Öz Makale Bilgisi Araştırmanın amacı, okul öncesi öğretmen adaylarının değer algılarını belirlemektir. Değer algıları ile cinsiyet, eğitim öğretim görülen sınıf düzeyi ve akademik başarı düzeyi arasında bir farklılaşmanın olup olmadığını belirlemek araştırmanın alt amaçlarını oluşturmaktadır. Araştırma nicel araştırma modellerinden tarama modeli kullanılarak tasarlanmıştır. Çalışma grubunu Türkiye'nin kuzey batı bölgesinde Temel Eğitim Bölümü Okul Öncesi Eğitimi Anabilim dalında 2016-2017 eğitim-öğretim yılında eğitim öğretim gören 313 okul öncesi öğretmen adayı oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu ve değer önceliklerini ölçmek amacıyla Schwartz ve diğerleri (2012) tarafından geliştirilmiş Portre Değerler Anketi (PDA57) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda okul öncesi öğretmen adaylarının en yüksek değer algı becerisinin iyilikseverlik güvenirlik, en düşük değer algı becerisinin de güç kaynakları olduğu ortaya çıkmıştır. Okul öncesi öğretmen adaylarının değer algı alt boyutlarından olan kurallara uyma ve kişisel güvenlik alt boyutlarının cinsiyete göre anlamlı şekilde farklılaştığı sonucuna ulaşılmıştır. Değer algı alt becerilerinden olan saygınlık, öz yönelim davranış, öz yönelim düşünce, evrenselcilik ilgi, iyilikseverlik, güvenirlik, iyilikseverlik sevgi ve toplumsal güvenliğin sınıf düzeyine göre anlamlı olarak farklılaştığı ortaya çıkmıştır. Okul öncesi öğretmen adaylarının değer algı alt becerilerinden olan başarı, evrenselcilik hoşgörü, iyilikseverlik sevgi, kişilerarası uyum ve kurallara uyma becerilerinin akademik başarı düzeyine göre anlamlı bir şekilde farklılaştığı sonucu ortaya çıkmıştır.
Okul öncesi dönem çocukları ve öğretmenlerinin öğrenme ortamlarına ilişkin değerlendirmelerini incelemek amacıyla yürütülen bu çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim deseninde tasarlanmıştır. Çalışma grubu, ölçüt örnekleme yöntemi ile seçilen, 48-72 aylık 12 çocuktan ve 17 okul öncesi öğretmeninden oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilmiş demografik bilgi formları ve yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Toplanan veriler yüzde frekans dağılımları ve içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, mevcut ve hayal edilen öğrenme ortamları betimlenirken; çocukların mekân ve materyallerden bahsettikleri, öğretmenlerin ise ortam, materyal ve eğitim programı konularına değindikleri bulunmuştur. Çocukların okul içinde sınıf, atölye ve öğrenme merkezlerinde; okul dışında ise çoğunlukla park, ev ve doğada etkinlik yapmayı tercih ettikleri görülmüştür. Öğretmenlerin, sınıf dışında çoğunlukla fen-doğa ve oyun etkinliklerini tercih ettikleri, okul dışında ise sosyal aktiviteler veya alan gezileri yaptıkları saptanmıştır. Bu sonuçlar ışığında, okul öncesi öğrenme ortamlarının düzenlenmesinde çocukların ilgileri, ihtiyaçları, fikirleri ve hayalleri göz önünde bulundurularak mevcut öğrenme ortamlarında düzenlemeler yapılması önerilmektedir.
Es kommt immer wieder vor, dass Ergotherapeut*innen rassistischer Diskriminierung etwa durch Klient*innen ausgesetzt sind. Zehra Bilgen stellt Handlungsempfehlungen vor, die Betroffene in solchen Situationen nutzen können, um adäquat mit diesen Übergriffen umgehen zu können.
No abstract
Erken çocukluk dönemi, çocukların var olan yeteneklerini, ilgi ve ihtiyaçlarını keşfetmek, gelişimlerini desteklemek ve ebeveynlerle olan ilişkilerini arttırmak için eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Çocukların erken dönemde edindikleri beceri ve yeterliklerin onların bir sonraki öğrenmelerinin de temelini oluşturduğu bilinmektedir. Matematik becerileri, günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız sayı, işlem, uzamsal algı ve geometri, ölçme, parça-bütün konularını ve eşleştirme, sınıflama, gruplama, karşılaştırma ve sıralama gibi birtakım matematiksel becerileri kapsamaktadır. Çocukların bireysel özellikleri matematik başarısını oldukça iyi tahmin edebilse de, bu yeterliklerin gelişimi üzerinde eğitimin etkisi göz ardı edilemez. Çocuklara matematik becerilerinin kazandırılmasında formal eğitimin yanında okul dışında yürütülen etkinliklerin ve çocuğun çevresi ile girdiği etkileşimlerin etkisi oldukça fazladır. Öyle ki çocuğun keşfetme alanları, öğrenme düzeyi ve hızı, ailesinin ve diğer çevresinin ona sunduğu fırsatlar ve onu ne kadar desteklediğiyle yakından ilişkilidir. Bu anlamda çocuğun matematiksel gelişiminde, doğduğu andan itibaren ilk çevresi olarak kabul edilen aile ve ev sayısallık ortamı önemli görülmektedir. Bu çalışmada erken çocukluk döneminde matematik becerilerinin gelişiminde ailenin rolü ve ev ortamının önemine ilişkin alanyazında yer alan çalışmalar farklı yönlerden ele alınarak araştırma sonuçları incelenmiştir. Araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre, erken çocukluk döneminde çocuklarını zengin uyaranlar ve çevre olanakları ile destekleyen ailelerin çocuklarının matematik becerilerinin geliştiği görülmektedir. Ev ortamına ek olarak, ailenin matematiğe yönelik tutumunun, içinde bulunulan sosyo-ekonomik durumun ve eğitimin çocukların matematiğe yönelik tutum ve inançlarında etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.