Kadın olgusu tüm zamanlarda tartışma konusu olmuş, günümüzde de tartışılmaya devam edilmektedir. İlk emri "Oku" ayeti ile başlayan, ilim öğrenmeyi kadın-erkek ayrımı yapmadan her Müslümana farz kılan İslam dini; tefekkür etmeyi, araştırmayı emretmiş, tebliğ edilmeye başladığı andan itibaren kadınları da içine alan bir eğitim faaliyetini ve zihinsel dönüşümü başlatmıştır. İslam'ın sunduğu bu anlayış çerçevesinde pek çok kadın âlim yetişmiş, hadis, fıkıh, tefsir gibi ilimlerin yanında sağlık, tarih, şiir gibi pek çok alanda da ilmi hayata katkılar sunmuş ve çeşitli ilim dallarının sonraki nesillere aktarılmasında önemli hizmetler yerine getirmişlerdir. Ancak zaman içinde bazı coğrafyalarda gerek dinin yanlış ve eksik anlaşılmasından ortaya çıkan yanlış yorumlamalar ve gerekse kültürel kodların İslami öğretilerin önüne geçmesiyle kadınların eğitimi konusu tartışmalı hâle gelmiştir. Bu çalışmada temel kaynaklar Kur'an ve hadis ile ilk dönem uygulamaları incelenerek İslam'ın kadına ve kadınların eğitimine yönelik bakış açısı ele alınmıştır. Sözü edilen gayeye ulaşmak için alana yönelik kitaplar, makaleler, tezler incelenerek doküman analizi yöntemiyle değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular sistematik bir biçimde analiz edilerek yorumlanmıştır. Kur'an'ın temel ilkeleri ve Hz. Peygamber'in uygulamaları değerlendirildiğinde kadını eğitimden mahrum bırakan ve cinsiyet ayrımcılığını çağrıştıran bir yaklaşımdan söz edilemez. Hz. Peygamber'in kadın-erkek ayrımı yapmadan, insanları ilim öğrenme konusunda sadece teşvik etmekle kalmadığı, aynı zamanda insanları eğitebilmek için yoğun bir gayret sarf ettiği ve kadınların öğrenme hürriyetinin sağlandığı bir ortamın oluşturulduğu kaynaklarda mevcuttur. Kadının bireysel ve toplumsal rollerini yerine getirebilmesi, toplumsal ilişkilerini düzenleyebilmesi ve iyi bir kul olabilmesi iyi bir eğitim ile mümkündür.