Abstract:This paper endeavors to analyze the evolution of Iran's foreign policy in the postrevolutionary era by focusing on the 'historic nuclear deal ' (Joint Comprehensive Plan of Action-JCPOA)
Yeniden bağımsız oldukları 1991’den günümüze değin Baltık ülkelerinin hem dış hem de güvenlik politikalarının esas belirleyicisi Rusya’dan ortak bir şekilde algıladıkları yoğun tehdit olmuştur. Bu nedenle ilgili ülkeler Rus gücünü değil belki ama Rus tehdidini dengeleyebilmek adına Batı’ya yönelmişlerdir. Başta NATO ve AB olmak üzere, tüm bölgesel ve küresel örgütlere üye olmaya çalışan Baltık ülkeleri böylelikle aynı zamanda kapasitelerinin çok üstünde bir dış politika serbestisine de kavuşmuşlardır. Sovyet sonrası dönemde Rus tehdidinin bu denli yoğun bir şekilde hissedilmesinin temel nedeni, Baltık ülkelerin tarihsel kaygılarından ziyade Rusya’nın izlemeye başladığı agresif politikalardır. Yeniden bir büyük güç olmayı arzulayan Rusya, özellikle 1993 sonrası dönemde ‘yakın çevre’ olarak da adlandırılan son derece iddialı ve agresif bir politik anlayışa yönelmişti. Bu yönelimin Baltık ülkeleri açısından en tedirgin edici yönü ise yeni Rus askeri doktrinlerinde yer alan nükleer silahların kullanımına ve Rus diasporasının haklarının korunmasına ilişkin güçlü vurgulardır. 2004’de gerçekleşen NATO ve AB üyeliklerine rağmen, Baltık ülkelerinin bu tehdidi bütünüyle bertaraf edebildiklerini söylemek güçtür.
Öz 1886'da doğan ve 1928'de görev esnasında kaza kurşunu ile İzmir'in Gü
Soğuk Savaş’ın ve dolayısıyla iki kutupluluğun sona ermesiyle birlikte bölge, bölgeselcilik ya da bölgeselleşme gibi kavramları uluslararası ilişkiler analizlerinde yeniden yaygın bir şekilde kullanılmaya başlamıştır. Çalışmanın amacı, bu kavramlardan hareketle ve realist paradigmanın işbirliği olgusuna yaklaşımı çerçevesinde Merkezi Asya’daki bölgeselci girişim, oluşum ve örgütlerin bölge güvenliğine etkilerini analiz etmektir. Devletler arasında işbirliği yapılmasını mümkün kılan genel çerçeveler olarak da nitelendirebileceğimiz bölgeselci inisiyatiflerin ise Merkezi Asya’da genellikle ya kalkınma ya da güvenlik girişimlerinin başlatıldığı görülmektedir. Ekonomik karakteri ön plana çıkan ve kalkınmayı hedefleyen bölgesel inisiyatiflerde nispeten başarılı olan bölge devletlerinin benzer bir gelişimi güvenlik alanında sergileyemedikleri tespit edilmektedir. Kanaatimizce kendine has özellikleri bulunan Merkezi Asya bölgeselciliğinin güvenlik alanındaki gelişimi sınırlayan ve beklenen faydaların elde edilmesini engelleyen temel nedenler sistemin yapısından kaynaklanan faktörlerdir. Çalışmanın temel tespiti çoğu dayatılmış bölgeselcilik kapsamında görebileceğimiz bu güvenlik inisiyatiflerinin bölgede devam etmekte olan büyük güç rekabeti nedeniyle görünür bir gelecekte de istenilen sonuçları üretmeyeceğidir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.