Karikatür; eleştiren, güldüren ve düşündüren doğasıyla toplumsal, siyasal ve güncel olaylar hakkında mizahi anlatımla okuyucuya çeşitli mesajlar vermektedir. Genellikle sistem eleştirisini amaç edinen karikatür, bazen sisteme hizmet eden bir araca da dönüşebilmektedir. Karikatüristin yaratıcılığına bağlı olarak çeşitli konulardaki eleştirileri ön plana çıkaran siyasi karikatürler, okuyucuya farklı bir perspektif sunmaktadır.Siyasi karikatürler, özellikle seçim dönemlerinde siyasal söylem ve ideolojilerin yeniden inşası noktasında büyük önem arz etmektedir. Her ne kadar karikatür, egemen olma yarışındaki grupların siyasal ve toplumsal açmazlarını, aksak yönlerini eleştirel bir biçimde çizgilerine yansıtsa da diğer taraftan siyasi söylemleri, yayımlandığı gazetenin genel yayın politikasına göre ideolojik süzgeçten geçirerek yeniden inşa etmekte, böylece seçmenin tercihini etkileyebilmektedir.Bu çalışma, 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 seçim süreçlerinde meydana gelen siyasi ve toplumsal olayların karikatürlere nasıl yansıdığını dil, söylem ve ideoloji bağlamında ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın evrenini gazetelerde yayımlanan siyasal/ideolojik içerikli karikatürler oluşturmaktadır. Örneklemi ise en yüksek tiraja sahip ve seçim süreci boyunca en çok siyasi karikatüre yer veren gazeteler olarak Cumhuriyet, Milliyet, Habertürk, Yeni Şafak ve Zaman gazetelerindeki siyasal/ideolojik içerikli karikatürler oluşturmaktadır. Örneklemdeki gazetelerde yer alan 124 adet siyasi/ideolojik içerikli karikatür dil, söylem ve ideoloji bağlamında incelenmiştir. Çalışma seçimler öncesi üçer haftalık zaman dilimiyle sınırlandırılarak siyasi parti ve liderlerinin karikatürlerde nasıl gösterildiği, siyasal söylem ve ideolojilerin nasıl inşa edildiği sorularına yanıt aranmıştır. Bu yanıtlara ulaşabilmek için çalışmanın doğasına uygun olarak söylem çözümlemesi ve göstergebilimsel çözümleme yöntemlerinden yararlanılmıştır. Çalışmada elde edilen bulgular çerçevesinde karikatüristlerin, gazetelerin yayın politikaları doğrultusunda bir dil/üslup kullandıkları, bazı toplumsal gerçeklikleri inşa ettikleri ya egemen ideolojiyi yeniden ürettikleri ya da karşıt yeni söylemler geliştirdikleri sonucuna ulaşılmıştır.