1998
DOI: 10.2307/541311
|View full text |Cite
|
Sign up to set email alerts
|

The Name Is the Thing

Abstract: During the 1996 annual meeting of the American Folklore Society (AFS), several folklorists called for the replacement of the term folklore with one that would better represent current activities in the filed and that would be free of any negative connotations. A new term would enable folklorists to center themselves in both scholarship and public affairs. In defense of folklore, the present article begins by comparing the addresses given at the celebration of the term's centennial and those delivered at its 15… Show more

Help me understand this report

Search citation statements

Order By: Relevance

Paper Sections

Select...
1

Citation Types

0
1
0
1

Year Published

2000
2000
2022
2022

Publication Types

Select...
6

Relationship

1
5

Authors

Journals

citations
Cited by 13 publications
(2 citation statements)
references
References 18 publications
0
1
0
1
Order By: Relevance
“…Folklorun küçük gruplar arasındaki, sanatsal/estetik araçlarla gerçekleştirilen estetik ve yaratıcı iletişim süreçleri (Ben-Amos, 1972;Ben-Amos, 1998;Brenneis, 1993) veya gündelik yaşamdaki/sosyal hayattaki estetik eylemler (Bauman, 1977;Kirshenblatt-Gimblett, 1983;Kirshenblatt-Gimblett, 1995;Abrahams, 2005) olarak tanımlandığı çalışmalarla halkbiliminin yalnızca bir inanç ya da "ilkel" alanlar araştırması, edebiyat incelemesi veya çözümlemesi olarak değil, en az iki kişi tarafından paylaşılan her türlü sözlü, sözsüz, maddi, görsel nitelikteki ve estetik değerdeki kültürel iletişim biçim ve süreçlerinin çok boyutlu ve profesyonel bir şekilde incelendiği müstakil bir disiplin olduğu da belirginleşmeye başlamıştır. Bu doğrultuda gerçekleştirilen, halkbiliminin inceleme alanına giren konuların bireysel ve toplumsal, sosyolojik ve psikolojik, estetik ve iletişimsel temellerinin, bunların icrasından doğan anlamların ve bu anlamlardan kaynaklanan işlevlerin çözümlenmesine odaklanan her bir çalışma bir yandan halkbiliminin disipliner sınırlarını genişletmiş öte yandan bu alanda yapılacak çalışmalarda yeni yaklaşımlara ve bakış açılarına duyulan ve duyulacak olan ihtiyacı da gözler önüne sermiştir.…”
Section: Halkbilimi Ve Disiplinlerarasılıkunclassified
“…Folklorun küçük gruplar arasındaki, sanatsal/estetik araçlarla gerçekleştirilen estetik ve yaratıcı iletişim süreçleri (Ben-Amos, 1972;Ben-Amos, 1998;Brenneis, 1993) veya gündelik yaşamdaki/sosyal hayattaki estetik eylemler (Bauman, 1977;Kirshenblatt-Gimblett, 1983;Kirshenblatt-Gimblett, 1995;Abrahams, 2005) olarak tanımlandığı çalışmalarla halkbiliminin yalnızca bir inanç ya da "ilkel" alanlar araştırması, edebiyat incelemesi veya çözümlemesi olarak değil, en az iki kişi tarafından paylaşılan her türlü sözlü, sözsüz, maddi, görsel nitelikteki ve estetik değerdeki kültürel iletişim biçim ve süreçlerinin çok boyutlu ve profesyonel bir şekilde incelendiği müstakil bir disiplin olduğu da belirginleşmeye başlamıştır. Bu doğrultuda gerçekleştirilen, halkbiliminin inceleme alanına giren konuların bireysel ve toplumsal, sosyolojik ve psikolojik, estetik ve iletişimsel temellerinin, bunların icrasından doğan anlamların ve bu anlamlardan kaynaklanan işlevlerin çözümlenmesine odaklanan her bir çalışma bir yandan halkbiliminin disipliner sınırlarını genişletmiş öte yandan bu alanda yapılacak çalışmalarda yeni yaklaşımlara ve bakış açılarına duyulan ve duyulacak olan ihtiyacı da gözler önüne sermiştir.…”
Section: Halkbilimi Ve Disiplinlerarasılıkunclassified
“…Paradoxically, they take pride in and advocate for what formal or modern society devalues, even at the risk of undermining the inclusive concept of traditionalized behavior and thought represented by "folk" as an adjective and "folklore" as a noun (ibid. ; for defense of an inclusive "folklore" see Dundes 1980;Webber 1991: 195-224;Ben-Amos 1998;Bronner 2019b). If Primiano thought that "vernacular" was appropriate to the study of religion because it could be rendered "neutral," editors Goldstein and Shuman reinterpret "vernacular" more generally for cultural research as a concept because it conspicuously could not.…”
mentioning
confidence: 99%