Nosocomial bloodstream infections: organisms, risk factors and resistant phenotypes in the Brazilian University Hospital

Abstract

Bacteremia is one of the most frequent and challenging hospital-acquired infection and it is associated with high attributable morbidity and mortality and additional use of healthcare resources. The objective of this work was to determine the frequencies of its occurrence, organisms and resistance phenotypes associated to nosocomial acquired bloodstream infections. A total number of 51 nosocomial bacteremia by Gram-negative and 99 by Gram-positive were evaluated and compared during a 15-month period. The risk factors associated with these bacteremias were analyzed and antibiotic use and surgery were associated with bacteremia by Gram-negative and ≥ ≥ ≥ ≥ ≥ 2 invasive devices with Gram-positive. The resistance phenotypes ESBL (extended-spectrum beta-lactamases) (23.5%) and AmpC/ others (17.6%) correspond to 41.2 % with predominance of E. agglomerans among AmpC (44.4%) and K. pneumoniae among ESBLs (38.5%). Among S. aureus bacteremia, approximately 40% were associated to MRSA (methicillinresistant Staphylococcus aureus).

Antimicrobial Susceptibility and Microorganisms Isolated from Blood Cultures of Hospitalized Patients in Intensive Care Units

“…Yetersiz antimikrobiyal tedavi klinik olarak önemli patojenlerin antibiyotik direnciyle yakından ilişkilidir. Bu problemin asıl nedeni ise multifaktoriyaldir ve antimikrobiyal ajanların uygunsuz kullanımı sonucu selektif baskıyı içerir, birçok hastane kullanılan geniş spektrumlu antimikrobiyal ajanları gereksiz stoklar ve diğer bir kısmının ise dirençli hastane florasından dolayı oluşan problemleri mevcuttur (1)(2)(3)(4)(5).…”

“…Kan kültüründe üreyen Enterobacter türlerinin hepsinde İBL pozitif idi. Beta laktam antibiyotikler, kinolonlar ve sefalosporinlerin yaygın kullanımı çoğul dirençli mikroorganizmaların ortaya çıkmasına neden olmaktadır (4,20). Beta laktam antibiyotiklere karşı geniş spektrumlu direnç mekanizmalarının çok önemli iki nedeni vardır.…”

“…GSBL üreten mikroorganizmalardaki direnç plazmidleri aracılığı ile diğer mikroorganizmalara da direnç genlerini taşırlar. Kan dolaşımı sistemi enfeksiyonlarının tedavisinde çoğul dirençli mikroorganizmalardan özellikle GSBL üretenler sorunlar oluşturmaktadır (4,(21)(22)(23). Karbapenemler GSBL üreten ve çoğul dirençli mikroorganizmaların tedavisinde en etkili antibiyotikler olmasına rağmen sık kullanımları durumunda bunlara karşı da direnç gelişimi oluşmaktadır (22,24,25).…”

“…Tıptaki gelişmelere rağmen hastane enfeksiyonları halen tüm dünyayı ilgilendiren önemli bir sorundur. Kan kültürü, kan dolaşımı enfeksiyonlarının tanımlanmasında çok önemlidir ve kan dolaşımı enfeksiyonları yüksek mortalite ile seyretmektedir (1)(2)(3)(4).…”

“…Genişlemiş spektrumlu beta laktamazlar (GSBL) ve AmpC gram negatif bakteriler arasında, metisilin dirençli Staphylococcus aureus ve keza vankomisin dirençli enterokok, gram pozitif bakteriler arasında kullanılan antibiyotiklerin çoğuna karşı dirence neden olan majör dirençli fenotiplerdir (1)(2)(3)(4)(5). Etkenin hızla üretilmesi, tanımlanması ve yayılımının engellenmesi hasta için hayati öneme sahiptir.…”