Summary:Background: After carotid artery stenting (CAS), neurological complications that cannot be explained with imaging methods may develop. In our study we aimed to show, using oxidative stress markers, isolated oxidative damage and resulting neurological fi ndings following CAS in patients with asymptomatic carotid artery stenosis. Patients and methods: We included 131 neurologically asymptomatic patients requiring CAS. The neurological fi ndings were evaluated using the modifi ed Rankin Scale (mRS) prior to the procedure, one hour post-procedure, and two days after. Patients with elevated mRS scores but with or without typical hyperintense lesions observed on an MRI and with changes of oxidative stress marker levels at the time (Δtotal-thiol, Δtotal antioxidative status [TAS], and Δtotal oxidant status [TOS]) were evaluated. Results: In the neurological examination carried out one hour prior to the procedure, there were 92 patients with mRS = 0, 20 with mRS = 1, and 12 with mRS = 2. When Δtotal-thiol, ΔTAS, and ΔTOS values and the mRS were compared, it was observed that as the difference in oxidative parameters increased, clinical deterioration also increased proportionally (p = 0.001). Conclusions: We demonstrate a possible correlation between oxidative damage and neurological fi ndings after CAS which could not be explained by routine imaging methods. Keywords:Reperfusion injury, carotid artery stenting, oxidative damage, total thiol jor or minor thromboembolism by the imaging modalities after carotid artery stenting, might be the result of reperfusion injuries.Our research aimed at the underlying causes of the development of transient neurological complications that cannot be explained via imaging methods following elective CAS. We tried to show the isolated oxidative damage and the resulting clinical fi ndings following stenting in patients with asymptomatic carotid artery severe stenosis. Patients and methods Patient populationApproval for the study was received from our local ethical board. Between September 2014 and August 2016, we investigated a total of 343 consecutive severe carotid artery stenosis patients who are neurologically asymptomatic (without stroke, transient ischaemic attack or amaurosis fugax events within the previous six months). With the results of interdisciplinary consultation between the neurology and cardiovascular surgery departments, 160 patients were referred for carotid endarterectomy,
Amfizematöz piyelonefrit renal parankim içinde veya perirenal bölgede gaz oluşumu ile karakterize, mortalitesi yüksek akut nekrotizan bir enfeksiyondur. Nadir görülmekte olup daha çok diabetes mellitus tanılı hastalarda görülmektedir. Etiyolojisinde en sık Escherichia coli görülür, birçok diğer olası organizmalar rol oynayabilir. Tanısında klinik, laboratuvar ve radyolojik bulgular yer almaktadır. Antibiyoterapi, perkütan drenaj ya da nefrektomi ile tedavi edilebilir. Tek başına medikal tedavi ile başarıyla tedavi edilen az sayıda olgu bildirilmiştir. Bu yazımızda nefrektomi olmaksızın tek başına parenteral antibiyotik tedavisi ile klinik, laboratuvar ve radyolojik bulgularında düzelme gözlenen evre 3A amfizematöz piyelonefritli olguyu sunmak istedik.
The double (proximal plus distal) cerebral embolic protection technique is safe and effective for minimizing the risk of cerebral embolization, even in patients with asymptomatic carotid artery stenosis, despite slightly longer procedure and fluoroscopy times. .
AmaçKronik böbrek yetmezliği ile takipli hastalarda gelişen plevral efüzyonun değerlendirilmesini amaçladık. Gereç ve Yöntemİç hastalıkları polikliniğine başvuran kronik böbrek yetmezliği nedeniyle takipli ve transüdatif vasıflı plevral efüzyonu olan hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastalar yaş, cinsiyet, KBY evresi, kaç yıldır tanılı olduğu, periferik ödem varlığı, diyalize girip girmediği, ek patoloji varlığı, diüretik kullanımı, tedavi yanıtı açısından değerlendirildi. BulgularÇalışmamıza katılan 57'si erkek, 57'si kadın toplam 114 hastanın yaş ortalaması 65 idi. Hastalar ortalama 7,4 yıldır kronik böbrek yetmezliği tanısı ile takip edilmekteydi. Hastaların %60,5'inde ek patoloji saptanmazken en sık rastlanan ek patoloji kardiyak hastalıklardı. Komorbidite varlığı, diyalize girme dururmu, diüretik kullanma durumu, perikardiyal efüzyon varlığı, periferik ödem varlığı ve tedaviye yanıt ile plevral efüzyon varlığı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu saptandı. Hastaların tamamında diyaliz ve medikal tedavi ile plevral sıvıda belirgin iyileşme izlendi. SonuçPlevral efüzyon gelişen hastalarda çoğu zaman etkin tedavi ile tam iyileşme sağlandığından özellikle transüda vasfındaki sıvılarda mümkün olduğunca cerrahi tedavi yöntemlerinden kaçınılmalıdır.
Güncel rehberlerde semptomatik safra taşlarının tedavisinde kolesistektomi önerilirken asemptomatik olgularda cerrahi önerilmemektedir. Bu çalışmada, klinik pratikte asemptomatik safra taşlarına yaklaşımda kolesistektomi sıklığı ve etki eden faktörlerin araştırılması amaçlandı.Araçlar ve Yöntem: Bu çalışma prospektif bir anket çalışması olarak tasarlandı. Çalışma kapsamında geçmişte safra taşı nedeni ile kolesistektomi uygulanan olgular değerlendirildi. Yüz yüze görüşme yöntemi ile uygulanan ankette başlıca; cerrahi endikasyon, tıbbi bilgilendirme ve semptom değişimi yönünden bilgiler sorgulandı.Bulgular: Çalışma kapsamında değerlendirilen toplam 212 olguda; 75 (%35,4) olgunun asemptomatik safra taşı olduğu ve profilaktik amaçla opere edildiği; 137 (%64,6) olgunun ise belirli endikasyonlar (dispeptik semptom varlığı, akut kolesistit, porselen kese vb.) nedeniyle opere edildiği belirlendi. Uygun olmayan endikasyonla cerrahi kararı verilmesinde; %64 ile genel cerrahi, %29,3 ile iç hastalıkları ve %4 ile gastroenteroloji bölümlerinin rol oynadığı gözlendi. Bununla beraber olguların bir bölümünde; başta karın ağrısı olmak üzere, şişkinlik, bulantı ve epigastrik yanma gibi dispeptik yakınmaların cerrahi sonrasında da devam ettiği saptandı.Sonuç: Asemptomatik safra taşlarında endikasyon dışı cerrahi tedavi uygulanması günümüzde sık görülen bir durum olup yaklaşık olarak her üç hastadan birinde uygun olmayan cerrahi tedavi kararı alınmaktadır. Bu nedenle konunun ilgili uzmanlık alanları tarafından yeniden ele alınarak oluşabilecek tıbbi ve hukuki olumsuz durumların önlenebileceği değerlendirilmektedir.
scite is a Brooklyn-based organization that helps researchers better discover and understand research articles through Smart Citations–citations that display the context of the citation and describe whether the article provides supporting or contrasting evidence. scite is used by students and researchers from around the world and is funded in part by the National Science Foundation and the National Institute on Drug Abuse of the National Institutes of Health.
customersupport@researchsolutions.com
10624 S. Eastern Ave., Ste. A-614
Henderson, NV 89052, USA
This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.
Copyright © 2024 scite LLC. All rights reserved.
Made with 💙 for researchers
Part of the Research Solutions Family.