“…Çalışma koşullarının iyi olmaması, çalışana verilen görevlerin çalışanın yeteneklerini göstermesini kısıtlaması (Greenberg & Grunberg, 1995), çalışanın dışlanması, çalışana ayrımcılık yapılması (Eryılmaz & Burgaz, 2011), sık sık görev değişikliği, teknolojinin artışıyla yaptığı işi anlayamama, üstleri tarafından tanınmama (Kaya, 2021), gereğinden fazla kuralsızlık ya da kuralcılık, çalışanların iş arkadaşı desteğinden yoksun olması, fiziksel koşulların yetersizliği (Eryılmaz & Burgaz,2011), örgütün aşırı merkeziyetçi ve bürokratik yapıda olması (Aiken & Hage, 1966), rol çatışması, rol belirsizliği (Atay & Gerçek, 2017;Köz & Seçilmiş, 2021), kişilerarası çatışmanın (Ulukök & Merdan, 2022) ve işlemsel psikolojik sözleşmenin varlığı (Akbaba, 2018), duygusal emek, örgütsel sinizm, iş koşullarından hoşnut olmama, mobbing, örgütsel muhalefet, denetim, kariyer engelleri, işin rutinliği ve beş faktör kişilik özelliklerinden duygusal dengesizlik ile sorumluluk (Oruç, 2020) gibi etkenlerin işe yabancılaşmanın ortaya çıkmasında etkili olduğu belirtilmektedir. Bununla birlikte etik liderlik, örgütsel adalet, dönüştürücü liderlik, etik iklim, örgütsel güven, otantik liderlik, olumlu örgüt iklimi, örgüt kültürü, örgüte uyum sağlama ve lider-üye etkileşimi ise işe yabancılaşmanın ortaya çıkmasını azalttığı ifade edilmektedir (Oruç, 2020).…”