Search citation statements
Paper Sections
Citation Types
Year Published
Publication Types
Relationship
Authors
Journals
Batı tarihçiliğinde Erken Ortaçağ terimiyle karşılanan ve yaklaşık olarak V. ile X. yüzyıllara denk gelen tarih aralığı, sadece Ortaçağ Türk tarihi için değil aynı zamanda dünya tarihi açısından da önemli bir zaman aralığıdır. Çünkü bu süreçte hem Avrupa’nın etnik yüzünü şekillendirecek Kavimler Göçü (375), Hun Türklerinin batıya göç etmesiyle başlamış ve Avrupa’da, sınırları Balkanlardan Manş Denizi’ne kadar uzanan Avrupa Hun Devleti kurulmuştur (376). Bundan kısa bir süre sonra da Asya’da sınırları Mançurya’dan Avrupa’da Kırım’a kadar uzanan ve tarihte Türk adını taşıyan ilk Türk devleti olan Göktürkler kurulmuştur. Araştırmaya konu olan tarih aralığı ayrıca Türklerin İslam diniyle ilk defa karşı karşıya geldikleri tarih aralığıdır. Bu araştırmada tarih çalışmalarında ana kaynak durumunda olan seyahatnameler incelenmeye çalışılmıştır. Zira seyahatnameler tarih bilimi açısından önemli kaynaklar arasında olmakla beraber son zamanlara kadar hak ettikleri değeri görmemişlerdir. Bu çalışma ile V. ve X. yüzyıllar arasında, Türk toplulukları hakkında bilgi veren seyahatname türü eserler ve onların yazarları hakkında kısaca bilgi verilmeye çalışılmış, bu alanda çalışma yapacak araştırmacılar için hiç değilse bir başlangıç noktası oluşturulması amaçlanmıştır.
Batı tarihçiliğinde Erken Ortaçağ terimiyle karşılanan ve yaklaşık olarak V. ile X. yüzyıllara denk gelen tarih aralığı, sadece Ortaçağ Türk tarihi için değil aynı zamanda dünya tarihi açısından da önemli bir zaman aralığıdır. Çünkü bu süreçte hem Avrupa’nın etnik yüzünü şekillendirecek Kavimler Göçü (375), Hun Türklerinin batıya göç etmesiyle başlamış ve Avrupa’da, sınırları Balkanlardan Manş Denizi’ne kadar uzanan Avrupa Hun Devleti kurulmuştur (376). Bundan kısa bir süre sonra da Asya’da sınırları Mançurya’dan Avrupa’da Kırım’a kadar uzanan ve tarihte Türk adını taşıyan ilk Türk devleti olan Göktürkler kurulmuştur. Araştırmaya konu olan tarih aralığı ayrıca Türklerin İslam diniyle ilk defa karşı karşıya geldikleri tarih aralığıdır. Bu araştırmada tarih çalışmalarında ana kaynak durumunda olan seyahatnameler incelenmeye çalışılmıştır. Zira seyahatnameler tarih bilimi açısından önemli kaynaklar arasında olmakla beraber son zamanlara kadar hak ettikleri değeri görmemişlerdir. Bu çalışma ile V. ve X. yüzyıllar arasında, Türk toplulukları hakkında bilgi veren seyahatname türü eserler ve onların yazarları hakkında kısaca bilgi verilmeye çalışılmış, bu alanda çalışma yapacak araştırmacılar için hiç değilse bir başlangıç noktası oluşturulması amaçlanmıştır.
Udun Hanedanlığı, şimdiki Hoten sınırları içerisinde M.Ö. II. yüzyılın başlarında resmî devlet olarak kurulmuştur. Bölgeye İslamiyet gelene kadar hanedanlık tahtına Visa ailesinden 56 hükümdar oturmuş ve 1000 yıldan fazla hüküm sürmüştür. Orta Asya, Doğu-Güney Asya ve Avrupa kıtaları ile bağlantı kurarak onların arasında kültürel ve iktisadi açıdan köprü rolü oynamıştır. Devletin adı sonradan Uluğ Ağılık Udun Devleti olarak değiştirilmiştir. Hoten, Visa Sambava döneminde siyaset, kültür, iktisat, eğitim, tarım ve hayvancılık alanında uygulanan doğru politikalar neticesinde halk her anlamda zenginleşmiş ve huzura kavuşmuştur. Bu dönemde, diğer dönemlere göre daha fazla gelişme söz konusudur. Bu dönemin araştırılması sonucunda Visa Sambava’nın etnik kökeni ve tahtında oturduğu Udun Devleti’nin Karahanlılarla olan siyasi ilişkileri, bölgenin tarihi aynı zamanda Visa Sambava’nın Çin’de Tibetliler ve İdikut Uygur Devleti’nin yanı sıra kurulan diğer hanedanlıklarla olan siyasi ilişkileri ortaya koyulmaya çalışılmıştır. 920’de İslamiyet’i devlet dini olarak kabul eden ilk Türk devleti olan Karahanlılarla siyasi ilişkileri uzun sürmüş ve bu süreç içerisinde çetin mücadeleler yaşanmıştır. Bu süreçte her iki taraf da birçok kayıp vermiştir. Çalışmada, Udun hükümdarı Visa Sambava dönemi incelenerek dönemin siyasi, iktisadi, dinî ve sosyo-kültürel durumu değerlendirilmiştir.
