ÖZ Tevazu, psikoloji alanındaki çalışmalarda uzun zaman boyunca ihmal edilen bir erdem olmuştur. Ancak son yıllarda, tevazu konusundaki çalışmaların sayısında kayda değer bir artış görülmektedir. Görece sınırlı fakat gelecek vadeden bu araştırma alanına dair kapsamlı bir inceleme yürütülmesi hedeflenerek, bu derleme çalışmasında öncelikli olarak tevazu üzerine etimolojik ve kavramsal bir analiz sunulmuştur. Kavramın nasıl tanımlanacağı konusunda fikir birliği olmamasına rağmen, bu çalışmada tevazunun ölçülülük, düşük benlik saygısı ve kendini değersiz görme gibi diğer ilişkili kavramlardan farkı gözler önüne serilmiştir. İlgili alan yazında tevazunun genel yapısına ilişkin tartışmaların yanı sıra belli bağlamlarda ortaya çıkan tevazu biçimlerinden de bahsedilmektedir. Bu çerçevede tevazunun alt türleri olarak entelektüel tevazu, kültürel tevazu ve ilişkisel tevazu kavramları tanıtılmıştır. Tevazu nihai olarak kişinin kendini unutmasını gerektirir. Ancak bu yönü ile tevazunun öz-bildirime dayalı olarak ölçümlenmesinde ciddi zorluklar yaşanmaktadır. Buradan hareketle, tevazuyu değerlendirmeye yönelik en uygun yöntemin ne olduğu sorusu ekseninde, mevcut derlemede tevazuya ilişkin farklı ölçüm teknikleri karşılaştırılmalı olarak ele alınmıştır. Gerçekten mütevazı kişilerin tevazu göstermenin zor olduğu durumları (kişilerarası çatışma, rekabet, eleştiriyi kabullenme vb.) daha etkili bir şekilde yönetmeleri beklenir. Bu noktada mütevazı tepki örüntülerinin daha hassas bir biçimde incelenmesine yönelik olarak bu tür stres testlerinin önemine dikkat çekilmiştir. Derlemenin takip eden bölümlerinde ise görgül çalışmalar ışığında tevazunun öncülleri ve sonuçlarına değinilmiştir. Bu bağlamda dindarlık, güvenli bağlanma ve diğer karakter güçleri (örn., affedicilik, şükran, yılmazlık) tevazuyu pekiştiren unsurlar olarak değerlendirilmiştir. Tevazunun sonuçları ise psikolojik sağlık, kişilerarası ilişkiler, iş hayatı ve toplumsal hoşgörü üzerindeki olumlu etkilerine atıfta bulunularak gözden geçirilmiştir. Ayrıca, çeşitli psikolojik müdahalelerle insanlara tevazu erdemini kazandırabilmenin mümkün olup olmadığı da uygulamalı bir bakış açısıyla sorgulanmıştır. Derlemenin son bölümünde ise gelecek çalışmalar için öneriler sunulmuştur.
This study aimed to investigate anxiety and fear of death created by the consciousness of death in professionals who frequently witness death and to determine variables related to the dimensions of mortality awareness. Data were gathered from 212 health-care employees, primarily those in emergency medicine and intensive care. Variance analysis was used to assess sex and experience groups using the Bonferroni post hoc test. Hierarchical multiple regression analysis was used to determine the predictive relationships. Health-care employees’ fear of death decreased with experience. No significant difference was observed between the experience groups in terms of conservatism values such as conformity, tradition, and security in the theory of basic human values. Empathy level was determined to be significantly predictive of the mortality awareness dimensions. These findings indicate a desensitization effect of witnessing the death, contrary to that predicted by the terror management theory.
İnsanın ayırt edici yönü sahip olduğu bilişsel kapasitedir. Bu bilişsel kapasitesi ile medeniyetler kurmuş ve ahlaki sistemler geliştirmiştir. Farkındalık bu bilişsel özellikler arasında merkezi bir konumdadır. Kendisinin ve çevresinin farkında olan insan bu sayede düşüncelerini bilebilir, izleyebilir ve düzenleyebilir. Bu çalışma bu bilişsel özellikleri ahlaki bağlamda ele almaktadır. Bu doğrultuda üstbilişin bilinçli farkındalık ve ahlaki üstbiliş arasındaki aracı rolüne dair bir model önerilmiştir. Araştırmanın katılımcıları çoğunluğu üniversite öğrencisi 220 kişiden oluşmaktadır. Araştırmanın anket ve soruları katılımcılara çevrimiçi olarak ulaştırılmıştır. Modelin test edilmesinden elde edilen bulgular bilinçli farkındalığın ahlaki üstbilişe üstbiliş aracılığıyla katkı sağladığına işaret etmektedir. Bununla birlikte bilinçli farkındalık ile ahlaki üstbiliş arasında doğrudan ilişki bulunmamaktadır. Bulgular; çalışmanın literatüre katkısı, sınırlılıkları ve gelecekteki çalışmalar için çıkarımlar ekseninde tartışıldı.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.