Search citation statements
Paper Sections
Citation Types
Year Published
Publication Types
Relationship
Authors
Journals
Katılım finans sistemi en genel anlamıyla, çalışma usul ve esaslarını müsemmasında mündemiç olan katılım finans ilkelerine göre bir diğer ifadeyle fıkıh başta olmak üzere İslami değerlere göre düzenleyen ve buna göre çalışmalarını yürüten finansal faaliyetlerin tümünü ifade etmektedir. Katılım finans sistemi ya da bir diğer adıyla faizsiz finans sistemi 2023 yılı itibari ile Türkiye ekonomisi içerisindeki konumunu istikrarlı bir şekilde sürdürmektedir. Türkiye finans piyasası içerisinde katılım finans endüstrisinin (katılım bankacılığı, katılım endeksleri, katılım sigortacılığı) kurumsal çalışmaları ve yapısal faaliyetleri de aynı şekilde artan bir ivmeyle devam etmektedir. Küresel İslami finans raporlarına göre (Islamic Finance Global Reports) İslami finans endüstrisi 2022 itibariyle %17’lik bir büyümeyle küresel varlıkları 4 trilyon ABD doları işlem hacmine ulaşmıştır. Kurumsallaşma itibariyle de dünya genelinde yaklaşık 1700 civarında İslami finans kuruluşu geniş bir coğrafyada hizmet vermektedir. Ülkelerin yasal ve hukuki çerçeve sınırları içerisinde en az bir alana dair yasal düzenlemeye sahip olan ülke sayısı 47, bünyesinde merkezi şer’i danışma kurulu (central shariah board) bulunan ülke sayısı ise 19’a ulaşmıştır. Bilgi üretimi açısından da İslami finans endüstrisi dünya genelinde sahip olduğu 880 bilgi sağlayıcı kurum, 150’ye yakın akademik dergi ve 4000’e yakın bilimsel araştırma faaliyetiyle varlığını sürdürmektedir. Küresel ölçekte toplam varlıklar açısından hızla büyüyen ancak kurumsal gelişme açısından durağan bir görünümde olan İslami finans sistemi için geçerli olan durum Türkiye katılım finans sistemi için de geçerlidir denilebilir. 1980’li yıllardan itibaren Türkiye’de faaliyet göstermeye başlayan katılım finans sistemi mevcut durumda dünya genelinde olduğu gibi ağırlık olarak katılım bankacılığı üzerinden faaliyetlerini yürütmektedir. Dünyada ve Türkiye’de İslami finans sisteminde yaşanan olumlu gelişmelere rağmen İslam hukukuna tamamen uygun olan sadece iki ülke (İran ve Sudan) zikredilmekte, diğer ülkelerde faaliyet yürüten İslami finans endüstrisi ise ikili bir mekanizma (faizli ve faizsiz) ile bir arada işletilmektedir. Bu durum katılım finansın kendine özgü yasal ve hukuki çerçevesinin bulunmaması sebebiyle birçok yapısal soruna neden olmaktadır. Bunlardan en önemlisi de bilgi alt yapısına katkı sunacak ve Türkiye’yi uluslararası İslami finans piyasasında akredite edecek şer’i mekanizmanın tesis edilmemiş olmasıdır. Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) bu alanda danışma kurulunu oluşturmuş ancak bu yapı, katılım finans kurumları üzerinde resmi olarak kanuni bir çerçeveye konumlandırılmamış, sadece Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yayınladığı karara istinaden hukuki statüye kavuşturulmuştur. Bu yapının katılım finans sistemi üzerinde fıkhi düzenleme ve denetleme yetkisi olmadığından kurumsal ve ilkesel anlamda ifade edilen bu boşluğu doldurmada yetersiz kalmaktadır. Bu bağlamda, 2022 yılında CBFO tarafından yayınlanan Katılım Finans Strateji Belgesi (2022-2025) içerisinde “Katılım Finans Fıkhi Yönetişim Yapısı” başlığı ile yer alan çalışma grubu önemli bir adım olmuştur. Kayıt altına alınan bu çalışma grubuna ve mevcut idari yapıya destek olmak amacıyla Katılım finans sistemini şer’i çerçevede düzenleyip denetleyecek hem de İstanbul Finans Merkezi’ne (İFM) destekleyici bir kuruluş olarak hizmet verecek “Katılım Finans Şer’i Düzenleme ve Denetleme Kurumu” model önerisi bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Önerilen bu model kurum, uluslararası İslami finans hizmetleri başta olmak üzere Türkiye katılım finans sisteminin, şer’i bilgi, şer’i uyum, şer’i izleme, şer’i tarama, şer’i denetim, ürün geliştirme ve fetva süreçleri, nitelikli insan değeri için gerekli olan bilginin üretilmesi ve öğretilmesi gibi birçok alanda faaliyet gösterebilecek yapıda tasarlanmıştır. Ayrıca kurumsal modelin ortak akıl ya da kolektif şuur ile çalışmasını sağlayacak şûrâ prensipleriyle modellenmesi katılım finans sisteminin meşruiyeti ile ilgili tartışmalara da olumlu yönde katkı sağlayabilecektir. Modellemenin yöntem ve teknikleri açısından uluslararası kurumsal yapılar karşılaştırmalı analizle incelenmiş, literatür taraması yapılmış, yapılan saha çalışmaları da bu modelin kurulma gerekçelerine motivasyon sağlamıştır. Ayrıca bu modelin güçlü ve zayıf yönleri de vurgulanarak buna dair politika önerileri sunulmuştur.
