Proje, tasarı geliştirme, hayal etme ve planlama anlamına gelmektedir. Ayrıca, sonucu gösteren bir kelime olmak yerine, süreci ifade etmektedir. Öğrenme olayının bir süreçte, bir kurguyla ve tasarıyla olan şekli ise projeyle öğrenmedir. "Proje tabanlı öğrenme" tümcesindeki "tabanlı" kelimesi ise kurguyla öğrenme sürecinin bir hedef olmak yerine sürecin önemli olduğu bir yapılanmayı anlam bakımından vermektedir. Yeni Medya konusunda ise teknolojide yaşanan gelişmeler, insanlığı hem iletişim ve etkileşim yönünden etkilemiş, hem de tüm yaşam biçimini değiştirmiştir. Medya kavramı, televizyon, radyo basılı yayını işaret etmektedir. Ancak bilgisayar kullanımı, internet ve küreselleşme ile birlikte medya kavramı yeni medyaya dönüşmüştür. Çünkü internetin olanaklarına sahip her araç bir yeni medya aracına dönüşerek bireye sınırsızlığı sunmaya başlamıştır. Teknolojik gelişmelerden toplumun bir parçası olan sanatçı da etkilenmiş ve postmodern sanatta alan kalıplarının yok olmasıyla, sanatçılar birtakım denemeler yapmaya başlamış ve Yeni Medya Sanatı ortaya çıkmıştır. Araştırmada, kuramsal alt yapı ile ilgili bilgilere ulaşmak adına literatür taraması yapıldığından dolayı, nitel araştırma özelliği taşımaktadır. Edinilen bilgiler ışığında, proje tabanlı eğitim modeli kullanılarak yapılan sanat projesinin analizi yapılmakta ve proje tabanlı eğitimde sanat projesi örneği olarak alana katkı sağlanması amaç edinilmiştir. Dokuz Eylül Üniversitesi, Doktora Programı dersi olan İleri Resim Tasarımı Dersi, yürütücüsü tarafından proje tabanlı eğitim modelinde ilerlemektedir. Araştırmada, sanat projesi olarak "Çağdaş Sanatta Dijitalleşme ve Media Art" başlıklı uygulama başlangıcında çıkış kaynağı olarak sanatçı Candaş Şişman örneği verilmiştir. Yeni Medya Sanatı ve Şişman"ın eserleri çıkışlı gerçekleştirilen uygulama, proje tabanlı sanat öğrenimi örneği olarak paylaşılmakta ve proje tabanlı öğrenmede sanat projesi niteliklerine uygun bulunmuştur.
The psychoanalytic analysis method aims to identify the artist's life experiences, traumas, traces of his self and traces of his psychic structure in the work revealed in the visual arts. The facts intended to be revealed in question reveal the autobiography of the artist in his work. While examining the psychic structure of the artist, it was determined that the artist produced autobiographical works with a Feminist approach, sometimes with life experiences and early effects on the artist's psyche. While feminist artists aimed to defend gender equality and women's rights and freedoms, they realized this through their own life experiences, and in this context, the facts related to the feminist approach were transferred to art in their own psychic structures and unconsciously. In this context, the research aims to examine the works of two prominent female artists in Feminist Art, Louise Bourgeois and Tracey Emin, to examine their psychic structures with the psychoanalytic analysis method, to reveal the autobiographical facts and to determine the feminist phenomena in the artist's Psyche. In the study, it was determined that the two female artists included in the sample revealed the Feminist phenomena stemming from their experiences, as well as the situations that exist in the existential development of the individual in the pasicaanalytic context, and the Feminist phenomena from the unconscious phenomena.
Zaman ve mekân insanın en temel varlık kategorileridir. Varlığını sürdürdüğü anda kendisine eşlik eden zaman ve mekân kavramlarının zorunluluğuna ilişkin, tarihsel olarak birçok düşünce ortaya koyulmuştur. Ancak, modern döneme gelindiğinde, Einstein'ın Görelilik Teorisi tam anlamıyla bir kırılmaya neden olarak, zaman ve mekân kavramlarına bakış açısını değiştirmiştir. Bir birey olarak modern sanatçı da bu düşüncelerden etkilenerek eserlerinde eşzamanlılık olgusunu ortaya koymaya başlamıştır. Modern dönemde özellikle kübizmde, parçalanan yapılar olan kolaj/asamblaj teknikleriyle kendisini göstermeye başlayan ve nesnenin çeşitli açılardan betimlenmesini içeren eserler zaman ve mekânın eşzamanlılığını ortaya koymuştur. Eşzamanlılık olgusu, kübizmde, nesnenin çeşitli açılardan betimlenmesi şeklinde gerçekleşmiş, fütürizmde ise bakış açısı sabitken nesnenin hareketinin üst üste betimlenmesi şeklinde ortaya çıkmıştır. Ancak bu akımlardan sonra da bu eşzamanlılık etkisi sanatta bir kullanım biçimi olmaya devam etmiştir. 1960 ve sonrasını ifade eden çağdaş sanatta ve de enstalasyon sanatında, teknolojinin en üst seviyeye ulaşması ve bunun getirileriyle eşzamanlılık olgusu kullanılmaya devam etmiştir. Araştırmada, örnekleme alınan enstalasyon sanat eserlerinde, yoğunluklu olarak teknolojik olanakların da eşzamanlı betimlemede bir destekleyici araç olarak kullanıldığı, geçmişe ait olan zamansal ve mekânsal olguların, kurgusal olarak şimdiki zamanda ve mekânda ortaya koyulması ile bir eşzamanlılık yaratıldığı tespit edilmiştir. Tüm bunlara ek olarak, eserin izleyici ile etkileşimine ve çevresinde/içinde gezmesine olanak sağlayan enstalasyon sanatı, kübizmde ve fütürizmde olduğu gibi izleyiciye ortaya koyulan nesne ya da nesnelerin birçok açıdan görünümünü sunmaktadır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.