Fentanyl provides better operative conditions and reduces the need for additional propofol doses. These advantages cause a shorter recovery time. Therefore, propofol-fentanyl is superior to the propofol-alfentanil for sedation-analgesia in colonoscopy.
Background/Aims: Different drug combinations are used for sedation in colonoscopy procedures. A ketaminepropofol (ketofol) mixture provides effective sedation and has minimal adverse effects. Alfentanil also provides anesthesia for short surgical procedures by incremental injection as an adjunct. However, no study has investigated the use of ketofol compared with an opioid-propofol combination in colonoscopic procedures. Materials and Methods: A total of 70 patients, ASA physical status I-II, scheduled to undergo elective colonoscopy, were enrolled in this prospective randomized study and allocated to two groups. After premedication, sedation induction was performed with 0.5 mg/kg ketamine +1 mg/kg propofol in Group KP, and 10 mg/kg alfentanil +1 mg/kg propofol in Group AP. Propofol was added when required. Demographic data, colonoscopy duration, recovery time, discharge time, mean arterial pressure (MAP), heart rate (HR), peripheral oxygen saturation, Ramsey Sedation Scale values, colonoscopy patients' satisfaction scores, and complications were recorded. Results: The need for additional propofol doses was significantly higher in Group AP than in Group KP. MAP at minute 1 and 5, Ramsey Sedation Scale at minute 5, and discharge time were significantly higher in Group KP than in Group AP. Additional propofol doses and total propofol dose were significantly lower in Group KP than in Group AP. Conclusion: Ketofol provided better hemodynamic stability and quality of sedation compared with alfentanilpropofol combination in elective colonoscopy, and required fewer additional propofol; however, it prolonged discharge time. Both combinations can safely be used in colonoscopy sedation.
Our findings suggest that SCC is highly compatible with clinical practice in the decision for treatment of patients with NCSE. The presence of "plus" modifiers in the EEG was found to be associated with mortality in these patients and was a significant marker for the high mortality rate.
Fentanyl provides better operative conditions and reduces the need for additional propofol doses. These advantages cause a shorter recovery time. Therefore, propofol-fentanyl is superior to the propofol-alfentanil for sedation-analgesia in colonoscopy.
ÖZET:Diferansiye tiroit kanserlerinde TNM evreleme sisteminin 8. sürümünde neler değişti? Klinik pratiği nasıl etkileyecek?TNM evreleme sisteminin son olarak sekizinci sürümü (edisyonu) yayınlandı. Tiroit kanserleri TNM evreleme sisteminin 1987 yılında yayınlanan 4. sürümünde yer aldı. Literatürdeki kanıtlara dayalı olarak güncellenen TNM sisteminin her sürümü diğer kanserler gibi diferansiye tiroit kanserleri (DTC) için de bir önceki sürümüne göre önemli bazı farklılıklar içerir. Tiroit kanserleri için günümüze kadar 17 ayrı evreleme sistemi geliştirilmiştir. Bu sistemlerden bir kısmı oldukça karmaşıktır ve pratikte kullanılmaları zordur. Günümüze kadar TNM sisteminde yapılan yeni düzenlemelerle birlikte bu sistemin DTC için farklı hasta gruplarında en tutarlı, uygulanabilir evreleme sitemi olduğu ortaya koyulmuş ve diğer kanser tiplerinde olduğu gibi tiroit kanserlerinde de TNM sistemi günümüzde en sık kullanılan evreleme sistemi olma özelliğini kazanmıştır. Sekizinci sürümün en önemli değişikliği bugüne kadarki sürümlerde prognostik faktör olarak 45 yaş üstü ve altı olarak ayrılan yaşın 55 yaş altı ve üstü olarak düzenlenmesidir. Ayrıca T evrelemesinde T3 tanımında değişiklik dikkati çekmektedir. Yedinci sürümde minimal invaziv ekstratiroidal yayılım tanımı ve bunun örneğinde yer alan peritiroidal yumuşak doku tanımı kaldırılmıştır. Sekizinci sürümde strep kaslarından herhangi birine makroskopik invazyon T3 kategorisine alınmıştır. N evrelemesinde 7. sürümde N1b içinde yer alan üst mediasten lenf düğümü tutulumu N1a kategorisine alınmıştır. Sekizinci sürümde 55 yaş üstündeki hastalarda genel olarak yedinci sürüme göre tüm evrelerde bir evre düşmesi olduğu görülmektedir. Sekizinci sürümde uygun tümör evresi kolayca belirlenebilir. Ellibeş yaşın altındaki hastalarda uzak metaztazı olanlar evre II, uzak metastazı olmayanlar evre I olarak tanımlanmıştır. Ellibeş yaşın üstündeki uzak metastazlı hastalar evre IVB olarak tanımlanmıştır. Ellibeş yaşın üstündeki uzak metastazı olmayan hastaların diğer klinik özelliklere (intratiroidal tümör, makroskopik ekstratiroidal yayılım, lenf nodu metastazı ve uzak metastaz) göre evresi belirlenebilir. Dört cm'den küçük intratiroidal tümörlü (T1, T2) hastalarda lenf düğümü metastazı yoksa evre I, lenf düğümü metastazı varsa evre II olarak tanımlanır. Dört cm'den büyük intratiroidal tümörlü (T3) hastalar lenf düğümü durumuna bakılmaksızın (N0 veya N1) evre II'de yer alır. Makroskopik ekstratiroidal yayılımlı tümörlerde; lenf düğümü metastazı durumuna bakılmaksızın tümör sadece strep kaslarına invaze ise evre II, tümör cilaltı, larinks, trakea, reküren laringeal sinir ve özefagusa yayılmışsa evre III, prevertebral fasya, mediastinal damarlara yayılmş veya karotis arteri sarmışsa evre IVA'da yer alır. TNM evrelemesi DTC'de hastalığa özgün sağkalımı güvenilir olarak öngörebilen bir evreleme sistemidir. Bir önceki sürüme göre TNM'nin sekizinci sürümü DTC'li hastaların büyük bölümünü mortalite açısından düşük riskli gruba evreleme olup, ilk değerlendirmelerde hastalık spesifik surviyi...
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.