Müslüman ülkelerdeki ekonomik çözümlemeler, sistem, politika ve kurumsallık boyutuyla batılı merkez kapitalist ülkelerin etkisinden kurtulamamaktadır. Üretim ve tüketim alışkanlıkları da kapitalist kültürün en temel öğeleri olduğundan dolayı bu yaklaşımdan nasibini almaktadır. Bu çalışmamızda İslami bakış açısıyla İslam ekonomisi kapsamında üretim ve tüketim konuları ele alınmaktadır. İddiamız, İslam'ın üretim ve tüketim ile ilgili yaklaşımının modern ekonomiye nispeten insanın huzurunu sağlama, hayatını kolaylaştırma ve ihtiyaç kaynak dengesini koruma noktasında daha tutarlı, mantıklı ve yararlı sonuçlar doğurduğudur. Buna göre, dünya hayatını merkeze alarak diğer her şeyi dünyadaki maddi kazanımlar açısından araçsallaştıran batı kapitalizmine nazaran, dünyayı geçici ve dünya hayatının üretim ve tüketimle ilgili bütün gereklerini de ebedi olan ahiret hayatını kazanmak için bir araç olarak görerek, her iki hayatı da değerleri kadar önem veren İslami yaklaşımın üstünlüğü ortaya konulmaktadır. Bu çerçevede üretim ilişkileri ve tüketim anlayışları ile uygulamalar gerçek ihtiyaçlara göre, insanları muhtaç hale düşürmeden, israf etmeden, paylaşarak ve insanlık yararını gözetecek şekilde gerçekleştiğinde, toplumsal yaşamın İslam ekonomisine uygun olacağı düşünülmektedir.