Dünya Sağlık Örgütü'ne göre "aile sağlığı hemşiresi kronik hastalıklar ve sakatlıklarla baş etmede, stres zamanları boyunca hastalara yardım etmek için zamanlarının büyük bölümünü birey ve aileler ile evlerinde çalışarak geçirir". Aile sağlığı hemşiresi halk sağlığındaki sağlığı koruma, geliştirme unsurlarını tedavi edici ve palyatif bakımla birleştirir; aile, toplum ve sağlık sistemleri arasındaki koordinasyonu kolaylaştırır. Dünya genelinde aile sağlığı merkezlerinde çalışan hemşireler aile sağlığı hemşiresi olarak adlandırılmakta, rol ve sorumlulukları bu doğrultuda belirlenmektedir. Ülkemizde ise aile sağlığı merkezinde çalışan hemşireler rol ve sorumlulukları açısından "aile sağlığı hemşireliği" kapsamında yer almakta; fakat "aile sağlığı elemanı" olarak adlandırılmaktadır. Bu makalenin amacı, aile sağlığı hemşireliği kavramını, tarihsel gelişimini, rol ve sorumluluklarını açıklamak ve ülkemizdeki mevcut durumu ortaya koymaktır. Bu makalenin aile sağlığı merkezlerinde çalışan hemşireler ve konu ile ilgilenen araştırmacılar için yararlı olacağı düşünülmektedir.

Behavioral problems are seen in one out of four school-age children. There are difficulties in evaluating children's behavior in Turkish culture and therefore a valid and reliable measuring tool is needed for assessing behavioral problems in this age group. The aim of this study was to evaluate the psychometric properties of the Turkish version of the Behavior Assessment for Children (BAC). The study was conducted using the cross-sectional data collection method to examine the content validity, factor structure, measurement invariance, reliability of BAC based on data from 495 parents and 14 teachers. The Content Validity Index (CVI) was used for testing content validity. Reliability analysis was carried out with Cronbach's alpha, MacDonald's omega test, item total correlations, Spearman Brown's and Guttman's split-half reliability coefficients, percent agreement and intraclass correlation coefficients (ICC). Construct validity was evaluated by confirmatory factor analysis (CFA). The measurement invariance was examined by multiple-group CFA. The CVI of the BAC was found to be .92. Three models were tested with CFA, and a 17-item, three-factor (attention, emotion, self-control) structure of the BAC was finally supported; this dimensional structure proved to be invariant across gender. Factor loadings varied between .56 and .83. Cronbach's alpha was .93; ICC was .60. Percent agreement varied between 41.6%-63.1%. It was determined that the BAC scale is a valid and reliable instrument that can be used to assess the behavioral problems of Turkish children. Its results can moreover contribute to the cross-cultural study of behavior problems and add to worldwide discussions.

Giriş ve Amaç: Çalışmanın amacı ofis çalışanlarının kardiyovasküler hastalık riski ve kardiyovasküler hastalıklar konusunda bilgi durumunun belirlenmesidir. Yöntem ve Gereçler: Tanımlayıcı türdeki araştırmanın evrenini İstanbul İli Anadolu Yakasında özel bir holding ve bankanın ofis bölümü çalışanları oluşturdu (n=1200). Bu evrenden anlamlılık düzeyi 0.05, %95 güven aralığında, asgari örneklem sayısı 240 olarak hesaplandı, örneklemin %72'sine ulaşıldı (n=172). Veriler, Kişisel Bilgi Formu, Kardiyovasküler Hastalık Bilgi Düzeyi (KARDİF-BD) Ölçeği, Framingham Risk Skoru ile toplandı. Arıkan ve ark ( 2009) tarafından geliştirilen KARDİF-BD Ölçeği kardiyovasküler hastalık risk faktörleri ile ilgili bilgi düzeyini ölçmektedir.10 yıllık koroner riski belirlemek için Framingham Risk Skoru kullanıldı. Skorlama her iki cinsiyet için de ayrı yapılmaktadır. Hesaplama için altı risk faktörü vardır: cinsiyet, yaş, kolesterol, HDL, sistolik ve diyastolik kan basıncı, sigara içme. Skorlar <%10 düşük risk, %10-20 orta risk, >%20 yüksek risk olarak alınmaktadır. Bulgular: Bireylerin %59.9'u kadın, %63.4'ü evli, %43'ü lisans mezunu, %49.4'ü sigara,"%20.9'u alkol kullanmakta, %51.7'si hiç egzersiz yapmamaktadır. Çalışma sonunda çalışanların on yıllık kalp hastalığına yakalanma riskleri %79.1'inde düşük, %13.4'ü orta, %7.5'i yüksek riskli olarak bulunmuş, KARRİF BD ölçek puan ortalamaları 19.23±3.03 (min=8, max=27) şeklindedir. KARRİF-BD ölçek puan ortalamaları ile Framingham Risk Skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (x 2 =16.66, p=0.00). Tartışma ve Sonuç: Çalışanların yaklaşık beşte biri orta-yüksek derece kalp hastalığına yakalanma riskine sahiptir.

Objective: The aim of this systematic review was to summarize evidence for the effectiveness of text message-based randomized controlled studies for the health of pregnant women. Methods: We searched the following databases from 2005 and 2015, using databases Google Scholar, Pubmed, Ovid, Cochrane Library. The question of this systematic review; what are results of text message-based interventions on the health of pregnant women? Total of 15 articles was received that met the inclusion criteria for the study. After each full article was read, fifteen articles were included in this review. Results: Text message were effective on smoking cessation, weight control, diabetes management, motherhood readiness, developing negative attitudes towards alcohol consumption. Conclusion: This systematic review suggests use of text message is more practical and cost-effective method for promoting the health of pregnant women and they had a positive effect on health practices of pregnant women.

Objective: The study aimed to examine the effect of group reminiscence therapy among elderly people who living nursing homes. Methods: This randomized controlled trial was performed in two nursing homes in Turkey. A total of 76 elderly recruited the intervention group (n= 37) and the control group (n=39). The intervention group received reminiscence therapy in the form of group sessions lasting 30-45 minutes once a week for six weeks. The control group had no application. Data were collected using a socio-demographic form, the Loneliness Scale, Beck Depression Scale, and Life Satisfaction Scale. Results: After reminiscence therapy, Beck Depression Scale and Life Satisfaction Scale mean scores increased in elderly in the intervention group (p0.05). Conclusion: At the end of the study, reminiscence therapy was found to be a useful method for reducing depression and increasing life satisfaction in elderly.