Research background: Effects of monetary and fiscal policy on output growth has been one of the major topics that economists have been investigating. Monetary and fiscal policies are tools for economists and policymakers to correctly direct the economy and facilitate the growth and development of the country. Accordingly, it is critically important for policy-makers in the area of economy to study the efficiency and the effectiveness of such policies. But, so far, there has been no generally accepted evidence suggesting the effectiveness of either the policy in Turkey or around the world. Instead, the dominance of either policy is subject to a change period to period and country to country. Purpose of the article: The purpose of this study is to analyze the growth effectiveness of fiscal and monetary policies and then determine which of these two policies is more powerful in promoting economic growth in Turkey over the period 1998 and 2016. Methods: To investigate the growth effectiveness of monetary and fiscal policies, we use some of the time series econometric techniques, such as ARDL Bounds testing, structural break unit root tests and Granger causality tests. Findings & Value added: Monetary policy variable is creating only short-run effects on growth; but, it’s not causing any Granger causality on it. On the other hand, fiscal policy variable has a long-run significant effect and causing to growth. Thus, the fiscal policy seems to be more effective than monetary policy during examination period, implying the rethinking the implementation of both policies in Turkey. To the best of our knowledge, this study is the first attempt to investigate the relative effectiveness of economic policies on growth in Turkey in terms of both methods used and period chosen.

Currency substitution is an important phenomenon that has emerged with the liberalization of economies. In the Turkish economy, the studies about the currency substitution have gained momentum as a result of the extreme depreciation of the domestic currency in early 2000s. Switching to the flexible exchange rate system practice after the 2000-2001 crisis and putting into implement the inflation targeting strategy since 2005 have significantly reduced the currency substitution rate. Since 2014, the depreciation of domestic currency has made the currency substitution phenomenon a current issue again. This study analyses the main determinants of currency substitution phenomenon by considering the demand for money in the context of Turkey. Developed empirical model is estimated by using ARDL methodology for 2003-2016 periods by using monthly data obtained from Turkish economy. Estimation ISSN 2162-4860 2017 http://ber.macrothink.org 147 results indicate that interest rate differential is an important variable in the process of currency substitution in Turkey. Besides, estimation results also support the existence of a strong ratchet effect in the allocation of deposits between local and foreign currencies. These results together show that strong policies with higher credibility should be pursued with a longer period of time to make reverse currency substitution in effect and to assure economic units to turn back local currency denominated deposits. Business and Economic Research

Bölgesel kalkınmanın itici güçlerinden biri olan üniversiteler, yetiştirdikleri beşeri sermayenin yanında aynı zamanda bulundukları illerin demografik yapılarına, üretim ve istihdam düzeylerine, sosyal ve kültürel yapılarına önemli katkılar sağlamaktadırlar. Son yıllarda, özellikle de illerin sosyal ve ekonomik anlamda kalkınmalarını sağlamak amacıyla birçok azgelişmiş bölgede üniversiteler veya yüksekokullar kurulmuş ve böylece bir devlet politikası olarak sürekli üstünde durulan "Her ile bir üniversite…" hedefi gerçekleştirilmiştir. Bingöl Üniversitesi de 2007 yılında bu amaçla kurulan üniversitelerden biridir. Bu çalışmada, yeni kurulan üniversitelerin bulundukları illerin sosyoekonomik yapılarına olan etkileri Bingöl Üniversitesi özelinde incelenmiştir. İlin 2007'de Bingöl Üniversitesine sahip olmasından sonra meslek gruplarındaki aktif üye sayısında artış söz konusu olmuştur. Bununla birlikte, çalışmaya tabii olan 850 öğrencinin Bingöl'de geçirdikleri zaman zarfında gerçekleştirdikleri aylık ortalama harcamaları 6000 TL ve 9 aylık eğitim döneminde il ekonomisine katkıları ise 88 milyon TL olarak bulunmuştur.

ÖzDavranışsal kalkınma iktisadı, iktisadi olayları kalkınma iktisadının alışılagelmiş yaklaşımlarından çok daha farklı perspektiflerle gözden geçirmektedir. Davranışsal iktisadın teorik arka planından yola çıkan bu yeni yaklaşım, geleneksel kalkınma modellerine insan davranışlarını dâhil etmektedir. Davranışsal kalkınma iktisadı, geleneksel yaklaşımları tamamen reddetmemekle birlikte, kalkınmanın önündeki engelleri ve buna yönelik çözüm önerilerini psikolojik faktörlerle açıklamaktadır. İnsanların, karar verme süreçlerini etkileyen bilişsel yanlılıkları bulunmakta ve bu yanlılıklar az gelişmişliğin etkisine maruz kalanlarda daha güçlü etkiler barındırmaktadır. Başarılı kalkınma stratejileri gerçekleştirebilmek adına insan davranışlarındaki bilişsel yanlılıkların dikkate alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır. İyi bir davranışsal tasarım ile bilişsel yanlılıkların iyileştirilmesi olası gözükmektedir. Ayrıca bu davranışsal tasarımların, geleneksel kalkınma iktisadına büyük katkılar sunması beklenmektedir.

ÖZHızlı küreselleşmenin ve finansallaşmanın etkisi ile son yıllarda cari işlemler açığı, Türkiye ekonomisi için önemli bir sorun halini almış ve cari açık ile mücadele amaçlı politika önerileri ve tedbirler öngören birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada ise cari açığa etki eden belirleyiciler ve bu kapsamda uygulanan politikalar ele alınarak, cari açığın kapatılmasına yönelik politika önerileri sunulması amaçlanmaktadır. Bu amaç kapsamında, Türkiye ekonomisinde cari açığın belirleyicilerinin neler olduğuna ve bu belirleyicilerin etki yönlerine değinilmiş; ayrıca 2003-2015 döneminde cari açık ile mücadelede uygulanan para ve maliye politikalarına yer verilerek, bu politikalara yönelik genel bir değerlendirme ve bundan sonraki dönemler için ise bir takım politika önerileri sunulmuştur. Türkiye ekonomisinin, üzerinde tartışılan yapısal reformları bir an önce hayata geçirmesinin cari açık ile mücadelede hızlı bir biçimde yol kat edebilmek adına büyük ölçüde etkili bir faktör olacağı, çalışmanın elde ettiği en önemli sonuçtur.