Bu çalışmanın temel amacı sosyal kaygı ile sosyal biliş becerileri (duygu tanıma/ayırt etme, zihin kuramı, atıf yanlılığı, sosyal işlevsellik) arasındaki ilişkiyi incelemek ve sosyal biliş becerilerinin sosyal kaygıyı yordama gücünü araştırmaktır. Çalışmada ayrıca sosyal kaygı, sosyal biliş becerileri ve depresyon puanlarının cinsiyet, yaş, bildirilen tanı durumu ve sosyal kaygı düzeyine göre farklılaşıp farklılaşmadığı araştırılmıştır. Çalışmanın örneklemini, 18-60 yaşları arasında bulunan toplam 385 kişi oluşturmuştur. Araştırma verileri çevrimiçi olarak Liebowitz Sosyal Anksiyete Ölçeği, Yüzde Dışavuran Duyguların Tanınması ve Ayırt Edilmesi Testi, Gözlerden Zihin Okuma Testi, İçsel, Kişisel ve Durumsal Atıflar Ölçeği, Sosyal İşlevsellik Ölçeği, Beck Depresyon Envanteri ve Sosyodemografik Bilgi Formu kullanılarak katılımcılardan toplanmıştır. Sosyal kaygı ile duygu tanıma, duygu ayırt etme ve gözlerden zihin okuma arasında negatif, dışsallaştırma yanlılığı ve depresyon ile ise pozitif yönde anlamlı ilişki olduğu belirlenmiştir. Depresyon, duygu tanıma ve ayırt etme, gözlerden zihin okuma ve öncül sosyal etkinlikler ölçek puanlarının sosyal kaygıyı anlamlı düzeyde yordadığı bulunmuştur. Bu değişkenler sosyal kaygıya ilişkin toplam varyansın %52’sini açıklamaktadır. Ayrıca, depresyon etkisi kontrol edildiğinde sosyal biliş becerilerinin sosyal kaygıya ilişkin varyansın %32’sini açıkladığı görülmüştür. Sosyal biliş becerilerindeki bozulmanın ve depresyon puanlarının sosyal kaygının artışıyla ilişkili olduğu belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, sosyal kaygıyı önlemeye yönelik önerilerde bulunulmuştur. Müdahale programları içerisinde bireylerin kişilerarası iletişimi için önemli olan sosyal biliş becerilerini geliştirmeye yönelik etkinliklere yer verilmesinin yararlı olacağı önerilmektedir.