Ceditcilik veya Usul-u Cedit (Yeni Usul) akımı Orta Asya'da, İslam Dünyasının diğer kısımlarında olduğu gibi, 19. Yüzyılın sonu ile 20. Yüzyılın başı arasındaki dönemde ortaya çıkan kültürel ve siyasi bir fenomendir. Temelde Batı Dünyasının ve Modernizmin değiştirici gücüne karşı verilen tepkidir. Askeri, siyasi, kültürel ve ekonomik alanlardaki üstünlüğün kaybedilmesinin sebeplerini öncelikle teşhis etmek daha sonra da bu soruna uygun çözümler üretmek amacını bünyesinde barındıran bir yaklaşımdır. Hareketin en bilinen isimlerinden birisi olan İsmail Gaspıralı'nın uygulamalarında da görüldüğü üzere bu duruma öncelikli ve uygun çözüm olarak yeni bir eğitim sisteminin geliştirilmesi ve toplumun eğitilmesi bulunmuştur. Bu amaçla Usul-u Cedit adı verilen yeni bir eğitim sistemi geliştirilmiş ve yeni bir anlayış ortaya konmuştur. Ancak bu yaklaşım toplum içindeki bazı kesimlerin tepkisini çekmiş, muhalefetlerine sahne olmuştur. Bu yüzden de bu önemli fırsat kaçırılmış, iç ve dış dinamiklerin etkisi ile kendisinden beklenen sonucu verememiştir.
Yahudiler, dünyanın dört bir tarafına dağılmış topluluklardan biridir. Kendi kaynaklarına göre Babil Sürgünü ile başlayan bu durum sonucunda bir kısım Yahudi bu olaydan sonra Kudüs havalisine geri dönmemiş ve Sasani/Pers İmparatorluğu idaresindeki topraklara göç etmiştir. Bu grubun bir kısmı önce Sasani İmparatorluğu’nun daha sonra da Maveraünnehir bölgesinin Müslümanlar tarafından fethedilerek tek bir idare altında birleştirilmesi sonucunda Orta Asya’ya da ulaşabilmiştir. Orta Asya’ya göç eden Yahudiler’in Ortadoğu ve diğer bölgelerdeki Yahudi toplulukları ile olan irtibatlarının oldukça azalması ve Orta Asya’nın hâkim kültürünün de etkisiyle kendi kültürel ve dini pratiklerini geliştirmiş ve diğer Yahudi gruplarından kısmen de olsa farklılaşmışlardır. Bu farklılaşma Mağrip bölgesinden gelen Haham Benjamin Tudela’nın bölgeye gelmesi sonrasında azalmıştır. Yahudiler, Orta Asya’da ticaret ve el sanatları ile iştigal etmiştir. Çarlık Rusyası’nın bölgeyi işgali sonrasında Orta Asya’da daha etkin ve güçlü hale gelmişlerdir. Bu dönemde bölgeye Aşkenazi Yahudileri de gelmiş, bu da kültürel farklılaşmanın bir kez daha fark edilmesine sebep olmuştur. Yine bu dönemde Orta Asya Yahudileri’nin bir kısmı Kudüs’e de göç etmiş ve burada bir mahalle dahi kurmuşlardır. Orta Asya Yahudileri’nin durumu Sovyetler Birliği’nin kurulması ile kötüleşmiş, ticaretle uğraşan bir grup, kolhozlarda işçi olarak çalışmaya zorlanınca Orta Asya’dan dışarı olan göç daha da artmıştır.
1941 yılında Sovyetler Birliği’nin Almanya’ya karşı İkinci Dünya Savaşı’na girmesi ve sonrasında cephede yaşanan toprak, malzeme ve insan kayıpları yüzünden Sovyetler Birliği atıl kapasite olarak görülen ve orduda çoğunlukla geri hizmette kullanılan Müslüman nüfusu da savaşta kullanmaya karar vermiştir. Ancak bu nüfusun geçmişte yaşanan Basmacı İsyanı vb. olayların ortaya çıkardığı husumet sebebiyle önce ikna edilmesi ve Sovyet yönetimini desteklemesi için kendilerine uygulanan sert tutumda gevşemeye gidilmesi ve gönüllerinin kazanılması öncelikle yerine getirilmesi gereken bir şart olarak Sovyet yönetiminin karşısına çıkmıştır. Sovyet yönetimi de gereken adımları atmak durumunda kalmıştır. Bu kapsamda Sovyet yönetimi Müslümanlara ve İslam dinine karşı müsamahasız tutumunu unutturmak adına öncelikle Sovyet resmi İslam anlayışının da temelini oluşturacak ve Müslüman nüfusla inanç üzerinden irtibat kurulmasına imkan sağlayacağı düşünülen dört Müslüman Ruhani İdaresi (Müftülük-Dukhovnoye Upravleniye) kurulmasına karar vermiştir. Bu kapsamda Devletle Müslüman nüfus arasındaki ilişkileri geliştirme yaklaşımı kapsamında 1942 yılında İslam’a resmi bir statü tanınmış, bu statü tanınırken de 1783 yılında Çariçe II. Katerina tarafından kurulan dini yapı esas alınmıştır. Orta Asya ahalisinin Sovyetler Birliğini sahiplenmesi ve savaş sırasında desteklemesi amacıyla kurulan bu dört Müftülükten en önemlisi Orta Asya ve Kazakistan’dan sorumlu olan SADUM olmuştur. SADUM, 20 Ekim 1943 tarihinde Taşkent’te kurulmuştur. SADUM, Sovyetler Birliği’ndeki dört Müftülük içinde en önemli olanıdır, zira Birlik Müslüman nüfusun %75’i SADUM sorumluluk alanı içinde kalan bölgede yaşamaktadır. Bu da SADUM’un önemini arttırmıştır. Bu çalışmada SADUM’un kuruluşu ve faaliyetlerine tarihi süreç içinde değinilecektir.
nüllüleri de seferber etme yoluna gitti. İran, Irak'ta bir hava saldırısı sırasında öldürtülen Kasım Süleymani tarafından geliştirilen ve İran dışındaki başka ülkelerden devşirilen Şii gönüllülerin İran adına vekâlet savaşlarında kullanılması stratejisi kapsamında, Afganistan'ın sahipsiz topluluklarından birisi olan Afgan Hazaraları Suriye'de kendi namına savaştırmaya başladı.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.