Objective: The aim of this study was to investigate the effect of allicin on wound healing in an experimental diabetes model. Method: In this randomised controlled study, 50 Wistar albino rats (25 females, 25 males) each weighing 200–300g were used. To develop the diabetes model, 30 rats were induced with 50mg/kg streptozotocin (STZ); 20 rats were not induced in order to compare diabetic and nondiabetic rats. The diabetic rats were divided into three groups, according to dressing material used (allicin, physiological serum and control, where no dressing was used), and the nondiabetic rats were divided into two groups (allicin and control, where no dressing was used). The wound area was calculated and recorded on days 0, 7, 14 and 21. In addition, biopsies were taken from the wound area on days 0, 7, 14 and 21 and used for microscopic examination. Day 0 was used as a reference to calculate wound healing percentage. Results: On days 7 and 14, there were statistically significant differences between groups. Wound surface areas were smaller in the allicin group than in other groups on days 7 and 14. There were no statistically significant differences between the groups on day 21. In addition, it was determined that neutrophil, mononuclear cell, intraepithelial oedema and dermal oedema density were lower and fibroblast, angiogenesis and collagen density were higher in the allicin groups on days 7 and 14. Conclusion: In this study, allicin was found to be potentially effective on wound healing. Future research should be conducted in order to clarify how it affects wound healing.
Demans küresel olarak yaşlanan nüfus ve yaşam beklentisinin artması ile giderek sıklığı artan bir hastalıktır. Demansı olan bireylere yönelik tedavi, bakım, müdahale ve destek için; kültürü de içine alan holistik bakım sağlanması gerekmektedir. Bireyin içinde bulunduğu sosyokültürel faktörlerin grup ve bireysel davranışı etkileyen sembolleri, inançları ve gelenekleri içeren geniş bir kültür kavramsallaştırmasını kapsaması gerekmektedir. Bundan dolayı, demansı olan bir bireyin kişiliğini desteklerken de bu unsurları anlamak çok önemlidir. Hasta J.E.’nin inancı olan Budizm, dünyada fazla sayıda üyesi olan inanışlardan birisidir. Kültürlerarası hemşirelik bakım anlayışına göre; hemşirenin uygulayacağı bakım girişimlerini bakım verdiği hastanın inanışına ve kültürüne uygun olarak uyarlaması gerekmektedir. Bu bağlamda incelenen bu olguda da hemşirelerin Budist hastaya bakım verirken, hastanın temel amacının vücudun hastalık nedeniyle bozulan yin/yang dengesini geri getirmek olduğunu anlamaları gerekmektedir. Yapılan incelemede, ulusal ve uluslararası literatürde demansı olan Budist bireylerde Leininger’ın Gündoğumu Modeli’ni kullanan herhangi bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bu olgu sunumu, Leininger’ın Gündoğumu Modeli’ni demansı olan Budist bir kadın hastanın kültürel değerlendirilmesinin kullanımına örnek olarak yapılmıştır.
Çin’in Hubei eyaleti Wuhan şehrinde 31 Aralık 2019’da SARS-CoV-2 adlı virüsün yayılımı ile ortaya çıkan ve Covid-19 adı verilen salgın kısa zamanda ülkemiz de dahil tüm dünyayı etkisi altına alan bir pandemiye dönüşmüştür.Dünya Sağlık Örgütü’nün 17 Nisan 2021’deki verilerine göre; SARS-CoV-2 ile enfekte kişi sayısı 130 milyonu geçmiştir ve şimdiye kadar yaklaşık 3 milyon insan hayatını kaybetmiştir.Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 ile ilgili dünya genelinde pek çok araştırma yapılmasına rağmen, henüz pandemi durdurulamamıştır.Küresel salgının başlangıcından bu yana Covid-19 hastalarının etkin tedavisi için ilaç çalışmaları hızla sürdürülmesine, pandeminin yayılımını önlemek için koruyucu aşı oluşturma ile ilgili virolojik çalışmalar ve aşılama çalışmaları büyük bir çaba ile yürütülmesine rağmen pandemi hala ve hızla devam etmektedir.Bu bağlamda Covid-19’dan korunmanın tek yolu; aşıya ulaşıncaya kadar hatta aşı yapılsa bile rahatlığa ve rehavete kapılmadan pandeminin bireysel kontrolü ve yönetimidir.Maske kullanımı, sosyal mesafe, el temizliği, hijyen, bireysel izolasyon gibi kişisel koruyucu önlemler bu süreçteki bireysel pandemi yönetiminin temel bileşenleridir.Pandemi süreci başladığından bu yana neredeyse tüm medyada Covid-19’un etkin yönetimi için gerekli bireysel ve toplumsal korunma yöntemleri ile ilgili olarak virologlar, mikrobiyologlar ve enfeksiyon uzmanları kitle iletişim araçları ile toplumu bilgilendirmeyi amaçlamakta ve çabalamaktadır.Fakat tüm bu uyarı ve bilgilendirmelere rağmen, dünyadaki ve ülkemizdeki vaka sayıları ve ölüm oranlarındaki artış;Covid-19’un bireysel yönetiminin hala etkin olarak sağlanamadığını göstermektedir.Bilgi; istendik davranış değişikliği için gerekli fakat yeterli değildir. Edinilen doğru bilgileri davranışa dönüştürmek için kişilerin sosyolojik ve psikolojik birtakım faktörleri taşımaları gerekir.Bu faktörlerin başında otokontrol, sorumluluk ve empati yer almaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.