The Stigmatisation of Obesity by University Students Who Will be the Future Counsellors, Educators, and Psychologists

Abstract

To investigate the attitudes of prospective councellors, psychologists, and educators, Obesity Prejudice Scale was used. Participants are ninety university students, thirty from each mentioned department. Founded mean score 82,422 (SD = 1,091) is very close to 85 which indicates prejudical attitudes. Even for the group of participants who informed they have no prejudical bias toward people with obesity, total mean scores was not below 68 which means unstigmatising attitudes. Participants who attribute personal responsibility for obesity condition are more biased toward people with obesity than participants who does not. Mean scores above three (on five point likert) at item level accepted as indicators of the participants' biased attitudes. According to mentioned findings, people with obesity conceptualised as "unhealthy" people, who "doesn't like to move", "has restricted ability to move", "moves slowly", "quickly get tired", "vulnerable to ilnesses", "smelling sweat", "unattractive", "unhappy", "unesthetic", "lazy people", who doesn't have "self confidence" or "will power", "unfavoruable for sentimental relationships", "seem older than they really are". Stigmatising attitudes towards people with obesity held by authority figures at school settings dangerously depletes the potential for early detection and prevention for obesity and eating disorders. Therefore findings implies a need to plan educational intervention programs for prospective counsellors, educators and psychologists to shape more positive, more indiscriminative attitudes.

Mültecilere Yönelik Arzulanan Sosyal Mesafe Ölçeğinin Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması: Yetişkin Yerel Halk Örneklemi

“…"Öteki" olarak algılanan gruplara yönelik önyargılara dair alanyazında birçok çalışma yer almaktadır ve bu gruplara yönelik olumsuz tutumların hem içsel ve hem de dışsal bakımlardan olumsuz sonuçları birçok çalışmada ifade edilmiştir (örn. Okumuşoğlu, 2017a;Okumuşoğlu, 2017b;Okumuşoğlu, 2016). Söz konusu "içsel olumsuz sonuçlar", önyargılı tutumun hedefindeki kişide düşük öz güven ve tam tersine yükselmiş utanç duygusu ile korkma veyahut da kaçınma yaşantıları şeklinde ifade edilmektedir.…”

“…Söz konusu "içsel olumsuz sonuçlar", önyargılı tutumun hedefindeki kişide düşük öz güven ve tam tersine yükselmiş utanç duygusu ile korkma veyahut da kaçınma yaşantıları şeklinde ifade edilmektedir. Diğer yandan "dışsal olumsuz sonuçların" ise ayrımcılık, önyargı, dışlanma, kalıp yargılarla değerlendirilme ("stereotyping") ve sosyal mesafe arzusu şeklinde olabileceği ifade edilmektedir (Okumuşoğlu, 2017a;Okumuşoğlu, 2016).…”