Katılım finans sistemi en genel anlamıyla, çalışma usul ve esaslarını müsemmasında mündemiç olan katılım finans ilkelerine göre bir diğer ifadeyle fıkıh başta olmak üzere İslami değerlere göre düzenleyen ve buna göre çalışmalarını yürüten finansal faaliyetlerin tümünü ifade etmektedir. Katılım finans sistemi ya da bir diğer adıyla faizsiz finans sistemi 2023 yılı itibari ile Türkiye ekonomisi içerisindeki konumunu istikrarlı bir şekilde sürdürmektedir. Türkiye finans piyasası içerisinde katılım finans endüstrisinin (katılım bankacılığı, katılım endeksleri, katılım sigortacılığı) kurumsal çalışmaları ve yapısal faaliyetleri de aynı şekilde artan bir ivmeyle devam etmektedir. Küresel İslami finans raporlarına göre (Islamic Finance Global Reports) İslami finans endüstrisi 2022 itibariyle %17’lik bir büyümeyle küresel varlıkları 4 trilyon ABD doları işlem hacmine ulaşmıştır. Kurumsallaşma itibariyle de dünya genelinde yaklaşık 1700 civarında İslami finans kuruluşu geniş bir coğrafyada hizmet vermektedir. Ülkelerin yasal ve hukuki çerçeve sınırları içerisinde en az bir alana dair yasal düzenlemeye sahip olan ülke sayısı 47, bünyesinde merkezi şer’i danışma kurulu (central shariah board) bulunan ülke sayısı ise 19’a ulaşmıştır. Bilgi üretimi açısından da İslami finans endüstrisi dünya genelinde sahip olduğu 880 bilgi sağlayıcı kurum, 150’ye yakın akademik dergi ve 4000’e yakın bilimsel araştırma faaliyetiyle varlığını sürdürmektedir. Küresel ölçekte toplam varlıklar açısından hızla büyüyen ancak kurumsal gelişme açısından durağan bir görünümde olan İslami finans sistemi için geçerli olan durum Türkiye katılım finans sistemi için de geçerlidir denilebilir. 1980’li yıllardan itibaren Türkiye’de faaliyet göstermeye başlayan katılım finans sistemi mevcut durumda dünya genelinde olduğu gibi ağırlık olarak katılım bankacılığı üzerinden faaliyetlerini yürütmektedir. Dünyada ve Türkiye’de İslami finans sisteminde yaşanan olumlu gelişmelere rağmen İslam hukukuna tamamen uygun olan sadece iki ülke (İran ve Sudan) zikredilmekte, diğer ülkelerde faaliyet yürüten İslami finans endüstrisi ise ikili bir mekanizma (faizli ve faizsiz) ile bir arada işletilmektedir. Bu durum katılım finansın kendine özgü yasal ve hukuki çerçevesinin bulunmaması sebebiyle birçok yapısal soruna neden olmaktadır. Bunlardan en önemlisi de bilgi alt yapısına katkı sunacak ve Türkiye’yi uluslararası İslami finans piyasasında akredite edecek şer’i mekanizmanın tesis edilmemiş olmasıdır. Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) bu alanda danışma kurulunu oluşturmuş ancak bu yapı, katılım finans kurumları üzerinde resmi olarak kanuni bir çerçeveye konumlandırılmamış, sadece Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yayınladığı karara istinaden hukuki statüye kavuşturulmuştur. Bu yapının katılım finans sistemi üzerinde fıkhi düzenleme ve denetleme yetkisi olmadığından kurumsal ve ilkesel anlamda ifade edilen bu boşluğu doldurmada yetersiz kalmaktadır. Bu bağlamda, 2022 yılında CBFO tarafından yayınlanan Katılım Finans Strateji Belgesi (2022-2025) içerisinde “Katılım Finans Fıkhi Yönetişim Yapısı” başlığı ile yer alan çalışma grubu önemli bir adım