Covid19 salgını küresel kapsamda ekonomi, sağlık ve sosyal yaşamı olumsuz yönde etkilemekte ve korku, endişe ve belirsizliğe neden olmaktadır. Salgın tehdidi ve salgının engellenmesine yönelik olarak alınan tedbirlerin tüketicilerin davranışlarında neden olduğu ani değişimler tüketicilerin kaygı düzeylerinde de artışa neden olabilmektedir. Salgın dönemlerinde bireylerin kaygı düzeyinde gerçekleşen artış salgının kendisini yönetmekten daha zor bir hale dönüşebilmekte ve tüketicilerin dürtüsel ve kompulsif satın alma davranışlarının açıklanmasında önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada, Covid19 salgının bireylerde neden olduğu hissedilen kaygının, tüketici kaygısı ve dürtüsel satın alma üzerindeki etkisini incelerken; tüketici kaygısı, kaçış ve son olarak bireylerin kompulsif ve dürtüsel satın alma davranışları arasındaki ilişkiyi açıklamayı amaçlamaktadır. Veri toplama aşamasında çevrim içi anket aracılığı ile 282 geçerli veri toplanılmıştır. Araştırma hipotezlerinin test edilmesinde yapısal eşitlik modellemesi kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, Covid19 salgınından kaynaklı kaygının tüketici kaygı ve tüketici dürtüsel satın alma davranışı eğiliminde artışa neden olmaktadır. Bunun yanı sıra dürtüsel satın alma eğilimi de tüketici kaygısını arttırıcı bir etkiye sahiptir. Bu her iki faktör tarafından artan tüketici kaygısı ise hem tüketici kaçış davranışlarında hem de kompulsif satın alma davranışlarında artışa neden olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
ÖzPazarlama alanında yapılan çalışmalar gelişmekte olan pazarlarda tüketicilerin tutum ve davranışlarının şekillenmesinde küresel markaların rolüne dikkat çekmektedirler. Özellikle psikolojik bağlamda küresel markalar tüketicilere bir kimlik, aidiyet ve başarı hissi sunmaktadır. Bu çerçevede tüketiciler genellikle yabancı pazar ve yerel pazar menşeli küresel marka seçimi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu kapsamda ele alınan bu çalışmanın amacı, tüketicilerin küresel spor giyim markalarının ürünlerini satın alma davranışlarını etkileyen değişkenlerin incelenmesidir. Ayrıca incelenen değişkenler bakımından tüketicilerin pazar bölümleme için doğal kümelere ayrılıp ayrılmadıkları da incelenmiştir. Bu kapsamda kolayda ve kartopu örnekleme yöntemleri kullanılarak 314 tüketici üzerinde anket çalışması yapılmıştır. Araştırma sonucunda tüketicilerin küresel marka tutumları üzerinde küresel kimlik, küresel tüketim odaklılık ve materyalizmin etkisinin olduğu; tüketici kozmopolitanizmi ve özgünlük ihtiyacı değişkenlerinin ise anlamlı bir etkisinin olmadığı elde edilen bulgular arasındadır. Ayrıca ilgili değişkenler bakımından tüketicilerin üç farklı kümeye ayrıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
This study was carried out to determine the relationship between the spiritual orientation and psychological well-being levels of inpatients diagnosed with COVID-19 and the factors affecting the psychological well-being of patients. This cross-sectional study was conducted with 136 patients diagnosed with COVID-19 who were hospitalized in the COVID-19 clinics of a state hospital between May and July 2021 and volunteered to participate in the study. To collect the study data, the Personal Information Form, Spiritual Orientation Scale (SOS) and Psychological Well-Being Scale (PWBS) were used. There was a positive correlation between the mean scores obtained from the overall SOS and PWBS ( r = .335, p < .001). Of the participants, those who were women, who were over 65-year-old patients, who were hospitalized for 8–14 days and who had chronic diseases had lower levels of psychological well-being. The inpatients with a diagnosis of COVID-19 had high levels of spirituality and psychological well-being. It was found that there is a relationship between the spiritual orientation and psychological well-being of inpatients hospitalized with the diagnosis of COVID-19. The fact that nurses take spirituality into account while providing care to patients diagnosed with COVID-19 may be effective in protecting their patients' mental health.
In times of the Covid-19 pandemic, the usage of digital media platforms increased swiftly worldwide. The consumers as the digital media platform users, their expectations and perception of the level of content innovativeness offered by digital media platforms would increase the consumers' preference towards these platforms. Netflix is one of the digital media platforms which has more users than other competitors in the industry. Thus, this study assumed that investigating consumer innovativeness behavior's effect on consumer purchase behavior towards digital media platforms in the Netflix context is necessary. In this context, this research aims that examine the consumer innovativeness effect on digital media platforms' perceived brand value and brand attitude. The effects of the consumers' brand value perception and attitudes on the intention towards to purchase this platform further investigated. Hence, the research sample consists of the consumers that use Netflix. The structured survey was employed as the data collection technique and 320 units of data were obtained from respondents who practiced the online survey. The digital media platform users who respond research questionnaire are reached by the simple random sampling method. The structural equation modeling technique was employed for obtained data analysis and to test research assumptions. The research analysis results show that socially and hedonically motivated consumer innovativeness has an effect on perceived brand value and attitude towards digital media platform brand. The findings also show that functionally motivated consumer innovativeness and cognitively motivated consumer innovativeness have no statistically significant effect on these variables. It concludes that the perceived values and attitudes of the consumers regarding the digital platform they use affect the digital platform purchase intention.
