Bu çalışmanın amacı özel spor merkezleri tarafından sunulan hizmet kalitesinin kullanıcıların bazı durumlarına göre farklılık gösterip göstermediğini ortaya koymaktır. Çalışmaya Samsun ilinde özel spor merkezlerine giden 18-55 yaş aralığında toplam 385 kişi dahil edilmiştir. Cinsiyete göre özel spor merkezlerinde algılanan hizmet kalitesi; 'etkileşim kalitesi' boyutunda kadınlar, 'egzersiz aletekipmanları kalitesi', 'program ve ortam kalitesi' boyutunda ise erkeklerin puanları daha yüksektir. İstatistiksel açıdan 'çıktı ve fiziksel çevre kalitesi' alt boyutlarında anlamlı farklılık yok iken (p>0,05), Etkileşim, alet-ekipman, program ve ortam kalitesi alt boyutları anlamlı bulunmuştur (p<0,05 ve p<0,001). Etkileşim, çıktı ve fiziksel çevre kalitesi alt boyutlarında 26-40 yaş grubunun puanları diğer gruplardan düşüktür. Alet-ekipman, program ve ortam kalitesi alt boyutlarında ise 41 ve yukarısı yaş grubunun puanları daha düşüktür.
Leadership has a great significance in creating high performance and building team loyalty in sport. The purpose of this study is to compare the leadership levels of students studying at the Faculty of Sports Sciences and other faculties. In addition, leadership qualities were examined in terms of the variables of gender and place of stay. A total of 200 students studying at the Faculty of Sports Sciences (n=100; age 21.75±1.99 years) and other faculties (n=100 age; 20.49±1.52 years) participated in this study voluntarily. "Leadership Orientations Questionnaire" developed by Bolman and Deal [1] and adapted into Turkish by Dereli [2] to assess the leadership qualities of students was used as data collection tool. In the sub-dimensions of structural, transformational and charismatic leadership, the scores of faculty of sport sciences students were found to be significantly higher than the scores of the students in other faculties (p<0.01). The average scores of men were found to be higher than those of women in the sub-dimensions of transformational and charismatic leadership (p<0.05). It was concluded that the students studying at the Faculty of Sport Sciences had higher leadership qualities, with men having better leadership qualities.
The aim of the study was to determine the job satisfaction levels of the personnel who worked in sports organization. 285 randomly selected people who worked in sports organization participated in this study. A form for personal information and Minnesota Job Satisfaction Scale (MSQ) de veloped by Weiss et al (1967) and checked for validity and reliability by Baycan (1985) were used in the study. Mann-Whitney U, Kruskal-Wallis H and Dunn's multiple comparison tests were used for the analysis of the data. A significant difference was found among the groups in terms of their job satisfaction scores with increasing age in the statement of wages earned for the profession. Satisfaction levels in terms of wages showed significant difference as the educational levels of personnel decreased. It was stated that the personnel whose job satisfaction levels were generally moderate were not pleased in terms of payment and the chances for advancement. However, the personnel's job satisfaction scores' being moderate shows that payment alone does not affect job satisfaction.
Öz: Amaç: Bu çalışmanın amacı, tekvandocuların ve dansçıların özgüven düzeylerini karşılaştırmaktır. Yöntem: Bu çalışmaya Samsun, İstanbul ve Muğla illerinde bulunan dans ve tekvando kulüplerinde lisanslı olarak bu sporları yapan tekvandocu (n=106) ve dansçı (n=125) toplam 231 sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Veriler, anketlerin web üzerinden doldurulması yoluyla elde edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen "Demografik Bilgi Formu" ve sporcuların özgüven düzeylerini tespit etmek için Akın (2007) tarafından geliştirilen ''Öz-güven Ölçeği" kullanılmıştır. Verilerin analizi SPSS 21 paket programı ile yapılmıştır. Bulgular: Sporcuların özgüven düzeyi toplam puan ortalamaları branş, cinsiyet, meslek, gelir durumu değişkenlerine göre karşılaştırılmıştır. Hem tekvando hem de dans sporcularının yüksek düzeyde özgüvene sahip olduğu saptanmış ancak dansçıların özgüven düzeyi puan ortalamalarının tekvandocuların puanından anlamlı düzeyde yüksek olduğu tespit edilmiştir (p<0.05). Her iki branşta da cinsiyet değişkeninin özgüven düzeyi puanlarını farklılaştırmadığı tespit edilmiştir (p>0.05). Gelir durumunun dansçılarda özgüven düzeyi puanını farklılaştırdığı tespit edilmiştir (p<0.05). Spor yapma yılının sporcuların özgüven düzeylerini farklılaştırmadığı tespit edilmiştir (p>0.01). Her iki branş sporcularının Uluslararası yarışmalara katılma durumlarına göre incelendiğinde uluslararası yarışmalara katılan sporcuların özgüven düzeyi puan ortalamalarının yarışmalara katılmayan sporcuların puanından anlamlı düzeyde yüksek olduğu tespit edilmiştir (p<0.05). Sonuç: Çalışmamızda tekvandocuların ve dansçıların yüksek düzeyde öz-güvene sahip olduğu görülmüştür. Ayrıca dansçıların özgüvenlerinin tekvandoculardan daha yüksek olduğu görülmüştür. Cinsiyetin öz-güven düzeyini farklılaştırmadığı ve her iki branşta da uluslararası yarışmalara katılma durumunun sporcuların öz-güven düzeyini etkilediği sonucuna varılmıştır. Dansçıların sosyal çevre ile daha çok iletişim içinde olması ve dansın bedenini keşfetme olanağını sunması özgüvenlerinin yüksek olmasında etken olduğu söylenebilir.
Bu çalışma Kadınlar Süper Ligi’nde oynayan futbolcuların mevkilerine göre sakatlanma durumlarının tespit edilmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmaya Türkiye Kadın Futbol Süper Ligi’nde oynayan toplam 151 sporcu (yaş 22,08±3,81 yıl) gönüllü olarak katılmıştır. Araştırma, mevcut durumu tespit etmeyi amaçladığı için tarama modeli ile tasarlanmıştır. Sporculara, konu ile ilgili araştırmacılar tarafından hazırlanan soru formu uygulanmıştır. Çalışmaya katılan 151 sporcudan 110’u sakatlık geçirdiği 41 futbolcunun ise sakatlık geçirmediği tespit edilmiştir. Defans oyuncularının (n:49) diğer mevki oyuncularına göre daha fazla sakatlandığı saptanmıştır. Burkulmanın (n:16) en fazla görülen sakatlanma türü olduğu tespit edilmiştir. Futbolcuların en fazla sakatlık sonrası spora dönüş süresinin 6 haftadan çok (n:21) olduğu, yaralanmaların en fazla müsabaka (n:31) esnasında gerçekleştiği tespit edilmiştir. Ayak bileği/ayak bölgesi (n:18), yaralanmaların en fazla görüldüğü vücut bölgesi olduğu ve yaralanmaların, en çok rakip oyuncu ile çarpışma (n:12) ve rakip oyuncu darbesi (n:12) sonucunda oluştuğu belirlenmiştir. Yaralanmaların en aza indirilmesi için bu bölgelere yönelik özel egzersiz programlarına yer verilebilir. Bunun yanında antrenör ve sporcuların ilgili konuda farkındalığının artırılması için eğitim programları düzenlenebilir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.