klassen ve Froese-Klassen, 2014;Milne, 1998;Stinner ve Williams, 1993;Şeker, 2012), diğer bir kısmının çeşitli eğitim kademelerindeki öğrencilerle bilim tarihi temelli öğretim müdahalelerinin gerçekleştirildiği uygulamalı çalışmalar olduğu belirlenmiştir (Banister ve Ryan, 2001;Güney ve Seker, 2012;Kahraman, 2012;Kahraman ve Karataş, 2015;Kaya, 2007;Kokkotas, Rizaki ve Malamitsa, 2010;Polat ve Taşar, 2013;Roach ve Wandersee, 1995). İlgili literatüre bakıldığında, bilimin doğası, bilim insanlarının çalışmaları, bilimsel gelişmeler, bilimsel gerçeklerin ardında yatan olaylar ve toplumların bu gelişmelerden nasıl etkilendiğinin belirlenmesinde etkili bir yöntem olarak kabul edilen bilim tarihi temelli hikâyeler aracılığıyla fen öğretim uygulamalarına yönelik çalışmaların ülkemizde oldukça az sayıda araştırmacı tarafından yürütüldüğü görülmektedir (Güney ve Seker, 2012;Kahraman ve Karataş, 2015;Kaya, 2007;Mısır ve Laçin-Şimşek, 2018;Polat ve Taşar, 2013;Şeker, 2012). Eğitim fakültelerinin lisans programlarında yer alan Bilimin Doğası ve Bilim Tarihi gibi dersler, öğretmen adaylarının bu kavramlara yönelik teorik bilgi kazanmalarına fırsat verecek teorik içeriğe sahip olmasına rağmen, meslek yaşantılarında gerçekleştirecekleri öğretim uygulamalarında daha anlamlı öğrenmeleri sağlayabilmek adına fen kazanımlarını bilimin doğası ve bilim tarihiyle nasıl bütünleştirebileceklerine yönelik uygulamalara yeterli zaman ayrılmadığı düşünülmektedir.…”