Bu çalışmada, Covid-19 pandemi döneminde hemşirelik öğrencilerinin uzaktan eğitim süreci ve etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.Yöntem: Tanımlayıcı olarak gerçekleştirilen araştırmanın örneklemini, bir üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümünde öğrenim gören 243 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri "Tanıtıcı Bilgi Formu" ve "Uzaktan Eğitim Sürecine Yönelik Bilgi Formu" kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiksel metotlar kullanılmıştır.Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin %92.2'si hemşirelik bölümünü isteyerek tercih ettiklerini ifade etmişlerdir. Katılımcı öğrencilerin %84.8'i uzaktan eğitim sürecinin uygulamalı hemşirelik eğitimini olumsuz etkilediğini, %53.5'i de teorik hemşirelik eğitimini olumsuz etkilediğini belirtmiştir. Öğrencilerin %68.7'si çevrimiçi dersin zaman kazandırdığını, böylece diğer birçok işini yapabildiğini ifade etmekle birlikte; %81.5'i uygulamaya dayalı derslerin uzaktan verilmesinin yeterli olmadığını düşünmektedir. Teorik derslerin uzaktan verilmesinin yeterli olduğunu düşünenlerin oranı %57.2 iken; öğrencilerin %63.4'ünün uzaktan eğitim sisteminde derslerin verimliliği konusunda endişesi olduğu, çevrimiçi ders sırasında anlatılan ders içeriğinin tamamının anlaşılma oranının ise %50.3 olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin %58'i çevrimiçi dersi nedeniyle göz sorunu, baş ağrısı gibi şikâyetler yaşadığını belirtmiştir.Sonuç: Pandemi dönemindeki uzaktan eğitim hemşirelik öğrencileri tarafından zaman ve mekân esnekliği açısından büyük kolaylık olarak görülmüş olsa da; öğrencilerde öğrenme güçlüğü, uygulama ve klinik deneyimlerde adaptasyon zorluğu, hemşirelik becerilerinin gelişme sürecinin olumsuz etkilenmesi gibi sonuçlara neden olduğu saptanmıştır. Süreç içerisindeki olumsuzluklar ve zorlukların öğrencilerde endişeye yol açtığı görülmüştür.
Amaç: Araştırma, hemşirelik öğrencilerinin mesleki imaj algılarının ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Yöntem: Çalışmanın evrenini, İstanbul ilinde bulunan özel bir üniversitede Sağlık Bilimleri Yüksekokulu'nun hemşirelik bölümünde okuyan tüm öğrenciler (N=350) oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimi yapılmamış, gönüllü olarak katılmayı kabul eden 196 öğrenci araştırma kapsamına alınmıştır. Araştırma verileri "Kişisel Bilgi Formu" ve "Hemşirelik Mesleğine Yönelik İmaj Ölçeği (HMYİÖ)" kullanılarak elde edilmiştir.
Bu çalışmada, üniversite düzeyindeki öğrencilerin sağlıklı yaşam becerilerini ölçmeye yönelik bir ölçme aracının geliştirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırma, metodolojik bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini, özel bir üniversitede, Sağlık Bilimleri Yüksekokulu'nun tüm bölümlerinde okuyan 537 öğrenci oluşturmuştur. Araştırma verileri 1 Kasım-1 Aralık 2016 tarihinde, araştırmacılar tarafından geliştirilen taslak ölçek ve bilgi formu kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel analizinde tanımlayıcı istatistikler yanında yapı geçerliliğini test etmek amacıyla açımlayıcı faktör analizi, güvenirlik analizleri kapsamında ise Cronbach's Alpha ve Pearson Korelasyon testleri kullanılmıştır. Bulgular: Faktör analizi sonucunda ölçek 21 madde; sağlığa verilen önem, sağlıklı beslenme, sağlıkla ilgili kaynaklara ulaşma ve sağlık önceliği olarak toplam dört faktörden oluşmuştur. Ölçeğin, açıklanan toplam varyansı %54,25; Cronbach's Alfa katsayısının .90 olduğu saptanmıştır. Test-tekrar test analizleri kapsamında (n=30) ölçeğin iki uygulama arasındaki puan ortalamalarında anlamlı ilişkiler olduğu saptanmıştır (r:.992, p<.001). Sonuç: Bu çalışma kapsamında üniversite öğrencilerinin sağlıklı yaşam becerilerini ölçmek için geliştirilen araç, geçerli ve güvenilir bulunmuştur.
