The number of refugees has increased exponentially due to international crises, wars, and political pressures in recent years worldwide. Turkey hosts the largest refugee population in the world with 3,672,646 Syrian refugees. This study aimed to examine the relationship among refugees’ stress, life satisfaction, social support, coronavirus anxiety, and social aids they get during the COVID-19 process. We hypothesized that stress, social aids, and coronavirus anxiety could play a role in the relationship between life satisfaction, stress, and social support. A cross-sectional survey was used to collect data from 628 Syrian refugees via an online questionnaire in Turkey. Confirmatory factor, correlation, and multiple regression analyses were conducted. In addition, the moderator and mediator role of variables tested using the 95% bias-corrected confidence interval from 5000 resamples was generated by the bias-corrected bootstrapping method. The study results show that stress partially mediated the relationship between family support and life satisfaction and between friend support and life satisfaction. In addition, coronavirus anxiety had a moderating effect on the relationship between family support and stress and friend support and stress. Finally, social aids moderated the relationship between stress and life satisfaction. In conclusion, the role of social aids, stress, and coronavirus anxiety in the relationship between social support, stress, and life satisfaction has been revealed.
COVID-19 salgını, tıbbi sosyal çalışma açısından daha önce bir benzeri görülmemiş, alışılmadık birçok zorlukla baş etmeyi gerektiren dinamik bir alan yaratmıştır. Bu anlamda çalışma, Türkiye’de COVID-19 salgının tıbbi sosyal çalışma uygulaması üzerindeki etkilerini araştırmaktadır. Derinlemesine görüşmelere dayanan ve örnek olay çalışması kullanılan araştırmada kartopu örnekleme yöntemiyle 15 tıbbi sosyal çalışmacı ile görüşülmüştür. 3 Temmuz-20 Temmuz 2021 tarihleri arasında gerçekleştirilen görüşmelerin tamamı çevrimiçi gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların onayı ile kaydedilen görüşmeler, ardından aslına uygun olarak yazıya dökülmüştür. Bulgular, COVID-19’un yönetiminde karşılaşılan zorlukları, katılımcıların rutinleri- değişen rutinleri, kaynaklarını, COVID-19’la mücadelenin sosyal çalışma müdahaleleri üzerindeki etkisini; müdahalelerinin kapsamını, katılımcılara COVID-19’un yansımalarını–öz farkındalıklarını ve anlam arayışını, hizmet içi eğitimin içeriğine ilişkindir. Özellikle tıbbi sosyal çalışma uygulamasıyla ilgili olsa da, salgının yarattığı kriz ve travmalar, bulguların hem tıbbi sosyal çalışmaya hem de başka alanlara uygulanabilirliği ima eder. Çalışma, salgın sırasında kanıta dayalı bir çalışma olduğundan, acil durumlarda gelecekteki uygulamalar için dersler çıkarma ve acil eylem planlar hazırlamada rehberlik edicidir.
Bu çalışmanın amacı, sosyal hizmet uzmanlarının etik ikilem ve etik karar vermeye ilişkin görüşlerini tespit etmektir. Bu araştırmada nitel yöntem kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini kartopu örneklem yoluyla ulaşılan ve farklı alanlarda çalışan 15 sosyal hizmet uzmanı oluşturmaktadır. Çalışmada demografik bilgi formu ve yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Çalışmada elde edilen veriler mesleki açıdan, çalışılan alan açısından, tutum açısından ve sosyal politika açısından olmak üzere 4 temada toplanmıştır. Katılımcıların tamamının etik ikilem ile karşılaştığı; genel olarak müracaatçının yararını düşündükleri; etik ikilem karşısında süpervizyona ihtiyaç duydukları; savunuculuk rolüne önem verdikleri ve hizmet içi eğitimi gerekli gördükleri bulgularına ulaşılmıştır. Ulaşılan bulgulara göre sosyal hizmet uzmanlarına hizmet içi eğitim verilmesi, müfredatlara etik konusunda daha fazla ders saati eklenmesi, akademik çalışmaların arttırılması, politika ve mevzuatın etik ihlalleri göz önüne alarak düzenlenmesi ve sosyal hizmet uzmanlarına süpervizyon desteğinin arttırılması önerilmektedir.
İnsan hakları doğumdan itibaren her insanın sahip olduğu, hiçbir kurum ya da kişinin engel olamayacağı, bir başkasına devredilemeyecek, vazgeçilemeyecek hakları kapsamaktadır. Bu sebepten insanların, onurlu, sağlıklı ve mutlu yaşamaları için hayati öneme sahiptir. Ancak, insan hakları hayati öneme sahip olduğu halde, dünyadaki tüm ülkelerde insan hakları sorunları yaşanmaktadır. İnsan hakları sorunlarını tespit edebilmek için ise, ölçebilmek gerekmektedir. Buradaki çalışmada da, toplumdaki insan haklarıyla ilgili sorunları ölçebilmek amacıyla kuşak hakları bağlamında insan hakları ölçeği (KHÖ) geliştirilmiştir. Ölçeğin geliştirilmesi sırasında, literatür bilgisi doğrultusunda, kuşak haklarının birbirinden ayrılamayacağı ilkesinden hareket edilmiştir. Ölçekte "5"li likert ölçeğine göre hazırlanmış "40" soru bulunmaktadır. Ölçek örneklemi 764 katılımcının anketleri tamamlamasıyla oluşturulmuştur. Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları için, IBM SPSS 25 programıyla Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA), Lisrel 8.72 programıyla Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) yapılmıştır. İç tutarlılık güvenirliliğini ölçmek için kullanılan Cronbach Alpha değeri 0,97 bulunmuştur. AFA sonucu ölçeğin "4" faktörlü olduğu bulunmuştur. AFA, DFA analizleri sonuçlarının da gösterdiği gibi, KHÖ, geçerli ve güvenilir bir ölçme aracıdır.
Algılanan stres, çeşitli sebeplerden dolayı bireylerde oluşan stresi tanımlamaktadır. Yaşanan stres bireylerin yaşamını olumsuz yönde etkilemektedir. Pandemi sürecinde bireylerin yaşamları değişmiş ve bu durum bireyleri psikolojik yönden etkilemiştir. Değişen yaşam alanlarından biri ise çalışma hayatıdır. Bu araştırma, bireylerin pandemi sürecinde algıladıkları stresin örgütsel destek ve örgütsel bağlılığa etkisini değerlendirmeyi amaçlamıştır. Araştırma sonucunda bireylerin çalışma düzenine göre normatif bağlılık seviyelerinin farklı olduğu; şirketlerden destek alındıkça algılanan stresin düştüğü ve örgütsel bağlılığın arttığı; örgütsel destek arttıkça algılanan stresin düştüğü saptanmıştır. Çalışma ile Covid-19 literatürüne katkı sunulması, örgütsel destek ile bireylerin yaşadıkları stresin azaltılmasına yönelik çözüm önerileri getirilmesi ve örgütsel destek, algılanan stres ve örgütsel bağlılık bağlamında farklı bir bakış açısının alana kazandırılması hedeflenmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
hi@scite.ai
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.