Şanyü Modu’nun iktidarından (M.Ö. 209-174) Şanyü Jünchen döneminin (M.Ö. 161-126) sonlarına kadar Hunlar İç Asya’nın tek hakim gücü olarak Çin’i tahakküm altında tutmayı başarmışlardı. Han hanedanının büyük imparatoru Wudi’nin Hun tehdidine karşı M.Ö. 129 civarında başlattığı kuzey ve batı yönündeki geniş-çaplı hücum stratejisi başarılı generaller sayesinde bilhassa Şanyü Yizhixie döneminde Hunların ciddi kayıplar verdiği ağır yenilgilerle sonuçlanmış ve Çin üzerindeki Hun hakimiyeti kesin bir şekilde kalkmıştı (M.Ö. 129-119). Hunlar Kansu’yu (Hexi Koridoru) kaybetmekle kalmamış, Ordos – Gobi’nin güneyindeki pay-i taht merkezlerini de yukarı Moğolistan’a taşımışlardı. M.Ö. 60’da I. Hun İç Savaşı patlak vermiş ve M.Ö. 53’de Zhizhi’nin iktidara gelmişti. Sürdüğü kardeşi Huhanye, Çin’in desteğiyle bir süre sonra Kuzey’e dönerek tahta geçerken, askeri üstünlüğüyle bilinen Zhizhi ise Batı’ya hareket etmiştir. Balkaş Gölü – Talas Nehri hattına kadar topraklarını genişleten ve Kangju devletini (Soğdiyana) kendine bağlayan Zhizhi, M.Ö. 36’da Çinliler tarafından kuşatılarak öldürüldü. Huhanye’den itibaren Çin’in “vasalı” konumunda kalan Hunlar, özellikle Şanyü Huduershi döneminde tekrar eski gücüne kavuşmuş ve Çin’e (Sonraki Han/Doğu Han: M.S. 25-206) karşı vasal statüsünü kaldırarak büyük bir tehdite dönüşmüştü. Lakin, M.S. 46’da veraset sırasından kaynaklanan yeni bir İç Savaş yaşanmış; karizmatik lider Punu Hun Şanyüsü olurken, esasında verasette daha önde gelen Bi güneye inerek taraftarlarının da desteğiyle kendini Şanyü ilan etmiş ve “tam vasal” statüsüyle Han’a bağlanmıştı. Bu dönemden itibaren Çin’in organizasyonu ile Kuzey Hunlarına karşı Doğu’da Xianbei (Siyenpi) ve Wuhuan’lar, Kuzey’de akraba Dingling’ler, Güney’de “kardeş” Güney Hunları, Tibetli Qiang’lar ve hatta kısa bir zaman önceye kadar vasalları olan Batı’daki Türkistan’ın vaha devletleri de dahil olmak üzere devasa bir ittifak oluşturuldu. M. S. 87’de Şanyü Youliu’nun, Siyenpiler tarafından öldürülerek derisinin yüzülmesi hadisesi, Hun tarihi için bir dönüm noktası ve yeni bir dönemin habercisi olacaktır. Bilhassa M. S. 89-91 senelerinde Doğu Tanrı Dağları, Moğolistan ve Altaylar’ın güney eteklerinde alınan ağır yenilgilerden sonra mağlup Kuzey Hun boyları 200.000’den fazla bir nüfus ile İli Vadisi, Yedi-su ve Doğu Kazakistan’a göç ederken boşalan Hun topraklarına ise Siyenpiler yerleşti. Kaynaklara göre Dou Xian’ın hibrid-ittifak ordularından kaçan bu Hunlar idari-geleneklerine göre “Yabgu” unvanı taşıyan bir devlet kurmuşlardır. Bu süreç kesin olarak Hunlar’ın Doğu Türkistan’ın batısından Hazar Denizi’nin kuzeyine uzanan bozkırlardaki yeni yayılma dönemi başlatmıştır. M.S. IV. yüzyılın ortalarında (M.S. 350-370) işte bu Hunların torunlarının önderliğinde farklı yönlere (Kuzey-batı ve Güney-batı) hareket eden aynı damara mensup iki grup; Avrupa, Batı Türkistan–Toharistan, İran ve Kuzey Hindistan’da tarihe yön verecek bir akışın baş aktörleri olacaklardır. Konumuzu oluşturan Batı Türkistan Hunları, muhtelif kaynaklarda Chionitae, Kermichion, Karmir Hyon, Alhon, Huna, Sveta Huna, Hyaona, Hyôn-Xiyon, Hon-k’–Kuşank, Kidarita, Hua-Yeda; Ephthalita, hep’t‘hal, Hēvtāl, Haytal/Hetal – Türk gibi farklı isimlerle gözükmüşlerdir. Sosyo-kültürel gelenekleri ve inanç sistemleri hususunda Roma, Bizans, İran, Çin ve Hint kaynaklarından gelen sınırlı ve kısmen çelişkili bilgiler; onların kendi Hun-Türk bozkır geleneklerini net bir şekilde taşımakla beraber hakim oldukları coğrafyalardaki köklü yerleşik halklar ile bilhassa Kuzey Tibet göçebelerine mahsus hususiyetleri bünyelerinde barındırdıklarını göstermektedir. Dolayısıyla egemen oldukları coğrafyaların tarihsel ve kültürel gücüyle doğrudan ilişkili olarak kendilerini de mirasçıları olarak addettikleri Kuşanlar gibi kurdukları idarelerde senkretik bir yapının varlığı dikkatleri çekmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.