olmuştur. Kayıt altına alınan bu çalışma grubuna ve mevcut idari yapıya destek olmak amacıyla Katılım finans sistemini şer’i çerçevede düzenleyip denetleyecek hem de İstanbul Finans Merkezi’ne (İFM) destekleyici bir kuruluş olarak hizmet verecek “Katılım Finans Şer’i Düzenleme ve Denetleme Kurumu” model önerisi bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Önerilen bu model kurum, uluslararası İslami finans hizmetleri başta olmak üzere Türkiye katılım finans sisteminin, şer’i bilgi, şer’i uyum, şer’i izleme, şer’i tarama, şer’i denetim, ürün geliştirme ve fetva süreçleri, nitelikli insan değeri için gerekli olan bilginin üretilmesi ve öğretilmesi gibi birçok alanda faaliyet gösterebilecek yapıda tasarlanmıştır. Ayrıca kurumsal modelin ortak akıl ya da kolektif şuur ile çalışmasını sağlayacak şûrâ prensipleriyle modellenmesi katılım finans sisteminin meşruiyeti ile ilgili tartışmalara da olumlu yönde katkı sağlayabilecektir. Modellemenin yöntem ve teknikleri açısından uluslararası kurumsal yapılar karşılaştırmalı analizle incelenmiş, literatür taraması yapılmış, yapılan saha çalışmaları da bu modelin kurulma gerekçelerine motivasyon sağlamıştır. Ayrıca bu modelin güçlü ve zayıf yönleri de vurgulanarak buna dair politika önerileri sunulmuştur.
Türkiye’de Katılım bankacılığı (İslami Bankacılık) sektörü 2005 yılından günümüze yıllık ortalama %23 büyüme gösterirken aynı dönemde geleneksel bankacılık %17 oranında büyüme kaydetmiştir. Katılım Finansın bu hızlı gelişiminin sonucunda şube sayısında ve personel ihtiyacında artışlar olmuştur. Sektör, çalışanlarını genellikle işletme, iktisat, finans ve bankacılık gibi bölümlerden temin ederken sosyal bilimlerde İslami finans ve katılım bankacılığı eğitimleri henüz erken aşamasını yaşamaktadır. Erken aşama olarak nitelendirilen dönemde verilen eğitimlerin geri bildirimleri ise henüz olgunlaşmamıştır. Bu çalışmanın amacı üniversitelerin farklı programlarında İslam İktisadı ve Finansı kapsamında eğitim alan öğrencilerin aldıkları derslere ilişkin bakış açılarının araştırılmasıdır. Bu vesileyle öğrencilerin derslere olan ilgi ve sevgisi araştırılırken kariyer beklentilerinde değişimler anlaşılmaya çalışılmıştır. Çalışmada Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Finans ve Bankacılık Anabilim dalı öğrencileri öncelikli örneklem olarak ele alınmıştır. Ardından daha fazla öğrenciye ulaşmak adına sosyal medya aracılığıyla ek veri toplanmıştır. Anketler kolayda örneklem yöntemi ile toplanmış olup 109 öğrenci çalışmaya dahil edilmiştir. Anketlerden elde edilen verilere normallik normal dağılmadığı için Frekans Analizi, Mann–Whitney U, Kruskal-Wallis H, ve one-way ANOVA: post hoc/Tamane’s T2 analiz teknikleri uygulanmıştır. Demografik analizde, katılımcıların %68 erkek %32 kadın olduğu görülmüştür. Alana ilginin erkeklerde yoğunlaştığı düşünülebilir. 