This study aims to investigate the descriptive characteristics, research topics and methodological procedures of master's theses and doctoral dissertations regarding early childhood education in Turkey. Within the scope of the current study, 931 Master's theses and 171 doctoral dissertations were analyzed according to university, institute, department, publication year, academic title of the advisor, research topic, sample group, location in which the study took place, research setting of the study, type of research, instruments, statistical analysis, and sampling methods. The study covers theses published from 1986 to 2016, and a content analysis method was implemented for data analysis. As expected, the current study found that students were the most frequently used subject groups in both MS theses (37.39%) and PhD dissertations (53.39%). In the MS theses, researchers mostly preferred research topics regarding the education of young children (29.95%) whereas in PhD. dissertations, researchers mainly focused on developmental issues (32.78%). Nearly, all the graduate theses were conducted in city centers and central districts.

Early childhood teachers and their preferences are very important in order to apply a balanced curriculum in the early childhood education classroom. On the other hand, the views of parents play an important role in classroom implementations; although their views can sometimes create barriers for teachers, and sometimes teachers can be inspired by them. As a result, both teachers' preferences and parents' views need to be investigated in order to understand how they affect learning activities in early childhood education classrooms. With this purpose, this study aims to investigate preschool teachers' preferences and parents' views of learning activities applied in preschool classrooms through a case study. The study included 25 preschool teachers and 33 preschool children's parents. Data collection took the form of semi-structured interviews held with the preschool teachers and the parents of preschool children. The results of the study revealed that the preschool teachers mostly preferred art, mathematics, and literacy activities, whilst science, drama, and body movement activities were the least implemented types of activities in the early childhood classroom. On the other hand, language, literacy and body movement activities were considered most important activities by parents. Moreover, the needs of the children, products, and processes were the first three reasons behind the teachers' classroom activity preferences, whilst the teachers' self-confidence in applying the activities was the least influential factor in their activity preferences.

Başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere tüm sosyo-ekonomik düzeylerdeki çocuklar için yüksek kaliteli ve kapsayıcı okul öncesi eğitim sağlamak, çözülmesi gereken bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu bağlamda, farklı ülkelerden iyi uygulamaların araştırılması ve bu uygulamaların tüm yönleriyle tartışılması, gelişmekte olan ülkelere bu yeni uygulamaları dikkate alarak kendi uygulamalarına kültürel adaptasyonlar yapmalarında yardımcı olur. Bu mevcut çalışmanın odak noktası Hindistan'daki nüfusun ihtiyaçlarını karşılayan alternatif bir erken çocukluk eğitimi programıdır. Bütünleştirilmiş Çocuk Gelişim Hizmetleri (ICDS) 1975 yılında yürürlüğe girmiştir ve erken çocukluk bakımı ve gelişimi için dünyanın en büyük ve en benzersiz modellerinden birini simgelemektedir. Hindistan'ın öncü programı olarak kabul edilen ICDS, Anganwadi merkezleri (AWC) aracılığıyla 0-6 yaş arasındaki çocuklara, hamile kadınlara ve emziren annelere hizmet vermektedir. Bu çalışmanın amacı, farklı paydaşlara, erken çocukluk eğitimi uzmanlarına ve öğretmenlere ICDS'yi tanıtmaktır. Araştırmacıların ICDS'yi tanıtmasının önemli nedenlerinden biri, içeriğindeki farklı öğretim yöntemleri ve İyi bilinen ve yaygın erken çocukluk eğitim modelleriyle karşılaştırıldığında asgari miktarda personel ve az miktarda materyal gerektirmesidir.

Özel gereksinimli bireylere karşı toplumsal duyarlılığı artırmak ve onların yaşantılarını zorlaştıran birtakım davranışların önüne geçebilmek için okul öncesi dönemden itibaren yapılacak bilinçlendirme çalışmalarına ihtiyaç vardır. Çocuk edebiyatı, bu çalışmaları zenginleştirmek ve derinleştirmek adına olanaklar sunmaktadır. Okul öncesi dönemde, resimli öykü kitapları aracılığı ile gerçekleştirilecek okuma çalışmaları, özel gereksinimli bireylerle ilgili deneyimi olmayan çocukların söz konusu bireylere yönelik duyarlılıklarının artırılmasında yararlı olacaktır.Yöntem: Bu araştırmada, özel gereksinimli bireyleri konu alan ve 2000 yılından itibaren yayımlanmış olan okul öncesi dönem resimli öykü kitapları içerik analizi kullanılarak incelenmiştir. Toplamda 20 kitap bu çalışma kapsamında incelenecek kitaplar listesine dâhil edilmiştir. Uluslararası alanyazında yer bulmuş değerlendirme ölçekleri işe koşularak gerçekleştirilen bu araştırmada, söz konusu kitaplarda yer alan özel gereksinimli bireylerin kişisel özellikleri, karakter özellikleri, karakter tasvirleri, karakter gelişimleri ve hikâyenin bakış açısına ait bilgilerin yanı sıra özel gereksinimi olan ve olmayan karakterler arasındaki ilişkiler incelenmiştir.Bulgular: İncelenen 20 resimli öykü kitabında sekiz farklı özel gereksinim durumu tespit edilmiştir. İncelenen 20 kitabın altısında fiziksel yetersizlik, dördünde işitme yetersizliği, üçünde zihin yetersizliği, ikisinde disleksi, ikisinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, birinde görme yetersizliği, birinde otizm, birinde de konuşma bozukluğu konu edilmiştir.Tartışma: İncelenen kitaplardaki özel gereksinim durumlarının çeşitliliği benzer geçmiş araştırmalarla örtüşürken karakter gelişimi ve karakterler arası ilişkilere yönelik sonuçlar farklılık göstermektedir. Bu araştırma, özel gereksinimli bireylere yönelik farkındalık kazandırabilecek resimli öykü kitaplarını belirlemiş ve okuma programı önerilerinde bulunmuştur.