Bu araştırmada, Covid-19 pandemi sürecinde hemşirelik öğrencilerinin mesleki değer algıları ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı olarak gerçekleştirilen araştırmanın örneklemini, bir üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümünde öğrenim gören 472 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri Tanıtıcı Bilgi Formu ve Hemşirelerin Mesleki Değerleri Ölçeği-Revize kullanılarak toplanmıştır. Bulgular:Araştırmada ölçeğin toplam puan ortalaması 106.61±16.59'dur. Öğrencilerin büyük çoğunluğu, hemşirelik bölümünü mesleğe olan kişisel ilgisinden dolayı seçtiğini, kendisini mesleğe uygun bulduğunu, hemşireliği profesyonel bir meslek olarak gördüğünü, mezuniyetten sonra hemşire olarak çalışmak istediğini ve hemşirelik mesleğine olumlu bakış açısına sahip olduğunu belirtmiştir. Katılımcıların %75.8'i pandemi sürecinde bu mesleği seçtiğine pişman olmadığını ve %94.1'i pandemi süresince hemşirelik mesleğinin ne kadar değerli olduğunu anladığını ifade etmiştir.Sonuç: Araştırma sonucunda, hemşirelik öğrencilerinin mesleki değer algıları yüksek bulunmuş olup 4. sınıfta okuyan öğrencilerin, sağlık meslek lisesi mezunu öğrencilerin, hemşirelik mesleğini profesyonel bir meslek olarak görenlerin ve mezuniyetten sonra hemşire olarak çalışmak isteyenlerin mesleki değer algısı daha yüksektir.
Sağlık Bilimleri Araştırmaları: Hemşirelik & Ebelik isimli bu kitap multidisipliner bir yaklaşımla sağlık alanında yapılan akademik çalışmalar biraraya getirilerek hazırlanmıştır. Kitapta alanında güncel gelişmelere yer verilerek hazırlanmış dokuz bölüm yer almaktadır. Sağlık alanında yapılmış olan bu akademik çalışmaların literatüre katkı sağlaması amaçlanmaktadır.
Background: Nurses in critical care and palliative care units care for patients suffering from severe pain and suffering and at high mortality risk. For this reason, nurses working in these units should be psychologically resilient. However, nurses who are constantly exposed to the death process face the risk of thanatophobia. The aim of this study is to examine the relationship between thanatophobia levels and the psychological resilience of nurses working in intensive care and palliative care units. Methods: The sample of this descriptive study included 158 nurses working in intensive care and palliative care units. Personal information form for nurses, Thanatophobia Scale and Psychological Resilience Scale for Adults were used and data were collected through an online questionnaire in the study. Percentage calculations, mean measurements, Kruskal Wallis test and Mann Whitney U test were used in the statistical evaluation of the data. Results: Nurses had moderate mean scores from the Thanatophobia Scale and Psychological Resilience Scale, 31.74±10.08 and 108.34±7.12, respectively. A statistically significant difference was found between nurses’ age and whether they received training on psychological resilience (p<0.05). Those who received training on resilience had higher scores from the resilience scale subdimensions of personal competence and family coherence. A statistically negative and low-level significant correlation was determined between the psychological resilience scale and thanatophobia scale total scores. Conclusions: As a result, it was determined that as the thanatophobia of the nurses increased, their psychological resilience decreased. This situation may negatively affect nurses working in critical departments to provide quality health care to patients. Establishing and maintaining training programs to reduce thanatophobia and increase psychological resilience of nurses working in intensive care and palliative care units will ensure that nurses provide quality health care to the patient and reduce the physiological and psychological wear of nurses.
Background Educational leadership is one of the most demanding skills for healthcare staff to enhance the quality of health care. There is a need for a scale to evaluate the educational leadership levels of nurses. The objective of this study was to develop and examine the validity and reliability of the Education Leadership Scale for Nursing Students. Methods Data were collected from 280 Turkish nursing students. The validity and reliability of the tool were confirmed with exploratory and confirmatory factor analysis, Cronbach’s alpha and Pearson correlation. The scale was developed in five stages (reviewing the literature, developing items, sending scale items to the experts for content validity index, piloting test with students, performing the validity and reliability analysis of the tool). Results The Educational Leadership Scale for Nursing Students consisted of 19 items and a three factor structure. Confirmatory factor analysis results showed that there was a sufficient model fit. Construct validity was verified, and Cronbach’s α level of all factors was found to be greater than 0.70. Conclusions The currently developed scale can measure the educational leadership characteristics of nursing students.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.