ÖzModern devletler 17. yüzyılda ve sonrasında ortaya çıktılar. Sınırları belli bir coğrafi alana yerleşen bu devletler, büyüyen bürokrasileri ve orduları finanse etmek için teb'alarını/vatandaşlarını doğrudan vergilendirdiler. Bunun için kimin teb'a/vatandaş olup kimin olmadığını belirlemeleri gerekiyordu; çeşitli kanunları yürürlüğe koydular, sayımlar yaptılar ve iç/dış pasaportların da dâhil olduğu kimlik kartları çıkardılar. 17. yüzyıldan itibaren daha fazla genişleyemeyen Osmanlı İmparatorluğu, sınırları belli bir devlet olarak elindeki kaynakları etkin bir şekilde kullanma ihtiyacı duydu. Egemenliği altındaki insanların hareketlerini daha düzenli olarak kontrol etmeye ve gözetleme mekanizmaları geliştirmeye başladı. Elinizdeki bu makale Tanzimat'tan II. Meşrutiyet dönemine , İstanbul özelinde esnaf hareketliliğini ve devletin oynadığı rolü göstermektedir. Başkent İstanbul'a, kimin teb'a/vatandaş olup olmadığını belirleme ihtiyacına, devletin hareketleri denetlemesinin ekonomik boyutuna ve dolayısıyla çıkarlarının üst düzey esnaf ve tüccarla örtüşmesine, Şehremaneti'nin bir parçası olarak kurulan Esnaf Kalemi üzerinden lonca yöneticisi/kethüdanın değişen rolüne dikkat çekmektedir. Son olarak da 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşını takiben ve esas olarak 1890'lar ve sonrasında Ermeni esnafın hareketliliğini örneklemektedir.