The Use of Optimism in Narrative Therapy with Sexual Abuse Survivors

Abstract

Examining the victim's causal attributions and attribution style associated with sexual abuse may add to the understanding of how survivors make meaning of such experiences and create the related narratives. Through the use of optimism in narrative therapy, the survivor is encouraged to deconstruct the dominant story of being a victim and making new, personal meanings in order to broaden the possibility for other plot-lines and preferredstories with the problems related to sexual abuse being attributed to external, unstable and specific factors. By using the questions that the authors of this paper propose, the therapist can help to deconstruct their dominant stories and create a more optimistic subjugated story.

The Impact of Psychological Trauma on Finance: Narrative Financial Therapy Considerations in Exploring Complex Trauma and Impaired Financial Decision Making

“…Financial therapists must be aware of their authority and power in the session, and consequently, sensitive to any risk of being mentally aligned with the abuser (who also had authority and power) in the client's mind. Thus, practitioners should assume a non-expert stance and learn the client's story without judgment (Cloitre, 2013;Sahin & McVicker, 2009). The practitioner is not to solve the client's problems of past abuse, but to offer support in sharing her story.…”

How does the Domestic Violence Effect in Child?: Review

“…Korku, şiddet gören çocukların en çok hissettiği duyguların başında gelmektedir. 23 McGee, aile içi şiddet gören ya da aile içindeki şid-dete şahit olan çocuklarla yaptığı görüşmelerde, ço-cukların şiddetle ilgili çok değişik duygular taşıdıklarını, ama bu duyguların içinde en önemli-sinin korku olduğunu belirtmiştir. 22 Araştırmacı, bu korkunun genelden özele doğru daraldığı, saldırganın gelecekte nasıl bir saldırıda bulunacağı, her saldırıdan hemen sonra ne olacağı, şiddete maruz kalan annesinin ve kardeşlerinin öldürüle-bileceği yönündeki korkuların çocuklar üzerinde etkili olduğunu vurgulamıştır.…”

“…23 Çocuk ve şid-detle ilgili yapılan çalışmalarda, en çok maruz kalı-nan şiddet türü olarak fiziksel şiddet yer almaktadır. Fiziksel kötüye kullanım, her çeşit sosyokültürel ve sosyoekonomik çevrede rastlansa da sosyoekonomik durumu ve eğitim seviyesi düşük ailelerde daha sıktır; ayrıca ev içi şiddet, sosyal izolasyon, ebeveynde ruhsal bozukluk ve madde kullanım bozukluğu gibi sorunları olan ailelerde daha yüksektir.…”

“…Ayrıca, bu kişilerde astım, allerji, romatizmal hastalıklar, amfizem, ülser ve kardiyovasküler hastalıkların diğer kişilerden anlamlı derecede yüksek olduğu bildirilmiştir. 23 Aile içi şiddete tanık olan çocukların eriş-kinlikte psikotrop ilaç kullanma oranlarının da yüksek olduğu belirlenmiştir. Madde kullanım bozukluğu öyküsü olan erişkinlerle yapılan çalışmada, kadınların %50'si, erkeklerin ise %31'inin çocukluk çağında fiziksel ve cinsel kötüye kullanım öyküsü olduğu, bu kişilerin önemli bir bölümünün aile fertlerinden birine veya eşine şiddet uyguladığı, intravenöz uyuşturucu madde kullananlarda da çocukluk çağı istismar öyküsünün daha yüksek olduğu saptanmıştır.…”