28 yaş ve üzeri katılımcıların %62’lik oranla yüksek seviyede olduğu ve lisansüstü eğitimin programlarından daha fazla veri toplandığı anlaşılmıştır. Öğrencilerin büyük kısmı Marmara ve Karadeniz bölgesinde eğitim görmektedir. Demografik sorular akabinde katılımcılara bazı önemli sorular sorularak İİF alanıyla olan ilişkilerinin ve ilgi düzeylerini belirtmeleri istenmiştir. Bu sorulara verilen cevaplardan tüm katılımcıların %87’si İİF alanında çalışmayı arzuladığını ve %73 seviyesinde İslam İktisadı Finansına ilgi duyduğunu belirtmişlerdir. Bu ön bilgi sonrası İslam İktisadı ve Finansı Derslerine Bakış Açılarının Tespiti adına oluşturulan ölçekte toplamda 40 adet ifade yer almıştır. Bu ifadeler ise 7 farkı boyuta indirgenmiştir. Boyutlar şu şekildedir: Derslere Sevgi Boyutu, Dersleri Faydalı Bulma Boyutu, Dersleri Gerekli Bulma Boyutu, İlgi Alanına Girme Boyutu, Öğrenme Arzusu Boyutu, Derslerin Zorluğu Boyutu, Kariyer Katkısı Boyutu. Boyutlar özelinde yapılan analizler sonucunda öğrenciler; %73 oranında dersleri ve alanı sevdiğini, %85 oranında dersleri faydalı bulduğunu, %86 oranında derslerin gerekli olduğunu, %81 oranında ilgi alanına girdiğini, %85 oranında öğrenme arzusuna sahip olduklarını, %81 oranında derslerin zor olmadığını ve %76 oranında ise kariyerlerinde bu alanın etkili olacağını ifade etmiştir. İslam İktisadı ve finansına olumsuz tutum gösteren katılımcıların %7 ile %16 arasında değiştiği tespit edilmiştir. Kararsızlar da olumsuz tutum gösterenlere eklendiğinde ortalama %20 bir kayıp olduğu görülmüştür. İlgili tarafların kazanılması adına çalışmalar yapılması gerekmektedir. Araştırmanın temel sorusu olan “Öğrencilerin İslam İktisadı ve Finansı derslerine bakış açıları nedir” sorusuna nihai aşamada yüksek oranda olumlu olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Bakış açılarının gruplar arasında farklılıklar gösterip göstermediğine ilişkin analizde ise eğitim alınan programın daha yüksek bir eğitim programı olması halinde bakış açısının pozitif yönde eğilim gösterdiği tespit edilmiştir. YL ve Doktora öğrencileri Lisans ve Ön Lisans öğrencilerinden tutum noktasında farklılaşmaktadır. Bu veriden hareketle İİF eğitimlerinin öğrencilere erken aşamada verilmesi bakış açısının ve ilginin daha olumlu hale getirilmesine katkı sağlayacaktır. Tüm sorular dikkate alınarak bir ortalama alındığında ise öğrencilerin İslam İktisadı ve Finansı kapsamına giren derslere ilişkin bakış açılarının %80 olumlu ve %20 oranında ise kararsız/olumsuz olduğu anlaşılmıştır.
TKBB Danışma Kurulu, kuruluş yılı olan 2018'den bu yana, Pay Senedi İhracı ve Alım Satımı, Teverruk, Murabaha ve Kefalet başlıklarında dört adet standart yayınlamıştır. Bu çalışmanın amacı, söz konusu dört standardın AAOIFI standartlarındaki karşılıklılarıyla aralarındaki ortak ve farklı yönlerin ortaya konulmasıdır. Çalışmada standartlar, içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışma sonucunda, TKBB Danışma Kurulu ve AAOIFI standartlarının özü itibariyle benzer hükümleri içerdiği, tali konularda aralarında kısmi farklılıkların olduğu tespit edilmiştir. TKBB Danışma Kurulu tarafından yayınlanan standartların AAOIFI standartlarına göre konuları daha ayrıntılı olarak incelediği çalışmanın bulguları arasındadır. Hisse senetleri, kefalet ve özellikle de murabaha ile ilgili standartların çok benzeştiği, bununla birlikte teverruk işlemiyle ilgili TKKB Danışma Kurulu standardının daha katı bir tutumla konuyu ele aldığı saptanmıştır.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.