İnsanın yaratılması, dünyaya gönderilmesi ve insanın irade etme yetisiyle birlikte sorumlu kılınması âlemde mevcut iyilik ve kötülüğü anlama ve anlamlandırma çabasını da kapsamaktadır. Bu açıdan insanın ne olduğu ya da insanın iyilik ve kötülük vasıflarını barındırmasının ne anlama geldiği âlemde iyilik ve kötülük meselesi ile ilintili olarak semâvî dinlerin de sorduğu ortak sorulardandır. Bununla birlikte dînî disiplinler içerisinde belki de insanın ne olduğu ya da ne olmadığı meselesi Hâlık-mahlûk ilişkisi bağlamında belki de en yoğun şekilde tasavvufun konu edindiği meselelerden biridir. Mevlânâ ise insanı konu edinen mutasavvıfların başını çekerken eserlerinde insanın iyi ve kötü vasıflarını, bir yandan onun seçkinliğini bir yandan da nefis katmanlarını farklı vechelerden irdeleyen bir mutasavvıf olarak karşımıza çıkmaktadır. Mevlânâ’nın düşüncesinde insanın yaratılması Tanrı’nın bilinmeyi istemesi neticesinde rahmetin tecelli etmesi muhabbet ve meveddetin tezâhür etmesidir. Bu düşünme biçimi aynı zamanda onun Tanrı, âlem, aşk, âşık, mâşuk, hayat, ölüm insanın iradesi gibi konuları da kapsayan bir yaklaşımdır. Dolayısıyla insandan bahsetmek bazen doğrudan ya da dolaylı olarak birbiriyle ilintili farklı meseleleri de konu edinmeyi zorunlu kılmaktadır. Mevlânâ âlemin ve insanın yaratılmasını bir rahmet olarak yorumlarken aynı zamanda insanın seçkinliğini, irade ve ihtiyarını da işaret etmektedir. İnsanın “en güzel şekilde yarattık” âyetine mazhar olmuş kendisine temyiz edebilme ve seçme özgürlüğü verilmiş aklı ve kalbiyle diğer varlıklardan müstesna bir varlıktır. Bununla birlikte insanın irade edebilmesi onun bir takım yerilen vasıfları ve kötü huyları da kendinde barındıran bir varlık olduğu anlamına gelmektedir. Çünkü temyiz edebilmek iyilik ile kötülüğün birlikte var olması anlamına gelmekte olup kötülüğün de iyilikle birlikte konu edilmesini gerektirir. Bu durumda insanın seçkinliği ile onun kötülüğe olan meyli ya da kötülüğü tercih etmesi nasıl açıklanabilir? İnsanın kötülüğü tercih etmesiyle âlemde kötülüğün ortaya çıkması nasıl yorumlanabilir? Âlemde sadece iyiliğin değil kötülüğün de mevcudiyetine rağmen insana irade ve ihtiyar verilmesi bir lütuf olarak tasavvur edilebilir mi? Mevlânâ’nın düşüncesinde iyilik ve kötülük ya da âlemde iyilik ve kötülüğün mevcudiyeti ne anlama gelmektedir? Bu makale Mevlânâ’da insanın yaratılmasının ne anlama geldiğini, insanın irâdî eylemlerini, iyilik ve kötülük meselesini konunun kapsamını sınırlamak için rahmet kavramı etrafında teklif, irade, sorumluluk kavramları bağlamında irdelenmektedir. Makalede söz konusu meseleler Mevlânâ’nın Mesnevî’si başta olmak üzere Fîhi Mâ Fîh isimli eserleri bağlamında analiz etmektedir.