EVLA of the GSV insufficiency using 980-nm diode laser is an effective and safe technique with a high patient satisfaction rate. The advantages of the procedure are that it is performed as an outpatient procedure, provides early mobilization, causes minimal cessation of daily activities, and avoids classic surgical complications.
Kardiyak arrest sıklıklıkla ölüm ile sonuçlanan bir tablodur. Bununla birlikte, arrest sonrası spontan dolaşımın geri dönen (SDGD) hastaların hastaneden taburculuk oranları oldukça düşüktür. Hedefe yönelik hipotermi (HYH) kardiyak arrest sonrası vücut sıcaklığının kontrollü bir şekilde sabit tutulduğu ve nörolojik açıdan iyi prognostik göstergelere sahip ol an bir uygulamadır. Bu çalışmada HYH uygulanan ve uygulanmayan hastaların 30 günlük mortalite oranlarını, mortalite öngörüsü sağladığı düşünülen hastalara ait hastalara ait nötrofil lenfosit oranı (NLO), laktat ve prokalsitonin (PCT) değerleri karşılaştırmak amaçlandı. Materyal-Metod: Etik kurul onayı alındıktan sonra yoğun bakım ünitesinde kardiyak arrest tanısı ile yatan hastaların dosyaları tarandı. Hastalara ait yaş, cinsiyet gibi demografik özellikler, yatış zamanı, resüsitasyon süresi, tanı esnasındaki ritim tipi, eşlik eden hastalıklar, APACHE ve SOFA skorları, yoğun bakım ve hastane süreleri kayıt edildi. Serum PCT, laktat, laktat klirensi, Nötrofil, lenfosit, NLO ve beyaz küre değerleri SDGD anda (T1), 24. Saatte (T2), 48. Saatte (T3) ve 72. Saatte (T4) kayıt altına alındı. Bulgular: Demografik özellikler bakımından (yaş, cinsiyet ve vücut kitle indeksi) gruplar benzerdi. Resusistasyon süresi bakımından grup HYH grup N-HYH'den anlamlı olarak daha kısa idi. APACHE ve SOFA skorları kıyaslandığında grup HYH'de daha düşük bulundu. Gruplar arasında PCT düzeyleri bakımından sadece T1, T2 ve T3 zaman diliminlerinde, serum laktat, nötrofil ve lenfosit sayıları ise T2 zaman diliminde grup HYH'de daha düşük bulundu. Yaşayan ve yaşamayan hastalar kıyaslandığında yaşanlarda PCT, laktat ve NLO değerleri daha düşük olduğu görüldü. Sonuçlar: Çalışmanın sonucunda ilk 30 günde HYH uygulanan daha fazla hastanın yaşadığı ile NLO, PCT ve laktat değerlerinin daha düşük olduğu gözlendi. Uygun endikasyon ve protokol ile uygulanan HYH 30 günlük mortaliteyi azaltabilir ve bu uygulama esnasında prognostik öngörü için NLO, PCT ve laktat değerleri kulanılabilir.
Objective: During the pandemic period, hospital admissions for reasons other than COVID-19 infection decreased compared to the pre-pandemic period. In our study, it was aimed to examine the surgical (emergency and elective) and anesthesia (general and regional) type, clinical and demographic characteristics, COVID-19 (Polymerase Chain Reaction (PCR) status, length of stay and mortality rates of postoperative patients hospitalized in the non-COVID-19 intensive care unit during the pandemic, retrospectively. Methods: The files of the patients hospitalized in the postoperative intensive care unit between March, 2021 and March, 2022 were reviewed retrospectively. The patients were divided into two groups as emergency (Group A) and elective surgery (Group E). Age, gender, reason and duration of hospitalization, accompanying comorbidities, COVID-19 PCR results, Acute Physiology and Chronic Health Evaluation II (APACHE) score, Glasgow coma scale and mortality rates of the patients were recorded. Results: Gender, APACHE II score and Glasgow coma scale were similar in both groups. However, there was a difference between the two groups in terms of age, length of stay, accompanying comorbidities, COVID-19 PCR results and mortality rates. Conclusion: The positive effect of the PCR test taken from elective surgeries in the preoperative period was observed. We think that the risk of COVID-19 infection is higher in patients undergoing emergency surgery and because of the high risk of transmission, isolation intensive care units are needed for these patients. Keywords: COVID-19, surgery, critical care
Edinilmiş trakea-özofageal fistül (TÖF), yoğun bakım ünitelerinde unutulmaması gereken nadir bir komplikasyondur. TÖF'ün benign nedenleri arasında en yaygın olanı kaf ilişkili trakeal tüp hasarıdır. Bu olgu sunumunda ventilatör bağımlı tetraplejik bir hastada gelişen TÖF tanı ve tedavisi tartışılmaktadır. Trafik kazası sonrası yüksek seviye servikal fraktür nedeniyle tetrapleji gelişmiş 45 yaşında hasta, trakeotomi ile ventilatörde takip edildiği başka bir merkezden yoğun bakım ünitemize kabul edildi. Stabil seyreden hastanın trakeotomili 37. gününde genel durumunda ani bir bozulma görüldü. Hastada yeterli havalanmaya rağmen, CO 2 retansiyonu oldu. Abdominal distansiyon gelişti ve nazogastrik sondada hava görüldü. Bilgisayarlı tomografide TÖF görüntülendi. Kesin tanı için endoskopi yapıldı. Trakea duvarından özofagusa geçiş yapmış kaf balonu görüntülendi. Hastanın akciğerini korumak amacıyla trakeotomi kanülü endotrakeal tüp ile değiştirildi ve balon fistülden uzakta şişirildi. Primer onarım cerrahisi planlanan hasta yaklaşık 1 hafta sonra başarıyla opere edildi. Postoperatif dönemde hastanın takibine ayarlanabilen trakeotomi kanülü ile devam edildi. Hasta halen yoğun bakımımızda takip edilmektedir. Trakeaözofageal fistül trakeotomi geç komplikasyonlarından biridir. Erken tanı hastayı olası fatal pulmoner komplikasyonlardan korumak için önemlidir. Trakeal sekresyon artışı, gastrik içerik aspirasyonu, havalandırma zorluğu, abdominal distansiyon veya nazogastrik sondaya hava dolması bizi TÖF açısından uyarmalıdır. Trakeaözofageal fistül ventilatöre bağımlı hastalarda hemen fark edilemeyebilir. Özel durumlarda ayarlanabilir trakeotomi kanülleri düşünülmelidir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.