Sosyal medya platformları ve araçları işletmelerin rekabet avantajı yaratmasında yeni bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın temel amacı akıllı cep telefonu markalarının rekabet avantajı yaratmak amacıyla müşteri tatmini, müşteri bağlılığı ve müşteriyi elde tutma çabaları üzerinde bu markaların sosyal medya pazarlama faaliyetlerinin etkisinin incelenmesidir. Akıllı cep telefonu sektöründe marka değeri en yüksek ilk iki marka üzerinden yürütülen bu çalışmada, araştırma modelinin test edilmesinde kullanılan veriler Uşak İl'inden basit tesadüfi örneklem tekniği kullanılarak anket aracılığı ile toplam 462 geçerli veriye ulaşılmıştır. Araştırma hipotezleri yapısal eşitlik modellemesi kullanılarak SPSS v.26 ve AMOS v.24 programıyla analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular sosyal medya pazarlama faaliyetlerinin müşteriyi elde tutma oranı üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir.
Bu çalışmanın amacı mağaza ortamının (koku, ışık, satış personeli, müzik ve vitrin) ve satın alma eğiliminin anlık satın alma davranışı üzerindeki rolünü anlamak ve değerlendirmektir. Ayrıca anlık satın alma davranışlarının satın alma sonrası pişmanlık üzerindeki etkilerini araştırmaktır. Veriler 18 yaş ve üzeri tüketicilerden yapılandırılmış anket kullanılarak toplanmıştır. Toplam 390 geçerli veri elde edilmiştir. Yapısal modelin test edilmesinde AMOS 23 kullanılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, mağaza ortamı unsurlarından vitrin düzenlemesi ve müzik anlık satın alma davranışını etkilerken, diğer üç unsurun etkilemediği görülmektedir. Anlık satın alma eğilimi anlık satın alma davranışını etkilerken, son olarak anlık satın alma davranışının satın alma sonrası pişmanlığı etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Mağaza ortamı unsurlarının bireylerin anlık satın alma davranışları üzerindeki etkisinin; anlık satın alma eğilimi aracılığıyla açıklanmaya çalışılmasının ve anlık satın alma sonrası pişmanlık faktörünün de modelde yer almasının literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Sosyal medya bir iletişim ve pazarlama aracı olarak yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu alanda yapılan çalışmalar genellikle sosyal medyaya yönelik tutumlara odaklanmıştır. Influencer güvenilirliği marka güvenilirliği gibi değişkenlerin sosyal medya pazarlama faaliyetlerine yönelik tutumu da göz önüne alındığında çalışmaların kısıtlı olduğu gözlemlenmektedir. Influencerların sahip oldukları, platformlar tarafından verilen güven rozeti veya mavi tik olarak adlandırılan simgenin müşterilerin davranışları üzerinde etkisi bulunabilmektedir. Markalar sosyal medya platformlarındaki hesaplarından doğrudan veya influencer hesaplarıdan dolaylı olarak tutundurma faaliyetleri gerçekleştirebilmektedir. Bu noktada da müşterilerin o markayı ne derece güvenilir buldukları belirleyici olabilmektedir. Bu çalışmada influencer güvenilirliğinin (düşük/yüksek) ve marka güvenilirliğini (düşük/yüksek) olduğu dört farklı senaryo geliştirilmiştir. Bu iki değişkenin marka farkındalığı, markaya yönelik tutum, algılanan marka değeri ve marka satın alma niyeti üzerindeki etkileri müşterilerin sosyal medya pazarlama faaliyetlerine yönelik tutumu olan kontrol değişkeninin etkileri de göz önünde bulundurularak araştırılmıştır. Araştırmanın varsayımlarının sınanmasında basit rastgele örneklem yöntemiyle 308 katılımcıdan elde edilen veriler, iki yönlü MANCOVA analizi ve SPSS programı kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre sosyal medya paylaşımlarında yer alan marka ve influencer güvenilirlik düzeylerinin marka farkındalığı, markaya yönelik tutum, algılanan marka değeri ve marka satın alma niyeti üzerinde olumlu bir etkisi bulunmaktadır. Müşterilerin sosyal medya pazarlama faaliyetlerine yönelik tutumlarının da markaya yönelik tutumda önemli bir rol oynadığı sonucuna ulaşılmıştır.
This study examines to understand the smartphone users' attitudes and intention towards social media apps with the perspective of three widely used models; uses and gratification (U&G) theory's psychological motivations factors (entertainment, sociality, and information), innovation diffusion theory (IDT) and the technology acceptance model (TAM). Thus, in the framework of this research, the proposed research model consists of three respective models. The random sampling technique used to collect research samples from Usak province in Turkey. The data used in testing the research model collected by the questionnaires. The numbers of the valid survey collected were 527. The structural equation modeling conducted to analyze the research assumptions and model. The outcomes indicate that the users' perceived ease of use (PEOU) influenced by complexity, relative advantage, observability, trialability. Perceived usefulness (PU) affected by compatibility, relative advantage, observability, trialability, and PEOU, while with attitude together influencing intention to use social media app. Another outcome showed that attitude determined by sociality, entertainment, PEOU, and PU. Empirical results also provided support for the integrative approach. The results show that TAM in the extension of an innovation diffusion theory and psychological motivations can help decision-makers in the social media app.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.